1. YAZARLAR

  2. Konuk Yazar

  3. Tufan Erhürman: Bir Kez Daha “Mazbata Sorunu”
Konuk Yazar

Konuk Yazar

YENİDÜZEN

Tufan Erhürman: Bir Kez Daha “Mazbata Sorunu”

A+A-

 


Tufan ERHÜRMAN
[CTP Milletvekili]

Kamuoyunda “mazbata sorunu” olarak bilinen sorunun bugüne kadar çözülememiş olmasının sebebi, sorunun bütünsel bir yaklaşımla ele alınarak çözümlenmek yerine ertelenmiş olmasıdır. CTP-BG/DP-UG koalisyon görüşmelerinde bu bilinçle hareket edilmiş ve şu cümle üzerinde uzlaşılmıştır: “Yeniden Yapılandırma Yasası, Faiz Yasası ve İcra-İflasa ilişkin düzenlemeler, bir paket halinde, en geç altı ay içerisinde hazırlanır. İpotekli Mal Satış Tüzüğünün uygulanmasını sağlayacak çalışmalar yapılır”.
Burada altı ay süre öngörülmüş olmasına karşın, koalisyon ortakları sorunun aciliyetinin farkında olduklarını ve mümkün olan en kısa sürede bu sorunu çözmek için çalışma başlatacakların da ortaya koymuşlardır.
Bu arada Koalisyon Protokolü’nde yer alan “Demokrasi ve Hukuk Düzeni” başlıklı bölümün altındaki birinci madde şöyledir: “CTP-BG/DP-UG koalisyon hükümeti Anayasa’nın 1. maddesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin temel nitelikleri arasında yer alan demokrasi, sosyal adalet, hukukun üstünlüğü ve laiklik ilkelerini hakiki anlamıyla hayata geçirmeyi ve uygulamayı öngörür”.
Bu maddenin anlamı, koalisyon hükümetinin sorunları çözerken hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalacağı konusunda söz vermiş olmasıdır. Hukukun üstünlüğüne bağlı kalacağına söz vermiş bir hükümetin Anayasayı ihlal etmesi düşünülemez.
KKTC Anayasası’nın 136. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Yasama ve yürütme organları ile Devlet Yönetimi makamları mahkeme kararlarına uymak zorundadır. Bu organ ve makamlar mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez”.
Bu madde çerçevesinde KKTC’de hiçbir makam, mahkeme kararlarının yerine getirilmesini geciktirme yönünde bir idari karar alma yetkisine sahip değildir. Böyle bir karar açıkça Anayasa’ya aykırıdır.
Kamuoyunda “mazbata sorunu” olarak bilinen sorunun bir an önce bütünsel bir yaklaşımla ele alınmasının ve kesin bir biçimde sonlandırılmasının gerektiği herkesin malumudur. Ancak bu sorunun çözümü konusunda bulunacak formülün başta Anayasa olmak üzere mevzuata uygun olması gerektiği de aynı derecede açıktır. Hukuk devleti, hukuki sorunlara hukuka uygun çözümler üreten devlettir.
Bu bağlamda alacaklıların soruna bütünsel ve kesin çözüm getirecek “paket” yürürlüğe girinceye kadar borçluların takibini kendi iradeleriyle ertelemesi başka bir şey, mahkeme kararlarının geciktirilmesi yönünde bir idari karar üretilmesi başka bir şeydir ve ikinci yolun tercih edilmesi, mahkeme kararlarının Devlet Yönetimi tarafından geciktirilmesi anlamına geleceğinden açıkça Anayasa’nın 136. maddesinin 3.fıkrasına aykırıdır.
Hükümetin siyasal, sosyal ve ekonomik sorunları bir an önce çözmek için harekete geçmek konusundaki istekliliği takdire şayandır. Ancak, yukarıda da belirtildiği gibi, koalisyon protokolünde hukukun üstünlüğü ilkesinin hakiki manada hayata geçirilmesi için faaliyet gösterme taahhüdünde bulunmuş olan hükümet, bu taahhüdün sonucunun, hukuki sorunlara hukuka uygun çözümler üretmek olduğunu asla unutmamalıdır.

Bu yazı toplam 3120 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar