1. YAZARLAR

  2. Halil Karapaşaoğlu

  3. Türkiye Cumhuriyeti ve Protokoller
Halil Karapaşaoğlu

Halil Karapaşaoğlu

YENİDÜZEN PAZAR

Türkiye Cumhuriyeti ve Protokoller

A+A-

“Gıbrıs bir zamanlar teg bir ülkeydi. Gıbrıs’da teg bir devled vardı. TC, Gıbrıs’da 50 yılın sonunda iki ülke ve iki devled yaraddı. Yerleşimciler başda olmag üzere asimile olan Türgce gonuşan Gıbrıslılar ülke olarag Kıbrıs’ın kuzeyini, devled olarak KKTC’yi bilmegdedir.”
        
Atanmış Ünal Üstel’in başbakan olduğu UBP-DP-YDP hükümeti, “Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Referandum (Değişiklik) Yasa Tasarısı” ve hayad bahalılığının hesablanmasına yönelig yasa çalışmasını meclisin gündemine almasıyla sendikalarımız Lefgoşa’da grev başladı. 27 Aralıg 2024 tarihinde ise sendikalarımız hükümetin bu yasa tasarısını geri çegdiyini söyleyereg zaferlerini ilan eddi. Sendikalarımızın hedefinde UBP-DP-YDP hükümeti vardı. Bu hükümetin başında da atanmış Ünal Üstel. Ünal Üstel rüyasında bile başbakanlıg hayali göremezkana nasıl oldu da bir sabah uyandığında gendini başbakan olarag buldu? Ersin Tatar rüyasında bile cumhurbaşkanı olma hayali göremezkana nasıl oldu da bir sabah gendini cumhurbaşkanı adayı soğra da bir gece cumhurbaşkanı olarag buldu? Bu iki soruyu önemsiyorum. Önemsediyim başga bir soru daha var. Bir insan hangı koşullarda rüyasında bile göremeyeceyi bir güce bir günde ulaşabilir? Güce yönelig sorular, igdidar ilişgilerinden soyudlanarag sorulursa eğerkim, siz vidrinin önünde bir Üstel bir da Tatar görürsüñüz. Güce yönelig sorular igdidar ilişgilerinden soyudlanmayarag düşünülürsa garşıñıza Türkiye Cumhuriyeti çıkar. 
        Gerçeg hangısıdır? Gerçeg ve igdidar arasındakı bağ nedir? İgdidar gerçeyi nasıl inşa eder? Gerçeg gösderilen midir görünen midir? Belkimda bu soruyu gösterilen gerçegle görünen gerçeg arasındakı farg nedir, deye sormam gerekirdi. Her soruya illada hemen bir cevab vermemiz geregmez. Ancag her soru üzerinde düşünmeye devam edmemiz gerekir. “Gösterilen gerçeyin” arkasında “görünen gerçeg” vardır. “Görünen gerçeg” “gösterilen gerçeyi” inşa eder. Gösterilen gerçeg Üstel ve Tatardır. Görünen gerçeksa Türkiye Cumhuriyetidir. Üstel ve Tatar’ı kidlelerin önüne goyan, onnarı kidlelerin gerçeg olarag görmesini sağlayan Türkiye Cumhuriyeti deyil midir? Peki hangı koşullarda insan görünen gerçeyi dile getirmez?
        UBP’nin bir zamanlar başganlığını yapan Faiz Sucuoğlu’nun nasıl UBP’nin başından alınarag, Üstel’in UBP’nın başına getirildiyini hatırlarsıñız, deyil mi? Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve arkadaşlarının Türg Milli İstigbarad Teşgilatı tarafından nasıl tehdid edildiyini hatırlarsıñız, deyil mi? Türkiye’nin gerek resmi gereksa gayrı resmi kurumlarıynan, 2020 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sahaya nasıl endiyini hatırlarsıñız, deyil mi? Unudmayın Gıbrıslılar… Çünkü Türk ulus devleti 1920’lerin sonnarından itibaren, Türgce gonuşan Gıbrıslıların içindedir ve neredeysa 100 yıldır cemaadımızın toblumsal ilişgilerine müdahale edmegdedir.    
        31 Aralıg 2023 tarihinde “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Arasında iktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması” imzalandı. Bu annaşmanın içeriyini Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi gazeddasından öğreniyorug. Bunun gendisi bile sorun deyil mi? Neden bu protokolü biz TC’den öğreniyorug? Burda bile hügmeden ve hügmedilen ilişgisini görüyorug. Bu protokolü sevgili Yusuf Alkım ile birligde uzun uzun “Praxis” isimli programımızda, Özgür Gazedda’nın WEB TVsinde gonuşduydug (Karapaşaoğlu, Alkım 2023). Bu pakedde Türkiye Cumhuriyeti’nin 2023’den soğra izleyeceği süreçler adım adım annadılmışdır. Yani bundan soğra hangı politig tartışmaların içinde olacağımızı bu protokolü okuyub öğrenebilirsiñiz. Bu paketin içinde TC sermayesinin Gıbrıs’a daşınmasıyla ilgili, limanların özelleştirilmesiynan ilgili, yerel yönetimlerinan ilgili, kardeş şehirlerin arddırılmasıynan ilgili bir çog madde yer almagdadır. Hadda ve hadda vakıf mallarının kiralarının arddırılması bile yazmagdadır. Düşünebilirsiñiz? Vakıf mallarının kirasının arddırılmasına bile Türkiye Cumhuriyeti garar verir. İçinde bulunduğumuz durumun ne gadar içler acısı olduğunun fargındasıñız? Siz hala daha bu goşullarda atanmış dediyiniz Ünal Üstel’i muhaddab alırsıñız? Hangı goşullarda bir insan görünen gerçeyi dillendirmeg isdemez? Hangı goşullarda bir insan igdidarınan garşı garşıya gelmeg isdemez? 
        Bu protokolün “Kamu Yönetimi Politikaları” isimli bölümünde “Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Referandum Yasasıyla” ilgili yapılması gereken deyişigligler yer almagdadır. Bu ne anlama gelir? Bu bugün sömürge parlementosuna gelen yasanın TC tarafından Türgce gonuşan Gıbrıslılara dayadıldığı anlamına gelir. KKTC meclisiynan TC elçiliği garşı garşıyadır. TC elçiliyi silahlı asgerler tarafından korunmagdadır. Duvarları gale gibidir. Her tarafında kameralar vardır. KKTC meclisi ise sorma gir hanıdır. Kim gidersa önüne kapısını gırar üstünde seker. Biz da segdig bu kapının üzerinde. O kapının garşısında bir kapı daha vardır. O kapının garşısındakı kapının üzerinde bugüne gadar seken kimse olmadı. Bugüne gadar o kapıyı zorlayan da kimse olmadı. Ben 25 yıldır aktif siyasetin içindeyim. O kapıya dogunamadım bile. KKTC meclisinin kapısıynan, TC elçiliyinin kapısı arasındakı farg nedir? Kapı kapı deyil mi? Kapılar arasındakı farg igdidar ilişgileriynan gurdugları ilişgide saglıdır. Sömürgelerde kapılar bile politigdir. Kapı kapı olmagdan çıkar. Kapı igdidar ilişgilerinin içinde süregli olarag bir anlam inşasına uğrar. Hiş dokunamadığımız o kapı igdidarın kapısıdır. İgdidarın kapısı olduğundan o kapıya dokunmanız izin verilmez. Eylemlerden önce polis teşgiladı size geregli uyarıları yapar. Onnar istigbarad roporları sonucu geregli tedbirleri alır. 
        TC, Kıbrıs’ın kuzeyini sömürgeleşdirirkana yerlileri vidrinin önüne goydu. Yerlilere makam ve para verdi. Yerliler çoban, çifçiykana, açkana, fakirkana yani rüyalarında bile bugün yaşadıgları hayatı göremezkana, bir gün herkes gendini olduğu sosyal statüden başga bir statüde buldu. Sadece Üstel ve Tatar deyildir rüyasını bile göremezkana Gıbrıs’ın kuzeyinde statü elde eden. Yenidüzen gazeddası yazarı, Türg derin devleti tarafından öldürülen Kutlu Adalı’nın “Dağarcık” isimli kitabını okudunuz mu hiş? Adalı o dönem TMT’nin içindedir. Adalı Türgce gonuşan Gıbrıslıların bazı kövlerini ziyared edmiş bu kövlerle ilgili nodlar almışdır. Bunnar bir nevi cemaadımızla ilgili hazırlanmış raporlardır. Evlerinde tuvaleti olmayan kövler vardır. Sıçmag için dağ yamacına gider insannar. Evlerinde tuvaled yogdur. Hayvanlarıynan birligde yaşarlar. Gıbrıslılar mangalsız yapamaz deller, deyil mi? Gıbrıslılar etsiz yapamaz deller, deyil mi? Her hafda o mangallar yanar deyil mi? O mangal kültürü bile Türg işgalinin bir sonucudur. Senede bir ed yeyenler, 1974’den soğra, açlıgdan her hafda mangal yakarlar. Aç insannar, ezilmiş insannar geçmişlerinden gaçmag için, geçmişlerindeki statüyü unudmag, basdırmag için her hafda ganlı ganlı et yerler. Hadda sapıdırlar. Tavug, kuzu ve balıg kebabını aynı anda yapıb yerler. Açlığı ve sefaleti vahşi bir şekilde basdırmaya çalışırlar. Gerçeg statülerini unudum statü adlamag isterler. Ben bu açlığın göbeğinden geldim. Aynı anda hem tavug hem kuzu hem balıg yedim. Gıbrıslılar Lefkoşa’dan ibared deyildirler. Bütün gayem Türgce konuşan Gıbrıslıların hayadlarıynan hesablaşmasıdır. Çünkü hesablaşamayan, yüzleşemeyen insannar özgürleşemezler. Köleler esared ilişgilerinin içinde aşıg olabilirler elbed ama aşglarını özgür bir insan gibi yaşayamazlar.
        Sabahattin İsmail’in “TC-KKTC İkili Anlaşma Protokol ve Sözleşmeleri” kitabında TC ve Türgce gonuşan Gıbrıslılar arasındakı protokollerin ilg olarak 28 Nisan 1976 tarihinde imzalandığını görürsüñüz. TC, Kıbrıs Türk Federe Devletini ilan eddigden 1 yıl soğra ilg annaşmayı yapdı. 48 yıldır Türgce gonuşan Gıbrıslıların kültür, sosyal, siyasal, ekonomig yani toblumsal ilişgilerin tümünü hazırlamış olduğu protokoller üzerinden şekildendirmegdedir. Mesele protokollerin içindeki üş beş maddeye müdahale edmeg deyildir. Mesele neden TC 48 yıldır bize protokoller dayadır, sorusunu sormagdır. Sömürgeci gendi tahayülündeki yaşam tasarısını sömürülene dayadmag için çeşidli annaşmalar yaparag, sömürülene uyguladığı şiddedin biçimini deyişdirir. Sömürgecinin sömürülen üzerinde bir hegomanya kurma, egemenlig inşa edme yöntemi olarag protokoller garşımızda durmagdadır. 1976’dan 2001 yılına gadar 25 yıl içinde TC ve Türgce gonuşan Gıbrıslılar arasında “134 ikili anlaşma, protokol ve sözleşme” imzalanmışdır (İsmail, 2001, syf. 2).    Denktaş, TC ve KKTC arasında imzalanan protokoller sayesinde bunun, TC’nin eşit, egemen ve bağımsız olan KKTC’yi tanıdığı anlamına geldiğini yazar (İsmail, 2001, syf 1.). Denktaş kitaba yazdığı önsözün devamında “KKTC’nin hemen hemen bütün alt yapısını, elektirk santralleri, yolları, limanları, su ve sulama sistemleri, organize sanayi bölgeleri, eğitim kurumları vb. büyük yatırımları, iki devlet arasında imzalanan bu annaşmaların sonucu olarak Anavatan tarafından gerçekleştirilmiştir” der (İsmail, 2001, syf 1.). Bu ne anlama gelir bilirsiñiz değil? Bu, Gıbrıs’ın kuzeyinde sağcısının da solcusunun da cemaadımızın içindeki en gudretli kişi olarag gördüyü Denktaş Beyin itirafıdır. Gudredsizliyinin da göstergesidir! Gıbrıs’ın kuzeyi başdan sona imzalanan yüzlerce protokol, annaşma ve sözleşme aracılığıynan TC tarafından inşa edilmişdir. Yüzlerce annaşmayla TC, Türgce gonuşan Gıbrıslıların bütün toblumsal ilişgilerini şekillendirmişdir. Onları itaad eden bedenlere dönüşdürmüşdür. Sömürülen sömürgecinin gendine dayaddığı bu annaşmaları tanınma, var olma, özne olma üzerinden okur. Sömürgecinin sömürülene dayaddığı bütün bu annaşmalar sömürülenin “hişleşdirilme” sürecidir. Sömürülen bu annaşmalar sayesinde, sömürgeci tarafından, Denktaş’ın yazdıglarını tersten okuyarag, eşid olmayan, egemenligden yogsun, esared ilişgilerinin içinde çürüdülür. Bu annaşmalar sayesinde sömürgeci sömürüleni yog eder! Gıbrıs bir zamanlar teg bir ülkeydi. Gıbrıs’da teg bir devled vardı. TC, Gıbrıs’da 50 yılın sonunda iki ülke ve iki devled yaraddı. Yerleşimciler başda olmag üzere asimile olan Türgce gonuşan Gıbrıslılar ülke olarag Kıbrıs’ın kuzeyini, devled olarak KKTC’yi bilmegdedir. İşte tam da bundan dolayı yenñi bir teori yenñi bir bakış açısını kamuda tartışmag geregmegdedir. Bunun adı da Türk Yerleşimci Kolonyalizmidir. Bundan dolayı sömürgeciligle ilgili çalışmalara ağırlıg vermemiz geregmegdedir. Toblumsal sorunlara sömürgecilig üzerinden yorumlar getirmeg zorundayıg. Sağlıg, haggı, eğitim haggı, çalışma hagları yurd haggıyla birleşdirilmelidir. Üstel’in kaybedeceg hişbir şeyi yogdur. Bugün içinde olduğu statüyü gendi elde edmemişdir. Efendisinin tagdirini kazanmag için her şeyi yapacagdır. Hazır olun dosdlar. Gavga böyügdür!       

Gaynag
İsmail, S. (2001). TC-KKTC İkili Anlaşma Protokol ve Sözleşmeleri. Aha Yayınları. Lefkoşa. 
Karapaşaoğlu, H. Alkım, Y. (2023, Haziran 22). Türk Kolonyalizmi'nin Kıbrıslıtürklere Dayattığı Son Paket [Video]. Özgür Gazete. https://www.youtube.com/watch?v=xATCzpx7fpg&list=PLA_eQ44GEe0rIPRqwWg5KOoGMDVKaACec&index=13
  
 

Bu yazı toplam 1270 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar