1. YAZARLAR

  2. Fatma Azgın

  3. Türkiye Çıldırtır!
Fatma Azgın

Fatma Azgın

Türkiye Çıldırtır!

A+A-


Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde Kıbrıs’ı “esir” aldığı herkesin malumudur. Kıbrıs’ın AB üyeliği sürecinin her aşamasında, AB’den birşeyler koparmıştır. En önemli avantajı da KC AB üyesi olurken AB “aday ülkesi” olmasıdır.. Akıcı’nın o dönemde “Kıbrıs sorunu derin dondurucuya yatırılmıştır” demekteydi. Gerçekte öyle oldu. Görüşmeler yapılıyor, sonuç alınmıyor. En büyük sorun da Türkiye’ni hiç bir adım atmamasıdır. “Güzelyurt’u vermeyin, TC vatandaşlarına vatandaşlığı açın” diyen bir Erdoğan var. Garantilerden asla vazgeçmeyecek görünen TC devleti var.

Türkiye’nin AB üyesi olmak diye bir vizyonu yoktur. Üyelik için Kıbrıs’taki varlığını eksiltme veya bırakmaya hiç niyetli görünmüyor. Adaylık statüsü ile AB’ye bir yerden tutunmuştur ve yararlanmaktadır. AB konseyi, AB parlamentosunun Kıbrıs konusunda isteklerini duymaz, ve bu devran döner!

Türkiye hiç bir konuda sözlerini tutmadığı gibi, 1963’te Ankara’da imzalanan, kendisinin ve tüm AB ülkelerine uygulama taahhüdü verdiği, Temmuz 2005’te imzaladığı ek protokolun (Limanlarını K.C gemilerine açması), 16 yıldır yükümlülüklerini yerine getirmiyor.

AB’nin tüm isteklerini reddeden Türkiye şu anda AB’den başka avantajlar istiyor. Suriye problemi nedeniyle binlerce göçmen hayatları pahasına AB ülkelerine geçmeye gayret ediyor. Geçiş yolları da Türkiye Yunanistan. Merkel başta AB ülkeleri, Türkiye’nin mültecileri barındırmasını ve AB’ye geçişlerini engellemesini istiyor. TR’nin pazarlık konuları, önce 3 sonra 6 milyar Euro yardım, TC vatandaşlarına vizesiz AB ülkelerine seyahat tanınması ve üyelik süreci için KC’nin veto ettiği fasılların açılması..

Önümüzdeki Cuma günü AB Türkiye görüşmesi var..Bu nedenle AB konseyi başkanı Tusk Kıbrıs’a ve Türkiye’ye gidip Anastasiyadis ve Davutoğlu ile görüştü.  Anastasiadis ile görüşmesinden sonra Tusk “Türkiye ile mülteci konusunda işbirliğini güçlendirmek önemli, ancak AB’nin kapsamlı stratejisinin tek ayağı olamaz, olmamalıdır. Kıbrıs, önemli bir AB üyesidir. Hiçbir üçüncü ülke benim için bir AB ülkesinden daha önemli olamaz. Türk önerisinin yeniden dengelenmesi ve AB’nin 28 ülkesi tarafından kabul edilmesi gerekir, ancak o aşamada değiliz. Tüm eylemler, Kıbrıs meselesinde bir çözüme katkı sağlanmasına yöneliktir” dedi.

Anastasiadis de aynı görüşte..Fasılları veto etmeye devam edecek görünüyor. Davutoğlu ise Tusk’a “önerilerimiz paket halindedir” demiş. AB’nin TC vatandaşlarına vize muafiyeri kabul görmez. İyimser tahmin, TR’nin imzaladığı ve 16 yıl uygulamadığı protokole uyup birkaç limanını K.C’ ye açması karşılığında, birkaç fasılın vetosunun kaldırılmasıdır.

AB kültürü “uzlaşma” bulmakta mahirdir. Türkiye ise ülkesinde  ve dışta “çatışma” kültürü uygular. KKTC ilişkilerine bakarsak, su konusunda, ekonomik protokolde ve başka alanlarda sadece kendi çıkarını savunduğu açıkça ortadadır. Yöneticilerimiz öncelikle Türkiye’yi tanımaya çalışmalıdırlar. “Hallederiz, bakarız” sözlerine teşne olup hiçbir kazanım sağlamadan, “taviz, onur, saygınlık” vererek toplumun varlığı ve geleceğini satma, batırma girişimleri durdurulmalıdır. Türkiye’nin Suriye göçmenleri için 6 milyar euro isterken buradaki TC’liler için maddi katkı düşünmemektedir. Üstelik “her isteyeni vatandaş yapın” demektedir. Geçen ay, su anlaşma krizinde ekonomik program imzalanmadı diye  G.K.K askerlerinin maaşını ödememiş, bizim maliyenin sırtına atılmış deniyor.

Uyanma, akıllanma zamanı çoktan gelip çatmıştır! Haklarımızı, kimliğimizi, ülkemizi koruyalım.

 

Bu yazı toplam 3508 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar