Tüm ümidimiz insanlıkta
Kimilerine göre bu dünya için değil, başka bir dünya için yaşarız. Yeryüzündeki için değil, göklerdeki bir dünya için.
Erdemli ve ahlaklı olmak, bu dünyada olmasa da, öteki dünyada bizlere sonsuz mutluluk getirecektir. Günahkar olmak, kötülük yapmak ise tam tersine ebedi işkenceyi.
Kendini koyu bir Katolik olarak tanımlayan bir arkadaşım, bana inançsız insanlardan çok korktuğunu söylemişti. Ona göre cennet ve cehenneme inanmamak, bir insanı kolaylıkla kötü yollara düşürebilirdi. Özünde günahkar olan insanoğlunu, ancak ilahi adaletin kılıcı yola getirebilirdi.
“İlahi adalete” olan bu tarz bir bağlılık, düz bir mantık ve biraz da iyi niyetle, oldukça faydalı bir inanç olarak gözükebilir. İyi bir insan olmak böyle bir yaklaşımla sağlanacaksa, buna hiç bir itirazımız olamaz.
Ama tarih bize bu işin bu kadar da basit olmadığını gösteriyor. Cennetin anahtarını tekeline alanları, buradan dünyevi çıkarlarını besleyenleri gördükçe, bunların yol açtığı kıyımları, acıları öğrendikçe, iyiliğin formülünün bu olmadığını anlamak pek de zor değil.
O halde demek ki, iyiliği başka yerlerde aramak lazım. Belirsiz, göksel diyarlarda değil de, bu dünyada bir yerlerde.
Hiç bir çıkar gözetmeden, ilahi adalet korkusuyla değil, öyle olmayı seçtiğin için iyi bir insan olmak.
Yaşamına anlam katmak, en büyük felaketlerde dahi, insan olmanın umudunu taşımak.
Mesela, bu sonu belirsiz zor günlerde, bencilliğe saplanıp kalmamak. Ülkeye bin bir güçlükle dönen gençleri “hastalıklı” diye nitelendirip, ötekileştirmemek.
Ne olursa olsun ırkçılığa yenilmemek, insanlığını kaybetmemek. Herhangi birine sırf milliyeti nedeniyle değil, yalnızca insan olduğu için değer vermek.
Savaşın yıkımına uğramış mülteciler ülkene sığınmak zorunda kalmışken, hiç bir karşılık beklemeden yardım elini uzatabilmek.
Dayanışmanın gücüyle sevgiyi büyütebilmek. Reklam için değil, doğru olduğunu bildiğin için ihtiyaçlı olanlara yardım etmek.
Gerçekte bu dünyanın hiç bir özel manası yok. Anlamı kendin yaratırsın, özgür iradenle seçimlerini yapar, bunların sorumluluklarını alırsın.
Ortadan kaldıramayacağını bile bile, tüm pisliklerle savaşır, kötülüklere karşı çıkarsın. Çoğu kez yenilsen de, mücadeleye yeniden başlarsın.
Evet, virüs gardımızı düşürmüş, endişe bizleri esir almış. Ne yapacağımızı bilemiyor, bu günlerden çıkış yolunu henüz göremiyoruz.
Fakat bu günler de geçecek. Yaşam tüm adaletsizliği, tüm acımasızlığıyla devam edecek.
Bizse eğer hala başarabiliyorsak, insan kalmaya devam edeceğiz.
Bu dünyada umudu korumak, yaşamın değerini bu dünyada anlamak için, ben yüzümü insanlığa çeviriyorum.
Çünkü tüm ümidim insanlıkta, ilahlarda değil...