Türk Bayrağı!
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Chritodulides’in makam odasının önünde bir salon var...
Cumhurbaşkanı, örneğin yabancı büyükelçileri falan burada kabul eder...
Basın toplantısı veya açıklaması olacaksa da buraya, makam odası önüne kurulan kürsüden yapılır...
Kapının ve haliyle oraya konacak kürsünün bir yanında, Kıbrıslı Türk sanatçı İsmet Vahit Güney’in çizdiği Kıbrıs Cumhuriyeti Bayrağı, öte yanında ise AB Bayrağı vardır...
-*-*-
Başkan basın açıklaması yaparken, sol tarafta kalan duvarda iki yağlı boya resim çok güzel...
Kiliselerden anladığım kadarıyla biri Mağusa’yı, öteki Girne’yi anlatıyor...
-*-*-
Girne olanında küçük bir ayrıntı da gözden kaçmıyor...
Bir evin kapısına asılı Türk Bayrağı...
“Bu kentte bir zamanlar birlikte yaşıyorduk” mesajı veriliyor olabilir...
Tabloların ikisinin de sanatçısının aynı kişi olduğundan eminim ama ismi okuyamadım...
İkisi de şahane, belirtmekte fayda görüyorum ama...
-*-*-
Neyse, aklıma ne takıldı biliyor musunuz?
Bizim Cumhurbaşkanlığı’na içinde küçük de olsa Yunan Bayrağı olan böyle bir tablo asılamaz...
Ersin Tatar veya karısı çok beğense de asamaz!
İkisini de asarlar çünkü!
Irkçı, faşist, aptal çözüm düşmanı dolu ortalık!
-*-*-
Haaa Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanlık Sarayı’nda belki de bu tablodaki küçük Türk Bayrağı pek fark edilmemiş olabilir!
İster misiniz, şimdi yazdık diye o tabloyu da oradaki faşistler, ırkçılar, aptal çözüm karşıtları kaldırtsın!
Büyük gurur: Feridun Işıman
Feridun Işıman…
75 yaşında…
Orta okuldan resim öğretmenim…
Lefke’de yaşam sürüyor ama Lefkoşalı…
Sevgili eşi Dervişe hocanıma sağlık dileklerimi iletiyorum, hocamın da O’nun da ellerinden öpüyorum…
-*-*-
Feridun hoca, müthiş bir sese sahip…
Ve Feridun hoca çok büyük bir resim sanatçısı…
-*-*-
Sadece İtalya’nın değil, belki de Dünya’nın en önemli sanat kurumlarından biri olarak kabul edilen "EFFETTO ARTE FOUNDATION", Feridun hocanın sanatını muhteşem bir ödülle taçlandırıyor…
-*-*-
Sanatı ve sanatçıları destekleme, dünyaya tanıtma ve olanaklar yaratma açısından yoğun çalışmala yapan bu kurumda sanat eleştirmeni ve kuratör Dott.F.Saverio Russo ve Salvatore Russo başkanlık yapıyor…
-*-*-
Ve bu kurum, bu sene, en büyük ödülüne Feridun Işıman’ı layık gördü…
-*-*-
Çok uzun zamandır, belki de tüm zamanlar adına, Kıbrıslı Türk toplumu için bundan büyük bir gurur olamaz…
-*-*-
İtalya’nın Floransa kentindeki tanınmış sanat galerilerinden "Galleria 360"ta uzun bir süreden beri Işıman’ın eseleri sergileniyordu…
Işıman’ın Floreansa’da sergilenen eserlerinden biri olan "YÜZLER - FACES" isimli tuval üzerine yağlıboya tablosu, ödüle layık görüldü…
-*-*-
Ödül, "İtalya’nın Dehası - Uluslararası Michelangelo Ödülü” adını taşıyor…
Ve bu ödül, Başkent Roma’da , "Teatro İtalia" adlı salonda, 22 Temmuz 2023’te, Feridun Işıman’a verilecek…
-*-*-
Bundan büyük gurur olamaz…
Teşekkürler ve tebrikler hocam…
Feridun Işıman ve ödüle layık görülen tablosu Yüzler – Faces...
KKTC, başarı öyküsü değil, rezalet öyküsüdür!
Kıbrıs Gazetesi’nin dünkü 8’inci sayfasında bana göre kesinlikle manşet olması gereken bir haber vardı…
Neyse, takdir tabii ki o gazeteyi yönetenlerindir, saygı duyuyorum…
-*-*-
Neydi bu haber?
Bu haber, bir meslektaşımızın içine düştüğü zor durumla bağlantılıydı!
Ve çok güzel bir “uyarı” içeriyordu: Kimse genç kalmayacak!
Bir gün, hepimiz, mesela devlet memuru olmayan tüm “yoksul” gazeteciler, benzer duruma düşebilir uyarısıydı bu!
-*-*-
Ama bu bir uyarı olmanın da ötesinde, Ersin Tatar’ın, “KKTC bir başarı öyküsüdür” iddiasını, külliyen çürüten de bir haberdi…
Çünkü bu haberi okuyan herkes, KKTC’nin bir başarı öyküsü değil, olsa olsa “rezalet öyküsü” olduğunu çok iyi anlıyordu…
-*-*-
Haberde adı geçen 67 yaşındaki Güneş Münibe Bilecen, yıllarca bu habeir yayımlayan gazetede de çalıştı…
Hepimizin Güneş ablası oldu…
-*-*-
Şu anda rahatsız…
Ve ciddi anlamda bakıma muhtaç…
-*-*-
“KKTC’deki bakıma muhtaç yaşlı ve hasta kişiler için devlet bakımevlerinin yetersizliğinden şikayetçi”…
Emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyor…
Boşandığı ama hala arkadaşı olmayı sürdüren eski eşinin desteğiyle mücadelesini sürdürüyor ama devlet ortada yok!
-*-*-
Aslında “devlet hiç yok” ki o da esas mesele…
-*-*-
Güneş abla, “Kimse genç kalmayacak, her bölgeye tesis açın” diyor…
Özel bakım evlerinin, fahiş bedeller istediğini anlatıyor…
İki çocuğu var ama O, ailesine yük olmadan, yaşadığı sıkıntılardan bir an evvel kurtulmak için devletinden yardım istiyor…
İstediği yardım değil; devletin görevini yapmasıdır ki bu da yine ayrı bir mesele!
-*-*-
Koah hastası ve oksijene bağlı yaşıyor…
“Evlatlarımın 2’si de çalışıyor. Onlar bana bakmak istese de ben istemiyorum. Kesinlikle, kendi bakımımın çocuklarımın üstlenmesini istemiyorum. Onların hayatları ve çocukları var. Kimseye muhtaç olmak istemiyorum. Devlet ben ve benim gibiler için bakımevleri açmalı” diyor…
Haksız mı?
-*-*-
Övünürken harmanlara sığmayan sahtekar soyguncu yalancılara çağrımdır; okuyun ve lütfen ondan sonra KKTC’nin bir başarı öyküsü olup olmadığına karar verin!