1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. ‘Türkiye bizi kimden koruyacak?’
Sami Özuslu

Sami Özuslu

‘Türkiye bizi kimden koruyacak?’

A+A-

ANASTASİADİS’İN İKİ GÜÇLÜ İDDİASI (2)

 

Konu bir şekilde ‘güvenlik ve garantiler’ meselesine geliyor.

Cenk diyor ki “Kıbrıslı Türkler’in yüzde 80’i Türkiye’nin garantisini istiyor. Kıbrıslı Rumların yüzde 100’ü buna karşı. Peki ama bunun bir orta yolu yok mudur?”

Anastasiadis çıkardığı kağıttan Çavuşoğlu’nun Anayasal düzeni ve Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğine saygı gösterildiği sürece Türkiye tarafından korkacağınız bir şey yoktur” şeklindeki sözlerini okuyup soruyor:

“Anayasanın ve siyasi eşitliğin ihlal edilmediği sürece ne demektir? Geçmişte olduğu gibi, Türkiye Kıbrıs’taki anayasal düzenin garantörü de olmak istiyor demektir. Peki ama hangi dış faktörden tehlikedeyiz? Mısır, İsrail, Ürdün, Filistin, Lübnan olmak üzere komşumuz olan tüm ülkelerle mükemmel ilişkilerimiz vardır. Kimden tehlikedeyiz ve Türkiye bizi kimden koruyacak?“

Anastasiadis alternatif olarak ‘çok uluslu güç’ten söz ediyor. Garantiler ve güvenlik konularında tartışmaya açık olduğunu söylüyor. Akıncı’ya “Bizim tarafın hassasiyetlerini de düşün” mesajı veriyor.

Dönüşümlü Başkanlık: Kozumu vermem

Kıbrıs Türk liderliğinin hassas olduğu, ‘olmazsa olmaz’ dediği ‘Dönüşümlü Başkanlık’ meselesinde durum nedir peki? ‘Sözlü’ olarak liderlerin bu konuyu hallettikleri uzun zamandır söyleniyor, ama ortada yazılı bir metin yok.

Bu konuda konuşmak istemiyor Rum lider… “İleride atılacak adımları önceden açıklamak doğru değil” diyor. Söylemiyor ama ‘Omorfo’yu almadan Dönüşümlü Başkanlık konusunda adım atmayacağını’ ima ediyor. Akıncı’nın ısrarla üstünde durduğu bu konuda milim kıpırdamıyor.

“Her iki taraf tatmin edilmelidir” diyor ve ‘yasama, yürütme ve yargı’da kendisinin Kıbrıslı Türklerin hassasiyetlerine göre adımlar attığını söylemekle yetiniyor.

Çözüm için hala yeterli zaman var

Nikos Anastasiadis 2018 seçimleri konusu her açıldığında tepki gösteriyor. “Ben seçimleri bahane edip müzakerelerin ertelenmesini istemedim” diyor. Geçmişte hep böyle olduğuna vurgu yapıyor.

Hatta AKEL’i bile ’seçim atmosferine çok erken girmek’le suçluyor. Sotiris Barutis’in sorusu üzerine AKEL’in çözüm sürecine çok destek verdiğini, bunu yadsımadığını söylüyor, ama seçim havasına erken girdiklerini ve kendisini suçlamalarının da bundan kaynaklandığını vurguluyor.

Kıbrıslı Rum lider çözüm için hala yeterli zaman olduğuna da inanıyor. “Önümüzde 8 aydan uzun süre var ve Kıbrıs sorunu bu süre içinde pekala çözülebilir” diyor. Seçimin son gününe kadar müzakerelerin devam edebileceğini söylüyor.

Kuşkusuz Anastasiadis siyaset yapıyor. AKEL’i ve diğer siyasileri ‘seçim havasına girmek’le suçluyor. Oysa kendisi de aynı durumda… Bir yandan ‘son dakikaya kadar müzakere ederim’ diyor, ama diğer yandan da Kıbrıslı Rumların hassas olduğu konularda ağzını dahi açmak istemiyor.

Kıbrıslı Türklerin ‘yumuşak karnı’ olan toprak, güvenlik ve garantileri öne almak, yönetim ve güç paylaşımındaki kritik meseleyi, yani dönüşümlü başkanlığı ise son ana kadar cebine koz tutmayı planlıyor.

Bu tavrını seçim süreciyle açıklamak gerekiyor. Belli ki Anastasiadis’in rakibi solun, yani AKEL’in adayı olacak. Anastasiadis bu yüzden ‘sağ cephe’nin hoşuna gidecek mesajlar veriyor. İkinci turu garantilemek için sağdaki oylara şimdiden yatırım yapıyor.

Gaz ve toprak

Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis, Akıncı ile ‘birçok konuda çok yakın olduklarını’ söylüyor. Toprak mesela bunlardan biri… “Türk tarafının verdiği haritadan tatmin olmadık” demeyi ihmal etmiyor, ama taraflara kalacak toprak konusunun çözüme yakın bir noktada olduğunu ‘iyi şeyler’ tarafına kaydetmek gerekiyor.

Anastasiadis ‘gaz’ konusuna değinirken mevcut tavrını koruyor. Yalnız satır aralarında iki noktaya değiniyor. Birincisi ‘Hidrokarbon aramanın başka, çıkacak gazı değerlendirmenin başka’ olduğunu söylüyor. “Çıkacak gaz sadece Rumların değil, Türklerindir de” diyor.

‘Kıbrıslı Türkler bu gazdan bu koşullarda nasıl yararlanaca?’ sorusunun yanıtı burada yok, ama Anastasiadis’in satır arasına sıkıştırdığı bir başka ‘gerçek’ daha var: Gazın ekonomik değer haline gelmesi için yıllar gerekiyor.

Bununla birlikte -her nedense- kendisi dahil, Kıbrıs’la ilgili bütün kilit kesimler sanki doğal gaz ‘Avrupa piyasalarına yarın girmeye hazırmış’ gibi davranıyor. Toplumlar bu yönde yanlış yönlendiriliyor, gerilimler yaşanıyor.

Siyaset işte!..

Kara kedi kim?

Anastasiadis röportajın çeşitli yerlerinde isim vermeden çözüme engel olan ‘üçüncü taraflar’dan söz ediyor. Bununla Türkiye’yi kastettiğini anlamak için kahinliğe gerek yok, ama yine de soruyorum “Akıncı ile çok iyiydiniz, sonra aranıza kara kedi mi girdi. Kim bu kara kedi? Akıncı’nın çözüm istemediğine mi inanıyorsunuz yoksa?” diye…

Yanıt: “Belki Akıncı çözüm ister, ama konu, bunu ne kadar yapabileceğidir.”

Ve ikinci ‘güçlü’ iddiasını seslendiriyor:

“Bir adım atacağımda ben karar veririm, Yunanistan destekler. Ama Akıncı adım atacağında Ankara’ya sorar. Farkımız bu…”

Anastasiadis’in ‘kara kedi’ye cevabı da böyle…

Röportajı okumak için TIKLAYINIZ

 

Bu yazı toplam 2185 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar