Filiz Uzun
Her zaman spor yapmanın yemek yemek, su içmek kadar gerekli olduğunu yazan biriyim. Yazılarımı takip edenler bilirler. Ama itiraf etmek zorundayım bir süredir ben bunu ihmal ediyorum. Utanarak söylemek zorundayım. Bunun bedelini ne ile ödüyorum söylemeden edemeyeceğim. Tabii ki yapmama nedenlerimi sorsanız eğer onlarca bahane sayabilirim. Yoğun iş tempom, kızımı okula ve diğer yerlere götürüp getirmek, evin işleri, bel ağrılarım v.s… Bu nedenlerim (bahanelerim) uzar gider dilersem.
Ancak benim üzerinde durmak istediğim bu ihmalimin sonucunda bende olan değişimlerdir ki bana en ağır gelen kısmı budur. İlk zamanlar bel ağrılarım oldu. (bel fıtığım nedeniyle). Bu yüzden korkup sporu ertelemeye başladım. Daha sonra çaktırmadan yavaş yavaş kilo almaya başladım. Hayatımda almadığım kadar. Kilo aldıkça moralim bozuldu. Tabii kilo aldıkça bel sorunlarım arttı. Bel sorunları artıkça hareketlerim kısıtlandı. Hareketsizleştikçe kilo daha da arttı. Tabii diyeceksiniz ki öyle bir yazıyorum ki sanki 100 kilo olmuşum gibi... Hayır, o kadar olmasa da hayatımı etkileyecek kadar aldım. Yazılarımı takip edenler yazılarımdaki fotoğraflardan da fark edeceklerdir.
Kilo alışımın moralime olan etkilerinin yanında sağlık sorunlarımı da artırdığını itiraf etmek istiyorum. Spor yapıp bırakanlar bunu çok iyi bilirler. Daha önceleri yediğiniz her lokmayı nasıl olsa yarın harcarım rahatlığıyla yerken şimdi vicdan azabıyla yemek yemek ne demek bunu da bilir çoğunuz eminim. Bu durum tamamen bir kısır döngüdür. Sporu bırakırsınız, kilo alırsınız, kilo aldıkça moralinizi bozar, daha çok yer ve daha çok kilo alırsınız. Ve sizi rahatsız ettiği an ‘dur’ demek gerekiyor.
Ben ‘dur’ dedim. Yaklaşık birkaç hafta önce daha az yemek yeyip daha çok hareket etmeye başladım. Belimi zorlamadan. Az az artırarak. Spor her daim hayatımızda olmalı,  hareket etmek bilinçli olarak beden sağlığımız için çok önemli.
Sizleri her fırsatta yeni sporlarla tanıştırmak istiyorum. Çünkü mutlaka her bedene, her kişiye uyan doğru bir spor şekli vardır. Bunu siz seçemiyorsanız eğer bilinçli spor insanlarından danışmanlık alabilirsiniz.
Sizleri yeni bir spor merkeziyle tanıştırmak istedim bu yazımda. Merkezin sahibi Kıbrıs’ta dans sporunda dünya birincilikleri ile kendini kanıtlamış bir arkadaşım Berkey Bender. Yıllardır hem dans kökenli olduğundan, hem de sporu hayat biçimi olarak seçtiğinden, hep dinç, dimdik bir fizik yapısı olmuştur, birçok erkeği kıskandıran. Ne iyi etti de bir spor salonu açtı.
Hem bizleri TRX sporu ile karşılaştırdığı için hem de herkesin ulaşabileceği birçok çeşit sporu bir yerde bulabileceğimiz bir merkez Fitstop. Siz eğer hala karar veremediyseniz hangi sporu seçeceğinize Lefkoşa’da Fitstop merkezine uğramanızı ve TRX ile tanışmanızı öneririm. Ben denedim çok zevkli. Sadece TRX değil, dilediğiniz sporu seçin ve hemen başlayın. Ben söz verdim bu Cuma orda olacağım. Eski formuma dönmek için. Yazın başladığı şu günlerde moral depolamak ve yazda fit olmak için… Teşekkürler Berkay Bender, Lefkoşa’ya bir spor merkezi kazandırdığın ve bizleri TRX ile tanıştırdığın için.

Amerikan donanmasından çıkan bir spor

F.U: Kendini tanıtır mısın?
B.B: Ben Berkay Bender. 1984’te doğdum, Üniversitenin son yılında dans sporu ile tanıştım. 2006 yılında. Hala daha da dans ediyorum. Spor hayatımda hep vardı. Her zaman spor salonlarında oldum. Ancak spinning yapmaya başladığımdan beri çok sevdim ve yaklaşık üç buçuk yıldır Spinning eğitimi alıyorum. Bu senenin başında da Fitstop adında bir spor salonu açarak spor stüdyosu kurduk. Burada ben spinning dersleri veriyorum. Bir yandan da dünyada başka ne tür sporlar yapılıyor bu aralar diye araştırırken TRX sporu ile karşılaştım ve ilgi çekeceğini düşündüm. Mağusa’da Dilek İyihasırcı arkadaşımızın bu sporu yaptırdığını öğrendim. Onu stüdyomuza çağırdık ve ders vermeye başladı. Bu arada ben de Güney Kıbrıs’ta Amerika onaylı sertifika veren bir yerde bu sporla ilgili eğitim almaya başladım. Eğitimimi tamamladıktan sonra Kıbrıs’ta TRX eğitimi alan sertifikalı 3 kişiden biri oldum.
F.U: Kimdir bunlar?
B.B: Biri ben, diğeri Dilek İyihasırcı ve Sibel Çınar’dır. Dilek bu eğitimi Türkiye’den ben ve Sibel arkadaşımız ise Güney Kıbrıs’tan aldık.
F.U: İlginç bir spor. Nasıl ortaya çıktı acaba?
B.B: Bu spor Amerikan donanmasındaki askerlerin kamplarda spor salonu olmadığı, çalışacak bir şey bulamadıkları zamanlarda arabalarının arkasındaki halatları arabalarına veya ağaçlara bağlayarak kendi vücut ağırlıklarını kullanarak yaptıkları bir spordu. Amerika’daki sporcular bundan esinlenerek bunu geliştirip bir spor haline getirdiler ve şu an tüm dünyada yapılan bir spor haline geldi.
F.U: Kıbrıs’a geleli çok olmadı sanırım? Nasıl duyuldu ve insanlar bu sporu yapmaya başladı?
B.B: Evet daha çok yeni. Bir yıl oldu başlayalı ve gerçekten ilgi var bu spora. Arkadaş çevremiz, sosyal medya (facebook), spor meraklıları sayesinde ilgi arttı. Ve merak ediliyor. Yeni olmasına rağmen ilgi iyi.

Sporu ertelemeyin!

F.U: Fitstop Spor ve Dans Eğitim Merkezi adındaki Stüdyonda hakikaten ilgi çeken birçok spor var. Herkese hitap edecek bir spor bulabilirsiniz değil mi?
B.B: Evet. Son yıllarda ilgi gören ve gerçekten işe yarayan, eğlenceli ve sertifikalı eğitmenler tarafından yürütülen çok güzel spor çeşitleri şu an Fitstop merkezimizde devam etmektedir. Mesela Spinning’i ben yürütüyorum. Kettle Bell diye bir spor var. Değişik ve ilgi gören bir spor. Kangoo Jump Tatiana Petrica ile devam ediyor. Alanında en iyi eğitmendir. Pilatesi beden eğitimi mezunu Sibel Çınar arkadaşımız yürütmektedir. TRX’i biliyorsunuz şu an Dilek İyihasırcı devam ettiriyor, ancak ben de gruplar açmayı planlıyorum. Zumba, Bilgen Atik ve Dila Hatun Değer hocalarımızla devam ediyor.
F.U: Salonunuza ilgi nasıl? Çok çeşitli sporlar yürütmektesiniz tüm spor dallarınıza gelen gruplarınız var mı?
B.B: Stüdyo tarzı spor Kıbrıs’ta bir ilktir. Genellikle spor salonuna yazılır, kendine uygun bir saatte gelip biraz zumba bir gün spinning yapıyordu. Bizdeki sistem aldığı program spinning ise Salı-Perşembe-Cumartesi 6.30’da gelip seanslarına girmen gerekiyor. Bu saat uymadı bana başka seansa geleyim yok. Odaklanma var yani. Saatine ve seansına. Bunun yararı şartlanır ve saatini kaçırmaz, aksi takdirde gevşeme başlar. Bu saati kaçırdım aman diğer saate gideyim derler sonra bugün gidemedim ama yarın giderim derken sporu erteleyebilir. Biz insanların sporu ertelemesini istemiyoruz.
F.U: TRX ile en çok hangi bölgeler çalışır? Kilo veriliyor  mu ? Yoksa sadece kas geliştirme amaçlı mı?
B.B: Tüm vücut eşit şekilde çalışıyor. Bu senin ihtiyacına, hocanın yürüttüğü programa ve senin ne kadar yaptığına da bağlıdır. İstersen kol ağırlıklı, istersen bacak, istersen üst bölge ayrı, alt bölge ayrı çalıştırabilirsin. Hoca bunu dengeler haftanın üç günü olan derslerin 1. günü üst bölgeyi çalıştırır, 2. gün alt bölgeyi, 3. gün genel çalıştırabilir. Bu hocanın kendi programına bağlıdır. Kişilerin talepleri de önemli tabii... Her seansta 500-600 k/kal harcayabilir. Seanslar 55 dk sürer. Kalori yakmak da yine kişiye bağlıdır. Hareketi ne kadar doğru yaptığına, tekrarları kaç kez yaptığına bağlıdır.
F.U: Bu sporu herkes yapabilir mi? Örneğin bel sorunu olanları zorlar gibi geldi bana.
B.B: Herkes yapabilir. Özellikle doğru hoca ile çalışılırsa bel sorunlarının bile geçtiğini görürsünüz. Bel kaslarını güçlendiren çok güzel bir spordur. Faydasını gören çok arkadaşımız var. Sadece bele değil diz ve birçok soruna da iyi geliyor çünkü kendi beden ağırlığınızla çalışıyorsunuz ve tüm kaslarınız çalışıp güçleniyor. İlk seans bocalayabilir gelen ama sonrasında hareketleri öğrendikçe bu spora aşık oluyor.
F.U: Müzikleri hocalar kendi mi seçiyor?
B.B: Evet. O gün ne tür bir performans seçtiyse ona göre bir müzik ayarlar. Müzik hareketlerle uyumlu olmalıdır. Ayrıca dinlendirme hareketleri sırasında yavaş müzikler seçilir. Bunu ancak dersi yürüten hocalar ayarlayabilir.

Spor aleti vücut

F.U: İlginç bir spor aslında yukarıda bağlanan iplerle spor yapmak. Değil mi?
B.B: Evet hem bir materyal var hem de yok gibi. İnsanlar aletlerle çalışmaktan sıkıldı açıkçası. Bu sadece tutunmak için kullanılan ipler. Kullanılan en önemli materyal kendi vücudunuzdur. Başka bir şey değil aslında. Epeyi efor harcanıyor ve gerçekten kaslar üzerine çok etkili.
F.U: Salonunuza spor yapmaya gelen biri ne yapmak istediğini bilmiyorsa onu siz mi yönlendiriyorsunuz?
B.B: Evet. Sohbet ediyoruz öncesinde. Daha önce spor deneyimi var mı? Kilosu, sağlık sorununun olup olmadığı, amacı ne, kilo vermek mi eğlenmek mi istiyor, dans seviyor mu? Bu soruların cevaplarına göre biz karar verdiğimiz sporu ilk kez denemesini öneriyoruz ve bunun için ücret vermiyor. Sevdiyse o spora devam ediyor. Sevmediyse önerdiğimiz diğer sporu deneyip kendi karar kılıyor ve karar verene kadar denediği sporlar için ücret ödemiyor.

Sertifikalı hoca çok önemli

F.U: TRX için aylık çok fazla para ödemek gerekiyor mu?
B.B: Haftada iki yapılıyor şu an TRX ve 140 tl. Üç seansa çıkardık şimdi henüz haftada üç başladığımız halde ilk grubumuzdan ücret almadık. Bu aydan sonra haftada üç için fiyat belirleyeceğiz. Ancak dileyen haftada iki, dileyen üç kez gelebilecek.
F.U: Hep sporun içinde olan biri olarak spor merkezi açmak iyi bir fikirdi. Esas amacın neydi burayı açarken?
B.B: Ben bu merkezi açarken esas amacım şuydu; yaptığım araştırmalarda gördüm ki tüm dünyada yapılan sporlarda kendi vücut ağırlığı ile yapılan sporlar tercih ediliyor. Çünkü en sağlıklısı budur. Ağırlık kaldırırken vücut ağırlığının üstünde kaldırırsan çeşitli sakatlanmalar olabiliyor. Ama kendi vücut ağırlığınla sakatlanma mümkün değil. Salonumuzun felsefesi de budur. Sağlıklı olmak ve sağlıklı kalmak… O yüzden eğer bir materyal kullanmamız gerekiyorsa da 3 kiloyu geçmemesine dikkat ediyoruz.
F.U: Son sözlerin?
B.B: Herkesin kendine uygun bir sporu seçip sağlıklı kalmak için spor yapmasını öneriyorum. Ancak bir nokta üzerinde durmak istiyorum. Seçeceğiniz spordaki eğitmenin sertifikalı olup olmamasına bakılmalıdır. Daha ucuz diye bazı salonlara gidip yarardan çok zarar vermeyiniz bedenlerinize.
Fotoğraflar: Mehmet Koru