‘TÜCCAR MALI KESTİ’
YENİDÜZEN döviz krizinin piyasadaki etkisini izlemeye devam ediyor…
Dövizdeki ani değişimler yüzünden bazı firmalar mal alım- satımını durdurdu. Esnaf elindeki stok ürünleri satmaya çalışıyor. Bazı marketlerde sigara satışına limit konuldu.
Salih ARICI
Dövizdeki dalgalanma piyasayı da vurdu.
TL’deki erime nedeniyle bazı ürünlerin fiyatları neredeyse iki katına çıktı, bazı firmalar mal alım- satımını durdurdu.
Bazı tüccarların piyasaya mal vermemesi nedeniyle birçok esnaf elindeki stok ürünleri satmaya başladı.
Ekonomide yaşanan hareketlilik nedeniyle vatandaşların alım gücünün düştüğünden dert yanan esnaf, “Önümüzü göremiyoruz. Böyle giderse iflas bayrağını çekeceğiz” dedi.
Esnaf dertli…
YENİDÜZEN, döviz krizi nedeniyle sokağa indi, esnafın ve piyasanın nabzını tuttu, ortaya çıkan tablo can yaktı.
Erülkü Muhasebe Müdürü Hakan Baysan, vatandaşların ‘günü geçirecek’ ürünleri satın almaya başladığını söyledi, kurlardaki hareketlilik nedeniyle bazı firmaların mal satmadığını, bu konuyla ilgili zorluk yaşadıklarını belirtti.
Samsung Satış Temsilcisi Sacide Bayuk da döviz endeksli çalıştıklarını, bazı ürünlere 300 TL ile 500 TL civarında artışlar olduğunu aktardı.
Ticaretle uğraşan Ziver Alptürk ise döviz kurları dikkate alındığında Ocak ayında 120 TL’ye denk gelen 40 dolarlık malın fiyatının bugün neredeyse 280 TL’ye çıktığını kaydetti.
Olgun Ayakkabı sahibi Olgun Şila, geçmişte 80 TL’ye sattığı ayakkabıyı toptancının bugünkü yeni fiyatlara göre 80 TL’ye vermek istediğini belirtti.
Bereket Fırın Sahibi İlker Dağer de dövizin yükselmesinden dert yandı, “25 kilo unu 50 TL’ye alırken dövizlerin yükselmesi ile birlikte 72,5 TL’ye almaya başladım” dedi.
Devpa Süpermarket’in ortağı Tansel Nizam ise “Bu döviz ateşi başlayınca tüccar marketlere raflık dahi olsa malı kesti” şeklinde konuştu.
Sigara satışlarına limit
Bazı marketlerde ise sigara satışlarına limit konularak, müşteriye üç paketin üzerinde sigara satışı yapılmıyor.
ESNAF NE DEDİ?
Hakan Baysan (Erülkü Muhasebe Müdürü):
“Yurttaş günü geçirecek ürünleri tercih ediyor”
“Bazı firmalar mal satmıyor, bu da bize zorluk yaşatıyor. Mal alamıyoruz. Bazı ürünlerin muadili yoktur. Bazı ürünler markadır, marka ürünü o firma satar başka yerden tedarik edemezsiniz. Farklı marka muadili olan ürünler elimizde varsa veya firma veriyorsa raflara koyuyoruz. Her şeyi dövize bağlamak da doğru değil, ama insanlar her şeyi dövize bağlıyor. Stokçuların ise malları neden vermediğini biz bilemeyiz. İnsanların alım gücü ise düşüyor. Müşteri 10 parça mal alacaksa, 3-4 parça mal alıyor, eskisi gibi şu lazım, bu lazım demiyor günü geçirecek ürünleri tercih ediyor. Birde biz marketimizde eski ürünü eski fiyattan satıyoruz. Tabi birde bunun yanında Türkiye’den gelen bakliyat, yağ, makarna gibi ürünler var onlar döviz üzerinden geliyor devlet bu konuda bir şey yapmadı. En azından gümrükteki kurları sabitleyip, Katma Değer Vergisi (KDV)’yi daha düşükten alsaydı fiyatlar insanlara bu kadar yansıtılmayacaktı. Stokçularda ellindeki malı ne kadar tutabilir ki, günün sonunda zammını yapıp ürünleri piyasaya çıkartacak.”
Sacide Bayuk(Samsung Satış Temsilcisi):
“Fiyatları düşük tutmaya çalışıyoruz, insanlar para harcamaktan korkuyor”
“Dövizin artması bizi oldukça etkiledi. Müşteri potansiyeli birçok yerde olduğu gibi bizde de bu günlerde biraz azaldı. İnsanlara yardımcı olabilmek adına fiyatlarımızı düşük tutmaya çalışıyoruz. Buna rağmen insanlar para harcamaktan korkuyorlar. Biz Türkiye pazarı üzerinden ürünlerimizi getiriyoruz, toptan alışlarımız yurt dışından. Şu anda ürün getirme ile ilgili hiçbir sıkıntımız yok, sadece döviz kurları yüzünden ürün getirme fiyatlarımızda masraf yükseldi.
Döviz endeksli çalıştığımız için de bazı ürünlere 300-500 TL civarında artışlar oldu. Bazı ürünleri ise direk TL’ye çevirip kuru sabit tutarak fiyatları daha aşağıda tutmaya çalışıyoruz. Umudumuz bu günlerin geçmesi ama maalesef kurların fazla yükselmesinden geriye çok bir düşüş olmuyor.”
Ziver Alptürk: (Ticaret):
“ Döviz düşmezse iflas bayrağını çekeceğiz”
“Dövizin artması her yönden, herkesi etkiledi. Döviz yüzünden fiyatlardaki artış insanların alım gücünü düşürdü. Eskiden aldığı para 1000 dolara tekabül ederken, şimdi ise 500 dolara düştü. Bu durumda, vatandaşın borcu varsa nasıl çıkıp, piyasadan bir şeyler alacak? İhtiyaç dışında olanları herkes erteliyor. Bu ertelemede bizi etkiliyor, çünkü satış yok. İnsanların borcu var döviz yüzünde onlarda katlandı. Döviz düşmezse iflas bayrağını çekeceğiz. Dükkana gelen önce fiyata bakıyor, ürüne zam geldi mi? Gelmedi mi? Diye bu yüzden satış yapabilmek adına bizde kar oranımızı belir bir seviyeye çektik. Vatandaşa çoğu ürünümüzü eski fiyattan satmaya çalışıyoruz. Asgari ücret alan birisi, Sterlin olan evin kirasını nasıl ödeyecek? Hükümette zor durumda, devletin gelir kaynakları da sınırlı. Gümrükler, Katma Değer Vergisi (KDV) devlet buralardan para kazanıyor. Ülkemiz de memur memleketi olduğu için bu yerlerden de almazsa devlet para memurları nasıl ödeyecek? Malların fiyatları döviz olarak aynı ama TL’ye vurduğumuzda astronomik bir fiyat çıkıyor ortaya. Türkiye’den aldığımız mallarda döviz üstünden olduğu için Ocak’ta 40 dolar 120 TL ederken bugün 280 TL ediyor.”
Olgun Şila: (Olgun ayakkabı):
“Ürün alımını durdurduk”
“Ben ayakkabı işi ile uğraşıyorum, şimdi gelen ayakkabıların hepsi %40 zamlı geliyor. Bizde satsak mı, satmasak mı diye ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Yeni fiyatlara göre satışlar oldukça düşük, satsak da sattığımız ürünün yerine yenisini koyamıyoruz. Satış yapsak mı yoksa yapmasak mı daha faydalı bir türlü anlayamadım. Eski fiyata göre Benim alıp 80 liraya sattığım ayakkabıyı, bu gün yeni fiyatlara göre toptancı bana 80 liraya vermek istiyor. Ürün alımını durdurduk, döviz biraz düşer de zam oranı %40’lardan %20’lere iner diye umut ediyoruz. Hükümete esnafa yardımcı olmak adına Katma Değer (KDV) ve gümrük vergilerini düşürebilir.”
İlker Dağer: (Bereket Fırın Sahibi):
“Zammı halka yansıtmak durumunda kalacağız”
“Unum eksildikçe 25 kilo un alıyorum. 25 kilo unu 50 TL’ye alırken dövizlerin yükselmesi ile birlikte 72,5 TL’ye almaya başladım. Unu dövizdeki hareketlilik yüzünden bize önce bize dolarla sattılar. Her halde etraftan fazla tepki çekti sonra Türk Lirasına geri çevirdiler. Tabi onlarda haklı çünkü bizim buğdayımız bize yetmediği için onlarda yurt dışından dövizle getiriyorlar buğdayı, herhalde bu yüzden böyle bir sisteme geçmek istediler. Baktılar ki olmadı tekrar Türk parasına döndüler. 1 ayın içinde una 2-3 defa zam geldi, biz bunu müşterilere yansıtmadık henüz. Geri kalan giderlerimize de bakıp, maliyeti gördükten sonra bunu halka yansıtmak durumunda kalacağız. Ne şekilde tepki göreceğiz bilmiyoruz, zaten halkımızın alım gücü çok düştü, daha da düşecek diye düşünüyorum. İşlerin düşmesi esas okular açıldıktan sonra olacak. Döviz kurlarını sabitlemelerine rağmen, üniversiteler pahalı, aileler çocuğunu okula gönderemem diyemez. Bu da aylıkçı olan anne babayı daha da zor duruma düşürecek, onlarda çocukların kıyafetlerinden, yemesinden kısacak ve bu sadece bize değil bütün esnafa yansıyacak. Biz ürünleri alırken bir sıkıntı yaşamıyoruz, ürünlere ulaşabiliyoruz. Yalnızca fiyatlar yükseldi o kadar.”
Tansel Nizam (Devpa Süpermarket ortağı):
“Kıbrıs Türk halkının yarı yarıya fakirleştiğini kabul etmek zorundayız”
“Türkiye öksürür, biz zatürree oluruz. Çünkü Bizim Merkez Bankamız Türkiye’ye bağlıdır. Mevcut yürütmede olan hükümet dahi müdahale edip tedbir alamıyor. Ancak buradaki tüm halkın aynı gemide olduğunu unutmamak lazım, böyle kötü günlerde herkes elini taşın altına biraz koyması gerekiyor. Bu döviz ateşi başlayınca, tüccar marketlere raflık dahi olsa malı kesti. Bu çok ayıptır. Müşteri gelir raftan günlük ihtiyaçlarını alır, biz rafı boş bir şekilde müşteriye gösteremeyiz. Biz elimizdeki stokladığımız malları raflara koyup fiyat yükseltmeden sattık. Ancak arkası gelmediği için rafların bazı yerleri boş kaldı. Sonra biz bu işin üstüne gidince tedarikçi olan tüccar mal vermek durumunda kaldılar. Ama fiyatı kafalarına göre yükseltip yolladılar, bu sefer bizde tedarik ettiğimiz malın fiyatını yükseltmek zorunda kaldık. İnsanların etik kuralara uyması lazım, tüccarların marketlere mal vermemesi hoş bir şey değil. Son birkaç gündür yükselmiş fiyat ile mal yollamaya başladılar ama mühim değil, önemli olan raflara mal akışının sağlanması. Kıbrıs Türk halkının yarı yarıya fakirleştiğini kabul etmek zorundayız, çünkü alım gücü düştü. Market gibi ara tedarikçi gücünde gücünü yarı yarıya kaybettiğini kabul etmek zorundayız, çünkü eskiden 3 TL sattığımız malı, dönüp bu gün 4,5-5 TL’ye almaya başladık. Bu da sattığımız stokun üzerine yeniden para koyup o malı tekrar almak demektir. Bu yüzden de raftaki ürünü döndürebilmek zorlaştı. Okuyoruz gazetelerde hükümet tedbir alacakmış diye, hükümet normal koşularda bile askeri kantin konusunda tedbir alamıyor. Bu gün askeri kantinler Katma Değer Vergisi (KDV) ödemiyor, vergi ödemiyor ve sadece askeri personele vergisiz, fonsuz KDV koymadan mal satması gerekirken, sivile de satıyor ve haksız kazanç elde ediyor. Bu elde ettiği haksız kazancıda kurumlar ve gelir vergisini bizim hükümetimize vermeyip cebe atıyor. Hükümetin paraya ihtiyacı varken 100 milyon TL haksız kazanç elde ediyor ve hükümet buna bir çare bulmuyor. O yüzden hükümetin bu konuda bir şey yapabileceğini hiç sanmıyorum. Biz halkla iç içeyiz, bizim bütün çabamız halkın rafı boş görmemesi. Bazı marketçilerin fiyat belirlenemediği için kaldırdığını duyduk, bu da tüccarların yaptıklarının aynısıdır. Rafta döviz kuru belirlenmediği için kaldırdık yazmak ticari ahlaka uymaz.”