1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Türkiye bölünmez bütündür de Kıbrıs karpuz ya da elma mıdır?
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Türkiye bölünmez bütündür de Kıbrıs karpuz ya da elma mıdır?

A+A-

Son zamanlarda Türkiye’den KKTC’ye hatırı sayılır miktarda tetikçi geldi… 
Bu çok ciddi bir güvenlik sorunudur ve devlet ya da güvenlik makamları buna tedbir almak zorundadır…

-*-*-
 
Efendim, Türkiye’den KKTC’ye gelenlerin tamamı “katil” veya “tetikçi” mi?
Elbette hayır!
Bunu savunmak, buna inanmak ırkçılığın daniskasıdır…

-*-*-

Ama, “Rumlarla bir arada yaşayamayız” diyerek, 1955’ten bu yana Kıbrıs Adası üzerinde yaşanan her kötülüğü, tüm Rum toplumuna mal etmek de en az birincisi kadar; hatta daha fazla ırkçılıktır… 

-*-*-

Her toplumda kötüler de vardır iyiler de…
Turist de vardır, tetikçi de…
Çürük elma vardır her elma yığını içerisinde…

-*-*-

Aynı zamanda Kıbrıs’ta EOKA’cı da vardır, TMT’ci de!
EOKA ya da EOKA B’cileri “katil”, TMT’cileri de “kahraman kabul etmek mi?
O da ırkçılıktır…
Kurtulun artık bundan…

-*-*-

Ne 1955’te yaşıyoruz, ne de EOKA döneminde…

-*-*-

Sene 2025…
Çocuklarımıza daha mutlu bir ülke, daha refah bir Ada bırakmak için çalışalım sadece…

-*-*-

Kıbrıs’ta Türk etnik temeline dayalı ayrı bir devleti savunmayı “hak”; Türkiye’de “Kürtçe şarkı söylemeyi suç” saymaktan da vazgeçin… 
Bu da ırkçılık, ayrımcılık yapmaktır…

-*-*-

Ama bunun da ötesinde, en güçlü ve en zengin de olsanız, tüm dünya sizi “hipokrasi” ile suçlayacaktır, iki yüzlü görecektir ve asla güvenmeyecektir…
Bilmem anlatabildim mi?

-*-*-

Efendim, Kıbrıs’ta ayrı, eşit ve egemen Türk devleti mi istiyorsunuz?
İsteyebilirsiniz de; o zaman benzer soru “Şehitler ölmez vatan bölünmez” diye sloganla koruduğunuz Türkiye’de karşınıza çıktığı zaman, sıfırı çekersiniz!
Sınıfta kalırsınız!
Hiçbir hoca size not vermez!
Bilmem anlatabildim mi?

-*-*-

Haaa ne mi yapacaksınız?
Irkçı olmayacaksınız…
Ayrıcı olmayacaksınız…
Şahsi çıkarlarınız için halkı kullanmayacaksınız…
Evet Türkiye’yi böldürtmeyeceksiniz ama Kıbrıs’ı da karpuz ya da elma sanmayacaksınız!

-*-*-

Başka ne mi yapacaksınız?
Abiciğim ablacığım, elini kolunu hatta tabancasını sallayanı da bu ülkeye bu kadar kolay almayacaksınız!

-*-*-

Ayrıca tabii ki güvenlik güçlerimiz de; bu ülkenin sınırlarının galbur olmadığı konusunda bizi ikna edecek!
Nasıl ki, “güvenlik ve garantiler kırmızı çizgimizdir” diyorsunuz ya; aynen ondan be canım!


Papaz, hakim ve fizikçinin hikayesi…

Üç kişi idama mahkum olur…
Biri papaz, biri hakim, biri fizikçi…

-*-*-

Giyotinle idam edilecekler…

-*-*-

Önce papaz idam sehpasına çıkarılır…
Boynunu yerleştiren cellatlar, “son sözün nedir?” diye sorarlar…

-*-*-

Papaz, “Allah’a inanıyorum, O beni kurtaracaktır” der…

-*-*-

Giyotini serbest bırakırlar, keskin parça tam boynunu vuracakken, iki santim kala durur…
Halk şaşırır ve hep bir ağızdan “serbest bırakın, serbest bırakın, Allah O’nu korumuştur” diye bağırır…

-*-*-

Papaz idamdan kurutulur…

-*-*-

Sıra hakimdedir…
Son söz ona da sorulur…
“Ben Papaz gibi Allah’a inanmıyorum ama adalete güveniyorum” der…

-*-*-

Giyotini indirirler, hakimin boynuna birkaç santim kala durur…
İnsanlar şaşkındır…
Yine “Adalet sözünü söyledi, serbest bırakın, serbest bırakın” derler…

-*-*-

Hakim de idamdan kurtulur…

-*-*-

Sıra fizikçiye gelir…
Ona da son sözü olup olmadığını sorar cellatlar…
Fizikçi, “Ben ne Allah’a inanan bir papaz, ne de adalete güvenen bir hakimim… Bildiğim tek şey şudur; giyotinin ipinde bir düğüm var ve o düğüm giyotinin tam inmesine engel oluyor” der…

-*-*-

Cellatlar giyotinin ipini kontrol edince, fizikçinin doğru söylediğini fark ederler ve düğümü çözerler…

-*-*-

Düğüm açık bir şekildedir ve fizikçinin boynu sehpadadır… 
Giyotin bırakılır ve fizikçinin kafası kesilir… 
İnfaz gerçekleşir…

-*-*-

Toplumdaki düğümler ve sorunlara işaret edip gerçekleri söylemenin acı sonuçları olabilir… 
Gerçeğe talip olanlar bedel ödemeyi göze almalıdır… 
(Gerçeği söylemenin bedeli… İnternetten çalıntıdır…) 


Çözüm, çözümdedir!

Anne ve veya babası “Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşı” olan her çocuğa veya her kişiye “Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşlığı verilmesi”, anayasal zorunluluk mu?
Evet!

-*-*-

Bana sorarsanız, “evet verilmeli” derim…

-*-*-

Peki, Kıbrıs Cumhuriyeti neden buna yani anayasal zorunluluğa uymuyor?
Bazı yasal düzenlemeler yapıp, “yasadışı limandan ülkeye girmiştiniz…” benzeri gerekçelerle, anayasal zorunluluğu “es” geçiyor!

-*-*-

Peki buna hakkı var mı?
Bilemem!
Yüksek Mahkeme karar verecek…
Karar eğer “evet hakkımız vardır” şeklindeyse, yani anne ve / veya babası Kıbrıslı olduğu halde, bazı kişilere “yurttaşlık” vermezse, mesele Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşınacak!

-*-*-

Burası çok önemli…
“KKTC” adı verilen devletin yasal hamisi olan Türkiye Cumhuriyeti, AİHM’e gitmeyi göze alır mı?

-*-*-

AİHM’de konuşulacak konular arasında kolonizasyon, savaş suçu gibi durumlar da olabilir…

-*-*-

Karışık bir iş vesselam!

-*-*-

Peki çözüm?
Çözüm, çözümdedir!


480936864-1642349773052314-2265828126739219908-n.jpg

Fotoğrafta ne deniyor? “Sabırlı olun... Bazen en iyiye ulaşmak için en kötüsünden geçmeniz gerekir…” Umarım bizim için söylenmiştir… Henüz en kötüdeyiz… Ama ileride en iyi mutlaka vardır…

Bu yazı toplam 4386 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar