“Turist” hücresi
Yeni bir tetikçi daha Kıbrıs’ın kuzeyine “turist” olarak giriş yaptı.
Böyle giderse “turistler” için en önemli otelimiz “Merkezi Cezaevi” olacak yakında…
İkincisini yaptık, kapasitesini artırarak…
Üçüncüsünün yolu açık…
***
Tesellimiz şu: Tabancayla gelmedi!
Silahı burada temin etti (!)
Bu teselli de pek anlamlı değil ya…
“Özel jet”le gelenleri sorgusuz, sualsiz ülkeye almıştık.
Hem de “karantina” zamanı…
Görüntüler silindi, soruşturma dosyası da kayıp!
Neyse ki onlar “yatırımcı”ydı.
***
Ercan Havaalanı ve Girne Yolcu Limanı, suç işlemek amacıyla adaya gelenlerin en önemli kapısı oldu.
Üstelik adanın kuzeyine yalnızca Türkiye’den ulaşım var.
Bir de düşünüyorum, dünyaya açık olsa limanlarımız, bu başıboşluk, bu iradesizlik, bu yetersizlik içinde, nasıl altından kalkacaktık?
***
Geçmişte çoğunlukla hırsızlık ve dolandırıcılık amaçlı geliyorlardı.
Son yıllarda tetikçilerin uğrağı oldu ülkemiz...
Bu kaçıncı?
Tutamaz olduk hesabını…
Hani sahte kimlikle gelmiş, yine “turist” statüsünde adaya girmiş, kiralık arabayla Girne’de birini kurşunlamış iki saldırgan vardı.
Dün gibi…
Ellerini kollarını sallayarak, geldikleri gibi gitmişti onlar…
“Birine sıkmışlardı ama kimdi, hatırlamıyoruz şimdi…”
***
Daha geçen ay değil miydi, bir iş insanını vurmaya gelen tetikçi, son anda yakalanmıştı.
Suçluların nasıl bu kadar rahat ülkeye girdiklerini değil iş insanının kim olduğunu sorguladık günlerce…
***
Yine anımsayınız, geçen sene, polis trafik kontrolü yaparken, iki tetikçiye denk gelmişti.
“Dayı 20 bin TL gönder, maske falan alacağız, tanınmamak için yapmamız gereken hazırlıklar var” mesajı bulunmuştu telefonda…
Bir de şu söz: “Takipteyiz dayı, görünce basacağız merak etme.”
***
Bu kez gelen tetikçi bastı!
Şu an yoğun bakımda hayata tutunmaya çalışan bir insan ve hücrede birkaç kişi var.
Mafyanın, kirli işlerin, kabadayılığın, tetikçilerin avlusuna dönüştü, güzelim ülkemiz… Ellerini kollarını sallayarak giriyorlar… İllegal bu düzeni, kanla suluyorlar.
İstediğiniz kadar “güvenlik önlemlerini artırdık” deyiniz.
Sonuç almak kolay değil…
Kendi ülkenizi yönetmediğiniz sürece…
Polise bile hesap sorma yetkiniz yoksa eğer…
Muhaceret bir başkasından alıyorsa direktifi…
Manzara bu…
Çirkef yatağı bu arka bahçede, kolorduya ve onca mühimmata rağmen korkarak yaşıyoruz.
Kendini “devlet” olarak ilan eden ya da kandıran bu düzende, şimdi kim turist, kim yurttaş, kim tetikçi, kim işçi, kim öğrenci anlamak zor…
Bu kaçıncı bilmiyorum ama tekrar edeyim…
“KKTC”yi mafyaya ait bir platoya çevirdiler…
Marşla!
Törenle!
Alkışla!..