Turkilerden yediğiniz kazıktan dolayı eğri oturacaksanız oturun ama lütfen doğruları söyleyin!
Bekleyelim ya hu biraz da Kazakistan bizi tanıyacak!
Demek ki hala zamanı gelmedi, hemen küsmenin anlamı yok!
Yok canım, rezil falan olmadık; bakın, Sayın Erdoğan yine bizim için konuşma yaptı!
-*-*-
Kazakistan’da, Astana’da yediğimiz golü; ya da Türkilerden yediğimiz kazığı bizim cemaat yumuşatmaya çalışıyor!
Yok be canım, ne tecavüzü, yanağımızdan öptüler sadece; onu da zaten biz çok istedik!
Öp öp öp dedik!
-*-*-
Be arkadaşlar, Turkilerden yediğiniz kazıktan dolayı eğri oturacaksanız oturun ama lütfen doğruları söyleyin!
-*-*-
Bu devletler bizi tanımaz, tanıyamaz, tanıma zamanı diye bir şey de hiç gelmeyecek!
-*-*-
Toplumunuza doğruları söyleyin!
1 – Çözümsüzlük Türkiye’nin çıkarınadır, idare ediyoruz!
2 – Taksimden başka çözüm de istemiyoruz!
Deyin bunları korkmayın, çünkü şu anda içine düştüğünüz ya da düşürüldüğünüz rezil durumdan daha rezil duruma düşmezsiniz!
-*-*-
Evet kiminiz rüşvetten komisyondan köşeyi dönme hevesinde, kiminiz tam makam maskaralığı iştahındasınız anladık ama yeter bu kadar “yenilgi”!
Yeter bu kadar yalan!
Yeter bu kadar hırsızlık!
-*-*-
Sürekli diplomatik yenilgilerle, 24 saat 7 gün yalanlarla geleceğimizi çalışıyorsunuz!
Yeter!
-*-*-
Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) Devlet Başkanları Zirvesi’nden sonra Astana Bildirisi yayınlandı…
Bu bildiride, bilmem dikkatinizi çekti mi ama “gözlemeci üye KKTC’nin ticaret odaları da falan ve de filan” diye kıytırıktan bir ifade var…
Ama Orta Doğu’daki sorunla alakalı İsrail-Filistin çatışmasının ancak ilgili Birleşmiş Milletler kararları ile çözülebileceğine vurgu yapılıyor!
-*-*-
Haaa bir de ikide bir, Rumlar – AB – ABD diye tutturmayın!
Tam rezil oluyorsunuz!
Çünkü Kıbrıs Rum tarafının tüm diplomatik çekişmelerde haklı çıktığını ve size karşı zafer kazandığını açıkça ifade etmiş oluyorsunuz!
-*-*-
Haklıysanız, ne olur bir maçı da siz kazanın be gavollem!
Sürekli kaybediyorsunuz, suçu hakeme ya da rakibe buluyorsunuz!
Oysa, toptan istifa etseniz, tükettiğiniz bu topluma inanın çok daha faydanız olacak!
-*-*-
Kazakistan’ın Başkenti Astana’daki son zirve, KKTC’nin iki devletli çözüm siyasetinin iflas ettiğinin, tutmadığının açık ve sarih ispatıdır!
Ve bunun, en başta yazdığım gibi hiçbir mazereti olamaz!
Mutlak yenilgidir, mutlak sıfır çekme halidir!
-*-*-
“Sayın Erdoğan onu dediydi, biz yolumuzdan dönmeyiz” demek de çok ucuz be arkadaşlar! Çok ucuz yani!
-*-*-
Bu kadar salya sümük korkak olmanıza gerek de yok!
Tamam Türkiye sayesinde makam sahibisiniz, tamam Türkiye sayesinde rüşvetten komisyondan anamızı ağlattınız falan da lütfen artık cesur olun ve gerçekleri konuşun!
Saçmalamaktan vazgeçin be arkadaşım!
-*-*-
“Rumlar bizi kesecek” mi diyeceksiniz?
Yemin ederim, “keşke” diyeceğim!
Çünkü şu anda bırakın kesilmeyi; ciddi işkenceye, tacize ve tecavüze uğramaktayız, sayenizde!
Kesilmekten beteriz be canım!
İstatistik!
İsrail bombaları bugüne kadar 9 bin 500 Filistinliyi öldürdü!
Bunların dörtte üçü çocuklar ve kadınlar!
Geriye kalanları da engelliler ve yaşlılar!
-*-*-
Amerika, Afganistan’da 20 yıl süreyle on binlerce insanı öldürdü.
Bunların yüzde 45’i çocuklardı.
-*-*-
Amerika, Irak’ta 1 milyon insanı öldürdü.
-*-*-
Amerika, İngiltere, Kanada ve Fransa’nın, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne sattığı silahlarla, Yemen’de 400 bin kişi soykırıma uğradı! 20 milyona yakın insan açlıkla karşı karşıya bırakıldı!
-*-*-
Bu verdiğimiz bilgiler, sadece istatistiki bilgidir!
Terör değildir!
Ayrıca Amerika’nın ve İsrail’in öldürdükleri “insandan sayılmaz”…
Üstelik Amerika, öldürüyorsa da demokrasi ve insan hakları çiğnendiği için öldürüyor!
-*-*-
Ne zaman uyanacağız?
Güçlü ol ki destek alasın!
KKTC’nin en küçük bir uluslararası desteğe sahip olmadığının bilmem farkında mısınız?
Sözcü gazetesinde Emin Çölaşan da yazdı; “nerede Müslüman devletler, nerede Azerbaycan?” falan diye de sordu!
Tek bir “desteğimiz”, “destekçimiz” yok!
-*-*-
Bu çok ciddi bir sorundur!
Dünya’nın bir çok ülkesinde, sokaktaki vatandaşların Filistinli çocuklara olan desteği bir hayli yüksek olsa da; savaşın durması, ateşkes sağlanması çağrıları hızla artsa da, Filistin Devleti, uluslararası alanda “çok zayıf”tır!
-*-*-
Bakın, Filistin “çok zayıftır” diyorum ama KKTC’ye, o zayıf destek de yoktur!
KKTC’yi destekleyen ne bir yönetim, ne bir yönetici, ne de bir devlet vardır!
KKTC’yi destekleyen ve sokaklarda Ersin Tatar için yürüyüş yapan Arjantinli de bulunmamaktadır!
-*-*-
Şimdi Filistin’in neden kaybettiği meselesine gelelim ve KKTC’nin neden hep kaybedeceği sonucuna varmış olalım!
-*-*-
Filistin’in neden hiçbir destekçisi yok?
Çünkü, Filistin’in hiçbir zenginliği bulunmuyor…
Filistin’in zerre gücü olmadığı için kimse umursamıyor…
Çocuklar mı öldürülüyor?
Öteki yazımızda belirttiğimiz gibi, sadece istatistiki bilgi olarak veriliyor!
-*-*-
Paranız, gücünüz yoksa desteğiniz de yoktur!
Kapitalist vahşi Dünya ne yazık ki böyle çalışıyor!
Destek istiyorsanız, güçlü ve zengin olacaksınız!
Yoksul ve zayıf olana destek yoktur!
-*-*-
Bu sadece İsrail ile Filistin arasındaki farkı açıklayan bir kapitalizm kuralı değildir…
Lütfen iyi düşünerek cevap verin; mesela KKTC’de zengin bir çocuğun hakları ile yoksul bir çocuğun hakları aynı mıdır?
KKTC’de en basitiyle zengin ve fakir arasında sağlığa ve eğitime erişim farkı büyüktür!
-*-*-
Uluslararası ilişkiler de aynıdır!
Zenginsen, güçlüysen herkes destekçindir!
Yoksulsan, zayıfsan, satacak hiçbir şeyin yoksa, bir de yöneticilerin kuklaysa; uluslararası alanda seni kim, niye desteklesin ki?
Bilmem anlatabildim mi?
-*-*-
Tüm Dünya KKTC’nin, Türkiye’nin bir uydusu; son Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da, Erdoğan’ın kuklası olduğuna inanmaktadır…
Niye desteklesinler ki seni?
Niye yanında dursunlar ki?
Desteklenecekse Erdoğan desteklenir ki O’nun da son dönemlerdeki ters duruş ve sert çıkışları, yoksullaşan – güçsüzleşen ülkesi, desteği yitirmektedir!
-*-*-
Kıbrıs Cumhuriyeti mi?
Komünist AKEL bile, ideolojik olarak karşı olması gereken ultra kapitalist AB’ye niye evet demiştir?
Güçlü olup destek bulmak için tabii ki!
İyi Pazarlar efendim!
Her yanın çok güzel be Kıbrıs… (Fotoğraf: Erol Uysal)