1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. TÜRKİYE 1974 ÖNCESİ TL GÖNDERMİYORDU
Sami Özuslu

Sami Özuslu

TÜRKİYE 1974 ÖNCESİ TL GÖNDERMİYORDU

A+A-

 

Geçen gün ‘ne olacak bu TL’nin hali’ konusunda sohbet ederken, bir büyüğümüz çok enteresan bir anekdot anlattı:
Türkiye 1974’ten önce de Kıbrıslı Türklere para gönderiyordu.
Lakin o zaman Kıbrıs’ta tedavüldeki para birimi Türk Lirası değildi!
Her ne kadar Kıbrıslı Türkler 1963 sonrası Kıbrıs Cumhuriyeti’nden ayrıldıysa da, Kıbrıs Lirası kullanmaya devam ediyordu.
İşte o dönemde Türkiye Kıbrıslı Türklere yardımı Alman Markı olarak gönderiyormuş!
Ve buraya Mark olarak gelen TC yardımı, Kıbrıs Lirası’na çevrilerek, gerekli ödemeler yapılıyormuş.

*  *  *

Türk Lirası değer kaybetmeye devam edecek. Kimse tersini söyleyemiyor. Türkiye yetkilileri TL’nin önlenemez düşüşünü ‘konjonktürel dış sorunlar’a bağlayan mazeretler dile getirmeye başladı. Oysa TL’in değer kaybının ABD-Çin sürtüşmesiyle alakası yok. Mesele Türkiye’nin izlediği siyaset…
Ve o siyaset Kıbrıslı Türkleri de perişan ediyor.
Hem de Türkiye halkının kat kat fazlasıyla…
Uzatmaya gerek yok.
Kötü bir dönemden geçiyoruz.
Ama henüz ‘en kötüsü’ bu değil.
Beterin de beteri olacak.
Süreç onu gösteriyor.
Peki ama bu durumda bir ‘çıkış yolu’ var mı? Yoksa ‘çaresiz’ miyiz?

*  * *

Radikal kararlar almak gerekiyor. En radikali de Euro’ya geçmek. Örnekleri var. AB buna karşı çıkmaz.
Bu konuda geçmişte gayrı resmi de olsa AB yetkilileriyle bazı sohbetler bile yapıldığını işitiyoruz. AB kanadındakiler “Biz karışmayız, isteyen Euro’yu kullanabilir. Yeter ki hesabınızı iyi yapın, likiditenizi sağlayın” gibi sözler sarf etmiş.
Yani AB cephesinde ciddi bir sorun çıkmaz.
Tek sorun Türkiye’nin desteği olur mu, olmaz mı?
Yani konu ekonomik değil, siyasi…
Türkiye Kıbrıslı Türklere ‘Euro’ya geçiş desteği’nde bulunur mu, bulunmaz mı?
Daha açıkçası Ankara, KKTC bütçesine yaptığı katkıyı TL cinsinden değil, Euro cinsinden yapmayı kabul eder mi?
Kritik soru bu…

*  *  *

1974 öncesi koşullar bugünküyle yüzde yüz örtüşmese de, yazının girişinde aktarılan anekdot meselenin ‘niyet’le alakalı olduğunu gösteriyor.
Elbette kararı Ankara verecek.
Ama KKTC kanadının Türkiye ile bu yönde istişare etmesi, bu çıkış yolu üzerinde bir çalışma yapması gerekiyor.
Belki günün sonunda teknik ya da ekonomik gerekçelerle ‘bu iş olmaz’ noktasına ulaşılacak.
Ama olsun.
Denemeye değer.
Eğer teknik ve ekonomik nedenlerle değil de siyasi nedenlerle Euro’yu ağzımıza almıyorsak, o zaman oturduğumuz yerde oturmaya devam edelim.
Kaderimiz neyse razı gelelim.
Hepimiz batalım, gitsin!

 

 

 

 

Bu yazı toplam 2732 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar