1. YAZARLAR

  2. Gençler Yazıyor

  3. Tufan Vudalı: GİRNE RANT KAPISI DEĞİLDİR
Gençler Yazıyor

Gençler Yazıyor

Tufan Vudalı: GİRNE RANT KAPISI DEĞİLDİR

A+A-

Tufan VUDALI

Bu yazıya nasıl başlayacağıma inanın karar veremedim. O yüzden bu şekilde, karar veremeyişimin itirafı ile başlamak dürüstçe geldi bana ve öyle de yaptım.

Absürt bir başlangıç olduğunu kabul ediyorum ama Girne’mizin yaşadıklarının yanında çok da tuhaf gelmemeli bizlere. Mesela ben ve benim köylülerimin tepesini ilk attıran Turizm Bakanı bir doktordu. Bu doktor sadece bakanlığı ve mesleği arasındaki uyumsuzluktan dolayı değil sahamızı ve köyümüzün doğal limanını aqua park gibi projeler içeren bir dosyanın ön kapağına yeşil alan yatırımı yazıp karşımıza çıkarak başlatmıştı bu absürtlükleri. Bu gibi tuhaflıkları hatırladıktan sonra hala daha yazıma başlayışım absürt gelmiyordur sizlere… Yazıma devam etmeden önce turizmin ne olduğunu Wikipedia dostumuzdan aldığım yanıt ile hatırlatayım; Turizm, dinlenmek, eğlenmek, görmek ve tanımak gibi amaçlarla yapılan geziler ve bir ülkeye veya bir bölgeye gezmen (turist) çekmek için alınan ekonomik, kültürel, teknik önlemlerin, yapılan çalışmaların tümüdür. Turistik gezi, insanların sadece bir yerden bir yere gitmesi değil kültürel, ekonomik ve toplumsal olarak da iletişim içinde olmalarıdır. Peki, bu turizm neden yapılır? Neden yapıldığını ve biraz daha fazlasını da uzun senelerce Turizm Bakanlığında müsteşarlık görevini yürütmüş olan bir vatandaşın mevcut Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu’nun anlaşılmaz sözleri üstüne Girne İnisiyatifi facebook sayfamıza yolladığı mesajdan hatırlayalım; “Sayın bakan bir an turizmin halk için yapıldığını unuttu. Turizmin genel olarak halkın sosyal ve ekonomik refah için yapıldığını, amacın halkın refahını artırmak olduğunu dahası Girne'nin zaten aşırı yüklendiğini ve bu yüklenmeden halkın ekonomik ve sosyal faydalarının minimumda kaldığını...

Bu şekilde zaten kendi söylediğinin de olmasının mümkün olmadığının, program sonrasında farkına varmıştır.”

Bunları ben neden yazdım ve bu olaylar bu kavgalar bu tartışmalar nereden başladı? Bunu da hatırlatmakta fayda var. Bu olaylar Ayorgi’de Kaya Group’un yapımını sürdürdüğü otelin yasal sınırdan yani 4 kattan fazlasını inşa ettiği fark edilince başladı. Ama gerçek alevleniş bu otelin sahibi Burhanettin Kaya’nın şu anda yasadışı olan katların yasallaştırılması için hükümet tarafından kendisine söz verildiğini YENİDÜZEN’den dostlarımıza şu sözlerle anlattığında yaşandı; “Geçmiş hükümetler bölgeyi ‘kahverengi bölgeden’ ‘mavi bölgeye’ geçirmek için söz verdi. Projenin de buna uygun olarak yapılmasını istedi. Bu sözün üzerinden 3 hükümet geçti, bölge halen daha ‘mavi bölge’ olarak ilan edilmedi. Şu andaki hükümet, ‘biz bu işi hallederiz’ diyor. Zaten, bu konuda bana söz verdiler… Başbakan(Hüseyin Özgürgün)’la da görüştüm, Başbakan Yardımcısı(Serdar Denktaş) ile de görüştüm… Halledeceğiz diyorlar, biz de bekliyoruz. Bu arada siz (YENİDÜZEN) kaçak inşaat diye bir yazı yazdınız. Belediye Başkanı(Nidai Güngördü) da bu yazının üzerine inşaata gelerek, mühürledi. ‘Etme eyleme, bu durumu biliyorsun’ dedik… Belediye Başkanı da bize ‘basın baskı yapıyor, bu adamlar (hükümet) da çözeceklerse, çözsünler’ dedi. Belediye başkanı da her şeyi biliyor”

Bunlar benim, Mert Özdağ’ın veya YENİDÜZEN’den başka bir yoldaşın değil Burhanettin Bey'in sözleri…
İşte bugün yaşadıklarımızın en temelde kaynağı bu söz. YENİDÜZEN’in bu sözü kamuoyuyla manşetinden paylaşmasından 2 gün sonra küçücük bir ilan ile ‘İyi İdare Yasası’ gereği halkın fikrini almak için bir toplantı çağırıldı. Konu Zeyko/Ayorgi’de yer alan yasadışılığın betona ve demire dökülmüş vaziyetindeki otelin olduğu bölgeyi de kapsayarak Esentepe’den Lapta’ya kadar olan kıyı şeritlerindeki kahverengi bölgeleri mavi bölgeye çevirecek ve Girne kıyı şeridini tabir-i caizse Çin Seddi’ne çevirecek olan emirname idi. 3 Ağustos’ta Girne Belediyesi Leymosun Kültür Evi’nde mesai saatleri içinde gerçekleşen toplantıya YENİDÜZEN ve sosyal medyanın gücü sayesinde vatandaş akını oldu.- Küçük bir not Girne’nin 5 belediye başkanından sadece 1i bu toplantıya katıldı- Toplantıya akın eden vatandaşlar başlangıç öncesi bu toplantının yapılma sebebi yasaya atıfta bulunarak ilgili dairenin yasanın usulüne uymadığını açıkça ifade ettiler. Bu yasa gereği toplantıdan önce halk bilgilendirilmeli ve bu toplantı da yapılacak değişiklikler hakkında halkın/vatandaşın önerileri alınmalısıydı. Fakat bu taleplerden ve halkın tepkisinden zerre rahatsız olmayan ilgili daire müdür vekili tüm eleştirilere ve halkın iradesine saygısızlık ederek eski çıkan emirnameleri eline alıp anlatmaya çalıştı. Sayısını hatırlamadığım dosyalarca dolu emirname değişikliklerini kronolojik sıraya göre anlatacağını söyleyen ilgili daire müdür vekili uzun ve faydasız konuşma ile zaten o küçük salona sığmayan ve sıcaktan bunalan halkı usandırıp evine yollama gayreti gösterirken halk ve bu Girnelinin seçtiği iki milletvekilimiz ortayı bularak bu toplantıyı ileri bir tarihe aldırdılar. İlgili daire müdür vekilinin vurdumduymaz ve halka kulak tıkayan halleri biz Girnelilere bu toplantıyı halktan öneri almak için değil sadece prosedür gereği yaptıklarını kanıtlamış oldu. İptal edilen toplantı katılan vatandaşların daha büyük bir salon bulmasıyla 10 Ağustos’a ertelenmiş oldu. Bütün Girne halkını yani son sayıma göre 69 bin 163 kişiyi ilgilendiren bir konuyu 100 kişinin bile sığamayacağı bir salonda yapıp bir suçu yasallaştırma girişimleri halk tarafından durdurulmuş olanlar 3 Ağustos günü halktan yedikleri tokadın acısını hiç unutmayacaktırlar eminim. 3 Ağustos günü ise biz Girne halkına bir umut ışığı doğdu! Girne İnisiyatifi.

Bu oluşum hiç beklemeden çalışmalarına başlayıp birçok halk meclisi ve köy gezisinin ardından Girne’nin ihtiyaçlarını gerçekleştirmek üzere kendine 4 maddelik bir plan çizdi.

1-) Kent sınırları içerisinde bulunan kaçak yapıların yasalara uygun olarak durdurulması ve kaçak bölümlerle ilgili, idare tarafından gerekli işlemlerin yapılması.

2-) Yürürlükte bulunan emirnamelerle ilgili tüm değişikliklerin askıya alınması.

3-)Yeni yasama döneminin açılmasıyla birlikte en geç 2016 yılı sonuna kadar 55/89 sayılı İmar Yasasında değişikliğe gidilerek merkezi yönetimle yerel yönetimlerin görev, yetki ve sorumluluklarının yeniden tanımlanması ve bu çerçevede imarla ilgili süreçlerin yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri ve vatandaşların demokratik katılımını esas alacak bir biçimde yeniden düzeltilmesine olanak verilmesi.

4-)Emirname düzeninin ortadan kaldırılarak İmar planlarına dayalı bir sisteme geçilmesi.

Dipnot: Bu 4 maddelik plan üzerine yapılan imza kampanyamız dur durak bilmeden devam etmekte! İmzanı at! Girne’ye sahip çık! Bu plan doğrultusunda ilk icraatını 9 Ağustos günü Hirondel çemberinde geniş katılımlı bir eylem ile gerçekleştiren inisiyatif hükümet edenler ve toplantıya katılmaya tenezzül bile etmeyen belediye başkanlarının dikkati iyice üstlerine çekmiştir. Nasıl mı biliyoruz bu dikkatlerin üstümüze çekildiğini? Sevgili belediye başkanları halkın demir yumruğunu Hirondel çemberinde görünce yangından mal kaçırırcasına yapmaya çalışılan 10 Ağustos’taki toplantıyı 12 saatten az bir süre kala ‘’Belediyeler bu değişikler hakkında yeterince bilgilendirilmedi önce bir biz öğrenelim sonra halka danışırız’’ diyerek iptal ettirdiler.

Bu arada akla gelen 2 soru var biri tüm belediye başkanlarına bir diğeri ise sadece Nidai Güngördü’ye.

1-) 3 Ağustos’ta yapılan toplantıda bilgilenmiştiniz de bu bilgiler hafızanızdan mı silindi 9 Ağustos gecesi?
2-) Sevgili Nidai Güngördü, Burhanettin Kaya sizin otel inşaatını mühürlediğiniz gün size ‘Etme eyleme, bu durumu biliyorsun’ dediğini ve sizin aslında bu suçun yasallaştırılacağını çoktan bildiğinizi söyledi. Sizden bunun ile ilgili tek bir kelime bile duymadık. Sizin bize hükümet edenlerin bu suça ortak olacağını hatta bu suçu teşvik ettiğini bildiğiniz doğru mu? Kendine Turizm Bakanı diyen Fikri Ataoğlu’nun turizmin neden yapıldığını unutarak veyahut da daha yüksek ihtimalle hiç bilmeyerek Girnelilere dağlara taşının demesi ardından yazının başlangıcında hatırlattığımız turizm nedir? Ve neden yapılır? Bölümlerini okumasını dilerken Çatalköy Halk Plajını oğlunun ortakları arasında bulunduğu D&S Properties LTD.’e devretme çabalarıyla kendini paralayan Serdar Denktaş’a da buradan selam yolluyorum… Halkın iradesine ve tepkisine rağmen Girne’nin yıkımına sebep olacak bu emirname üzerinde zerre değişiklik yapmadan 1 Eylül’de toplantı çağıran ilgili daire müdür vekiline, kendi bölgelisinin sesine kulak vermeyen İçişleri Bakanı Kutlu Evren’e, Girnelilere kendince akıl vermeye çalışan ama belli ki oturduğu koltuğun sorumluluklarından bir haber olan Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu’na, bu emirnamenin hala daha gündemde olmasına isyan etmeyen bunu durdurmak için 1 adım bile atmayan 5 belediye başkanına ve eski bacanak yeni ortaklara Girne İnisiyatifi olarak bir çift lafımız var; GİRNE RANT KAPISI DEĞİLDİR!

Bu yazı toplam 9668 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar