Tuncer Bağışkan, Tekke Bahçesi çevresindeki “kayıplar”ın gömü yerlerinin bulunması için uğraş vermişti…
Tuncer Hüseyin Bağışkan abimizi kaybedeli tam bir yıl oldu… Tuncer abimiz yalnızca büyük bir arkeolog değildi, büyük bir araştırmacı-yazardı, aynı zamanda Tekke Bahçesi çevresindeki “kayıplar”ın gömü yerlerinin bulunması için uğraş vermiş, bize yardım etmişti… Özellikle Tekke Bahçesi ve çevresi konusundaki emeklerini anmak istiyoruz bugün…
Yıllar içerisinde Tuncer abimiz bize Tekke Bahçesi’nin hemen dışındaki bir binanın altında ve çevresinde ve ayrıca yol içerisinde çeşitli gömü yerleri olduğunu anlatmıştı… Bu bilgileri defatle Kayıplar Komitesi yetkilileriyle paylaşmıştık. Tuncer abi de bizi kırmayarak en az üç-dört kez bu bölgeye gelerek bu olası gömü yerlerini bize ve Kayıplar Komitesi’nin o günkü yetkililerine ve araştırma görevlilerine göstermişti… Tuncer Bağışkan’ın göstermiş olduğu yerde yürütülen kazılarda 1963-64 “kaybı” dört Kıbrıslırum’dan geride kalanlar bulunmuştu ancak gösterdiği başka bazı yerler kazılmayı bekliyor... Tuncer abimizin Tekke Bahçesi dışında, yol içerisinde iki kez göstermiş olduğu başka bazı noktalarda herhangi bir kazı yürütülmedi… Bu noktalar hala kazılmayı bekliyor…
TEKKE BAHÇESİ ÇEVRESİNDE…
Bir yıl önce bir fotoğraf paylaşmıştık sosyal medyamızda ve şöyle yazmıştık:
“Tarih 4 Şubat 2011... Yer: Tekke Bahçesi dışındaki yol, Tekke Bahçesi ve çevresi... 2007 yılında Tuncer Hüseyin Bağışkan abimizle bir röportaj yapmıştık: 1963'te kendisi Şahin Sineması'nda Kaymaklı göçmeni olarak kalırken, henüz 17 yaşında bir çocuk olarak kendisini sinemadan alıp ölüleri gömmeye götürdüklerini anlatmıştı. Tekke Bahçesi ve çevresine 1963 "kaybı" Kıbrıslırumlar'ı da kazılan mezarlara gömdüklerini anlatmıştı... Bu röportaj ardından kimse onu aramamış, sormamıştı. Bu yüzden 4 Şubat 2011'de Tuncer abiyi arayıp Kayıplar Komitesi'nin o günlerdeki yetkilileriyle buluşturmuştum: Ksenofon Kallis ve Murat Soysal'a bildiklerini anlatmış, nereyi kazmış olduklarını, "kayıplar"ın nerede gömülü olabileceğini göstermişti... Bu fotoğraf o gün çekildi...
Tuncer abimiz olağanüstü bir insandı, Kıbrıs'ın "Wikipediası" idi bir yerde - sürekli haberleşir, sürekli birbirimize bilgi aktarır, yazılarımızı, fotoğraflarımızı paylaşırdık...
2011'de bu yerleri göstermişti Tuncer abi Kayıplar Komitesi yetkililerine, 2019'da Tekke çevresinde kazı yapılırken, bir kez daha onu aramıştık ve tekrardan gidip Kayıplar Komitesi yetkililerine bu yerleri bir kez daha göstermişti... Göstermiş olduğu bir yerde, 1963 "kaybı" dört Kıbrıslırum'dan geride kalanlar bulundu. Ancak Tuncer abimizin göstermiş olduğu iki başka yer (asfaltın altında, yol içinde) henüz kazılmadı...
Tuncer abimizle son konuşmamız, Karpaz'la ilgili güzel kitabını aldıktan sonra olmuştu... Hastalanıp yoğun bakıma girdiğini ancak sosyal medyadan öğrendim... Ve hiç beklenmedik ölüm haberi geldi bugün: Geçip gittiği bu dünyada olağanüstü izler bıraktı, geride eserler bıraktı, hiç üşenmeden, bıkmadan, usanmadan, hiçbir karşılık beklemeden sürekli uğraştı, verdi, verdi, hep verdi kendinden... Doğruya doğru, eğriye eğri demesini bildi... Hayata esprili bir gülüşle baktı hep, bildiklerini hep paylaştı... Bilmediklerini öğrenmeye çalıştı... Hep araştırdı, hep yazdı, arşivini herkese açtı...
Ne büyük utançtır ki bu kadar değerli bir insanı hiçbir sol parti, hiçbir zaman bir Kültür Bakanı yapmayı düşünmedi... Bir tür "azınlık psikolojisi"ne sahip olanlar, sanki de ona değer verseler, kendileri birşey kaybedecekmiş gibi, hükümete geldikleri zaman onun bu çok değerli bilgilerini topluma mal edebileceği konumlara onu getirmekten hep kaçındılar... Kendi yeğencikleri, ahbapçıkları, partilileri vs. dururken, elbette Tuncer abiyi böyle bir yere layık göremediler... Biz gördük ama ve onu hep takdir ettik, Kıbrıs'ın bu "Wikipediası", yeri doldurulması kolay kolay mümkün olmayacak bir insan...
Geri kalmış, geri bıraktırılmış toplumlar böyledir diye düşünüyorum: Ötekini, yanıbaşındakini, yanındaki parlak bir ışık saçan değerleri çekemez, görmezden gelir, elinden gelse yerin dibine batırır... Eğitimle, donanımla, kültürle ilgilidir bu tutum: Eziklikler nedeniyle ileri gidemez böylece bu tarz toplumlar ve birbirlerini yeye yeye, kendi kendilerini tüketirler...
Tuncer abimiz, kalbimizi, beynimizi fethetti hep bilgisiyle, görgüsüyle, efendiliğiyle ve esprileriyle... O güzel gülüşüyle... O hep kalbimizde yaşayacak... Eserlerini de hem biz, hem evlatlarımız, hem torunlarımız okumaya devam edecek...
Çok değerli evlatçıklarının, kızkardeşinin, ailesinin derin acısını paylaşıyorum... Kıbrıs'tan bir Tuncer Bağışkan geçti, ardında unutulmaz bir iz bıraktı... Çok teşekkürler Tuncer abi, herşey için çok teşekkürler... Sana müteşekkiriz... Nur içinde yat, bize yıldızlardan gülümse hep o güzel gülüşünle... Bir insan nasıl olmalı, örnek oldun herkese... Parada pulda mevkide hiç gözün olmadı, hep ürettin, hep paylaştın, geride herkesin seninle gurur duyacağı çok güzel bir isim bıraktın... Hoşçakal...”
Tekke Bahçesi dışındaki yolda rahmetlik Tuncer Bağışkan (sağdan ikinci), rahmetlik Ksenofon Kallis (soldan ikinci) ve Murat Soysal ile...
Tekke Bahçesi dışında Tuncer Bağışkan'ın gösterdiği bu alanda 63 kaybı dört Kıbrıslırum'dan geride kalanlar bulunmuştu...
*** BASINDAN GÜNCEL…
Türk-Yunan uzlaşması sonuç verdi: AGİT'in başına ilk kez Türkiye'den bir diplomat seçildi…
Türkiye'nin önde gelen diplomatlarından Feridun Sinirlioğlu, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Genel Sekreteri olarak seçildi.
Sinirlioğlu'nun seçilmesini sağlayan en önemli unsur, Türk diplomatın Türkiye-Yunanistan tarafından ortak aday olarak gösterilmesi oldu.
İki komşu ülke arasında yapılan uzlaşı kapsamında Yunanistan Dışişleri Bakanlığı hukuk danışmanı Maria Telalian da AGİT'in Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi'nin başına seçildi.
Yeni yönetim Malta'da toplanan AGİT 31. Bakanlar Konseyi toplantısında onaylandı.
AGİT'in yeni yönetim kadrosunun belirlenmesine ilişkin müzakereler yaklaşık bir yıldır sürüyordu.
Son Genel Sekreter Helga Schmid ve ekibinin görev süresi Eylül 2024'te sona erdi.
Dönem başkanlığını yürüten Malta, AGİT'in yönetim boşluğundan zarar görmemesi için yeni genel sekreter seçimi sürecinde müzakereleri yönetti ve Arnavutluk Dışişleri Bakanı İgli Hasani'yi Genel Sekreter olarak seçtirmek istedi.
Ancak bu girişim Türkiye-Yunanistan engeline takıldı.
Sinirlioğlu'nun seçimi için X hesabından tebrik paylaşımı yapan TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Avrupa-Atlantik ve Avrasya coğrafyasında barışa, huzura ve istikrara katkı sunmasını gönülden temenni ediyorum." mesajı verdi.
TC Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da mesajında, gelişmeyi "Türkiye'nin uluslararası arenadaki etkin rolünün ve iş birliği odaklı diplomasi yaklaşımının başarılı sonuçlarından biridir." ifadesiyle değerlendirdi.
ANKARA’DAKİ KAYNAKLAR NE DİYOR?
Türk diplomatik kaynaklar, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişiminin başladığı 2022'den bu yana AGİT'te karar alma süreçlerinin tamamen tıkandığını, Batılı ve Doğulu ülkelerin temel konularda herhangi bir uzlaşıya varamadıklarını anımsatarak, böyle bir ortamda Sinirlioğlu'nun 57 ülkenin tamamının onayını alarak seçilmesinin önemine dikkat çekti.
Kaynaklar, bu onayla Türkiye'nin AGİT coğrafyasında yaşanan çatışmaların çözümüne yönelik aktif ve yapıcı diplomatik çabalara verilen önemin yansıtıldığını kaydettiler.
Aynı kaynaklar, ileriki dönemde Rusya-Ukrayna arasında olası barış görüşmelerinde AGİT'in oynayabileceği önemli roller olduğunu da vurgulayarak bir Türk diplomatın bu süreçte genel sekreter olarak görev yapmasının Ankara açısından kritik değerde olduğunu bildirdiler.
ANKARA-ATİNA İŞBİRLİĞİ…
Son dönemde ikili ilişkilerinde önemli bir ilerleme sağlayan Ankara ve Atina, işbirliklerini uluslararası kurumlara taşıma kararı aldılar ve Mayıs ayında AGİT yönetim kadrosu için birbirlerinin adaylarını destekleme kararı aldılar.
AGİT toplantısı için Malta'da bulunan Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Yerapetritis, 5 Aralık'ta yaptığı açıklamada, iki ülkenin AGİT'te önemli iki pozisyon için ortak öneride bulunduğunu anımsattı.
Yerapetritis, "Bu büyük sembolik değere sahip bir eylemdir. Tarihi yükleri olan ülkelerin Avrupa'da güvenlik ve işbirliği adına itici güç oluşturulabilmesini ve barışı temel almaktadır," ifadelerini kullandı.
İki ülkenin işbirliği sayesinde AGİT içindeki görüş ayrılıklarının giderildiği ve önerilen kadronun 57 ülkenin onayını aldığı kaydedildi.
Bu yöndeki yeşil ışığın hafta başında yapılan AGİT Daimi Konsey toplantısında yakıldığı ve AGİT Bakanlar Konseyi'nin de Viyana'dan gelen tavsiyeye uyduğu belirtildi.
AGİT genel sekreterleri üç yıllık bir süre için seçiliyor ancak gelişmelere göre görev süresi uzatılabiliyor.
FERİDUN SİNİRLİOĞLU KİMDİR?
AGİT'in başına seçilen ilk Türk diplomat olan Feridun Sinirlioğlu, son dönem Türk diplomasisinin en önde isimlerinden biri olarak tanınıyor.
1982 yılında TC Dışişleri Bakanlığı'na giren Sinirlioğlu'nun ilk üst düzey görevi, 1996-2000 arasında dönemin TC Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in dış politika danışmanlığı oldu.
2002-2007 arasında Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçisi olarak görev yapan Sinirlioğlu, 2009'da bakanlığın en üst düzey bürokratik makamı olan müsteşarlığa atandı ve bu görevi 2016'ya kadar sürdürdü.
2015'te yapılan erken seçim öncesinde kurulan seçim hükümetinde de dışişleri bakanı olarak kısa bir süre görev yaptı.
Sinirlioğlu, 2016-2023 arasında Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi olarak görev yaptı.
Normalde 2021 senesinde yaş haddinden emekliye ayrılması gereken Sinirlioğlu, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığı kadrosuna atandı ve böylece New York'taki görevine iki sene daha devam etti.
Sinirlioğlu'nun, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın güven duyduğu az sayıda üst düzey bürokrat arasında olduğu, önemli dış politika kararları öncesinde görüşlerini dinleyip dikkate aldığı Ankara'da bilinen bir olgu.
Deneyimli diplomat, Türkiye'nin BM Daimi Temsilciliği'nin ardından 2023 Nisan ayında BM'nin Afganistan Özel Koordinatörü olarak atandı.
AGİT NEDİR?
Bugün 57 ülkeden oluşan ve geniş Avrupa kıtasında güvenlik ve işbirliği için çalışan AGİT'in (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) kuruluşu 1973 yılına dayanıyor.
Soğuk Savaş sırasında bloklar arasında düzenli diyalog tesis etmek ve anlaşmazlıkları azaltmak amacıyla aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 35 ülkenin girişimiyle başlatılan Helsinki süreci, 1975'te Helsinki Nihai Seneti'nin imzalanmasına yol açtı.
Hukuki bir niteliği olmamasına karşın Avrupa'da güvenliğin artırılması için esnek bir müzakere forumu ve konferanslar diplomasisinin merkezi haline gelen süreç 1994 yılında Budapeşte Zirvesi'nde alınan kararla AGİT'e dönüştü.
AGİT bugünkü durumuyla siyasi, askeri ve ekonomi-çevre-insani güvenliğin sağlanması için ilke, norm ve standartlar geliştiren ve ülkelerin yükümlülüklerin uygulama durumlarını izleyen bir örgüt olarak faaliyet göstermekte.
AGİT, 2025'te Helsinki Nihai Seneti'nin 50. yılını kutlayacak.
Bu süreçte dönem başkanlığını Finlandiya devralacak.
(BBC – 6.12.2024)