Türkiye, Güzelyurtlu ailesine tazminat ödeyecek
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2005 yılında öldürülen Güzelyurtlu ailesinin cinayetinin aydınlanmaması ile ilgili Türkiye’yi suçlu buldu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2005 yılında öldürülen Güzelyurtlu ailesinin cinayetinin aydınlanmaması ile ilgili Türkiye’yi suçlu buldu.
Kıbrıs Cumhuriyeti ile Türkiye arasında Güzelyurtlu ailesinin öldürülmesi davasının çözümlenmesi konusunda işbirliği sağlanmaması iddialarını yeniden ele alan AİHM’nin kararı bugün açıklandı.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 15 olumlu, 2 olumsuz oya karşılık Avrupa Kongresi’nin, 2 Maddesi olan “Yaşam Hakkı / Soruşturma” maddesini ihlal etmediğine karar verildi.
Türkiye'nin oybirliği ile işbirliği yapmadığına ve “Yaşam Hakkı / Soruşturma” maddesinin ihlal ettiğine karar verildi.
Mahkeme, Türkiye’nin Güzelyurtlu ailesinin akrabaları, Mehmet Güzelyurtlu, Ayça Güzelyurtlu, Deniz Erdinch, Emine Akerson, Fezile Kirralar, Meryem Özfirat ve Muzaffer Özfirat'a ayrı ayrı 8.500 Euro tazminat ve ayrıca 10 bin Euro mahkeme masraflarını ödemesine de karar verdi.
CİNAYET NASIL OLMUŞTU?
Hatırlanacağı üzere 15 Ocak 2005 tarihinde Kıbrıs'ın güneyinde, Lefkoşa Larnaka yolu üzerindeki Goşşi köyü yakınlarında işlenen cinayette Elmas Güzelyurtlu,eşi Zerrin ve kızları Eylül Güzelyurtlu öldürülmüştü.
KARAR ORİJİNAL METİN
AİHM Güzelyurtlu davasında kararını açıkladı:
“Kıbrıs Cumhuriyeti ihlalde bulunmadı Türkiye ilgili hükümleri ihlal etti”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi, salı günü Strasburg’da, 15 lehte ve 2 aleyhte oyla, Güzelyurtlu davasında mevcut Anlaşmanın 2. maddesinin Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından ihlal edilmediği kararına vardı. Aynı zamanda, hâkimler oy birliğiyle Ankara’nın yaşam hakkı ve Kıbrıslı Türk ailenin cinayet davasında etkili soruşturma ile ilgili hükümleri ihlal ettiği kararı aldı.
Güzelyurtlu ailesinin üç ferdi (baba, anne, kız) 15 Ocak 2005’te Lefkoşa-Larnaka oto yolunda öldürülmüşler, katiller ise kuzeye kaçmışlardı.
4 Nisan 2017’de alınan ilk kararda, Mahkeme, Kıbrıs Cumhuriyeti ve Ankara’ya sorumluluklar yükleyerek, iki hükümetin de davanın etkili bir şekilde soruşturulması konusunda işbirliği yapmaya mecbur olduklarını ve Birleşmiş Milletler de dâhil önerilen tüm seçeneklere rağmen, ortak bir zemin bulmak için hiç bir tarafın pozisyonlarından geri adım atmaya hazır olmadıkları belirtilmişti.
18 Eylül 2017’de, AİHM, davanın Büyük Daire’ye sevki için Kıbrıs ve Türkiye hükümetleri tarafından yapılan başvuruyu kabul etmişti. Bugün alınan karar kesindir.
Türkiye bugün öldürülen Kıbrıslı Türk ailenin akrabası olan her başvuran kişi için 8 bin 500 avro manevi tazminat ve mahkeme masraflarını ödemek için tüm başvuranlar için toplam 10 bin avro ödemeye davet ediliyor.
Salı günü alınan kararda, Mahkeme Kıbrıs ve Türkiye’nin bu konuda işbirliği yapmaya mecbur oldukları belirtildi. Suçluların Türkiye tarafından iadelerini başarmak amacıyla Kıbrıs’ın kendi tarafından üzerine düşenleri yaptığı ve İnterpol’den “kırmızı alarm” yayınlamasını istediği, bunun başarısız kaldığı ve Türkiye’ye iade edilmesi için başvuru gönderdiği kaydedildi.
İlgili açıklamada şunlar yer verildi: “Kıbrıslı yetkililer tüm kanıtları “KKTC” ya da Türkiye’ye teslim etmeyi reddettiği için eleştirilere maruz kalamaz. Bu, kontrolü altında bulunan bir bölgede işlenen cinayet davasında, Kıbrıs, toprakları üzerinde tanınmayan bir varlığın “mahkemeleriyle” eşdeğer olacağı anlamı taşıyor”.
“Diğer yandan Türkiye, durum için gerekli olan en küçük çabayı bile göstermedi. Kıbrıs’ın iade için başvurularını görmezlikten gelerek cevap vermeden bunları geri gönderdi. 2. madde temeli ve diğer yasaların öngördüğü maddelerin tersine başvuran ülkeyi bilgilendirmeyerek işbirliği yapmaktan kaçındı”.