İşin aslı nedir?
Türk ya da Rum olmak, "sui generis" bir durum mu?..
Yani eşsiz ve emsalsiz olmak mıdır?!.
Yoksa! Atalara dair çeşitli fantaziler kurup, cemaatleşmek mi?..

.....................................

Kısacası, milliyetçiliği "üreten" nedir?
Ulus-devlet sistemi mi?
Bir devletin vatandaşı olmak mı?
"Öteki" ve ötekine karşı öfke mi? Semboller mi?
Nedir gerçekten milliyetçiliğin üretenleri?

.....................................

Peki biz Kıbrıslılar, ama tüm Kıbrıslılar, daha çağdaş bir mutabakat türü icat edebilir miyiz?
Çok akıl teri döktük, ama şimdiye kadar maalesef ki edemedik...!
Böylelikle de, rejimin yazgısının içine, milliyetçilik olguları ile nesillerimizi hapsettik...

****************************

"Ben aslında siyasette de “futbol” örneklerinin kullanılması gerektiğine
inanırım" diyor Ahmet Altan...

Bir ülkeyi en iyi biçimde sadece o ülkenin vatandaşlarının yöneteceğine de inanmıyor...

Altan'a göre, İngilizlerin Arsenal takımını bir Fransız, Galatasaray’ı bir İtalyan yönetebiliyorsa, ve bunu da üyeleri tarafından seçilmiş bir "yönetim kurulu" belirleyebiliyorsa, yöneticilik de profesyonel bir iş olmuş olur!..

İyi yönetemeyen, hayatı insanlar adına güzelleştiremeyen, bir daha o alanda ya da o çevrede iş bulamayabiliyor...

"Bir Türk olan Kenan Evren’i, ya da Süleyman Demirel’i düşünün" diyor Altan..!
"Türkiye’yi o konjonktürde onlardan daha iyi yönetecek insanlar yok muydu dünyada?...
Ya da büyük bir yolsuzluk skandalıyla görevinden uzaklaştırılan Nixon’u, veya yanlış kararlarıyla dünyayı ve Amerika’yı altüst eden Bush’u düşünün.
Bu adamlar sadece Amerikalı oldukları için, dünyada kendilerinden çok daha iyi "yabancı" yöneticiler olmasına rağmen Amerika’nın başına geldiler..."

*******************************

21. yüz yılda yaşıyoruz...
Kendi dışımızda farklı bir dünya var...
Ve bu dünyanın, bu dünyadaki diğer toplumlara üstünlük sağlayan yetenekleri ve beyinleri var!

Bu yetenek ve beyinlerin de, bilgiyi üretip, toplumsal faydaya dönüştürme kabiliyetleri var...

Mesele de budur...