Tatil güzel, iki gün de olsa...
Covid dönemi turizmi zor tabii...

*  *  *

Deniz kenarında bir tesise gittik önce, İskele’de...
Odaya girdiğimizde kapının kapanmadığını fark ettik, klima çalışmadı, televizyon göstermiyordu, telefon açmak, resepsiyona söylemek istedik.
Telefon da arızalıydı.
Oda pek temiz de sayılmazdı.
Tesis ismi yazmıyorum çünkü amacım turizme dair bir zihniyeti tartıştırmak.
Evet, sektör çok zor koşullarda, ancak, tatile gelenler için de aynı zorluk var, unutulmasın.

*  *  *

Şimdi isim yazacağım, takdir etmek için!
O tesisten ayrıldık, Arkın Palm Beach Otel’e gittik, üzerine Maraş’ın hüzünlü gölgesi düşse de mükemmel bir işletme anlayışıyla yüzleştik.
Tertemiz.
Salgına karşı olağanüstü önlemler alınmış, televizyon uzaktan kumanda cihazı dahi poşetlenmiş, havlular gibi...
Günde iki kez yenileniyor.
Akşam yemeği ya da kahvaltıda maskeler, eldivenler mutlaka var, açık büfede servisi görevliler yapıyor.
Masanıza oturana kadar maskesiz gezilmesine izin verilmiyor.
Plajda özel poşetinde havluyla birlikte koruyucu sağlık örtüsü de sunuluyor.

*  *  *

Palm Beach’in bütünleştiği kumsalın devamında halk plajı da var, halk girişi de,
Girne’ye örnek olsun.
Otelden ayrılırken ödediğimiz paraya acımıyoruz.
Geceliği 1.400 lira odanın, bu rakama dahi tesisin zarar ettiği anlatılıyor.
Tabii güneydeki devlet destekli kampanyayı görünce öykünüyoruz.
Çünkü kur farkına rağmen daha hesaplı...
Üstelik devlet tatil ücretinin yüzde 25’ini tesise kendisi ödüyor.
Amacı yurt içinde turizmi teşvik ederek turizm sektöründe istihdamı korumak.
Eğer biz işsizlik gerçeğini çok yoğun hissetmiyorsak, sebebi turizm sektöründe yerli istihdamın azlığıdır.
Turizm istihdam yaratmıyor sadece!
Sebzeciden salçacıya, meyveciden yoğurtçuya onlarca sektörü besliyor.
Bunun kim farkında?

*  *  *

Gece bizlere servis yapan garsonu, sabah kahvaltıda da görmek en önemli üzüntüm elbette...
14 saate yakın bir çalışma!
Şimdi çok daha ağır bir yük var turizm emekçilerinin omuzlarında...

*  *  *

Avrupalı turist neredeyse hiç yok.
Tatilcilerin çoğu Kıbrıslı...
Plajda, hemen ardımızda tatil yapan grubun konusu ‘öğretmen hazırlık ödenekleri.’
Toplamda kaç milyon olduğunu, onca ayın ardından ödenip ödenmeyeceğini, bu kaynakla kaç hastane ya da okul yapılabileceğini konuşuyorlar.
Doğu Akdeniz’de ‘savaş tamtamları’ çalsa da gündem ekonomi ve sağlığa kilitli.

*  *  *

Bu yıl ‘hazırlık ödeneği’ reddedilse örneğin, siz bu kaynağın gerçekten de toplum yararına kullanılacağını düşünüyor musunuz?
Sanmam!
O kaynakla da eş dost istihdamı yaparlar muhtemelen!
Güvensizlik kemiriyor ‘üfürükçü vatanı.’