Türkiye, Kıbrıs’ta çözüme hazırdır!
Komutanımızın görev süresi tamamlanmadan - yani iki yılı doldurmadan apar topar bu ülkeden gönderilmesinin sebebinin Ersin Tatar olduğunu dün yazdım…
Tatar, daha önce aynısını Altan Er paşaya da yapmıştı!
Dünkü yazımı okumayanlar, sosyal medyada ya da yeniduzen.com’da bulabilirler…
-*-*-
Saray danışmanı bir abimiz, ‘köşe yazarları artık yalan yazıyor, bu ülke bozuldu’ gibisinden bir sosyal medya paylaşımı yazdı; üzerime aldım, yazdığım yalan değil!
Yazdıklarım asla yalan değil!
Yalan olmadığını ya ilgili abim bilmiyor, ya da meseleyi kabullenemiyor!
-*-*-
Bir kere komutanımız bu yazdığımı herkese anlatıyor!
İkincisi, Ercan Havaalanı’nda komutanın bir çok yakını, herkesin duyacağı şekilde, ‘buradan erken ayrılışımızın sorumlusu kimdir eminim bilmiyorsunuz’ diyerek, açıkladı!
-*-*-
Neyse, bu değerli asker en azından O’nun kadar değerli Altan Er paşa gibi emekli edilebilirdi; edilmedi, başka bir yere atandı…
Her ne kadar görevi süresince, iri yapısı itibarı ile eski parkasının bana olacağı düşüncesi gereği, ‘gönder komutanım eski parkanı’ talebimi kırmış olsa da, kendisine yeni görevinde başarılar dilerim…
-*-*-
Meselemiz bu değil!
Mesele, bu Ada yarısı sahte yapıda aslında her şeyin çok kötüleştiği; hiç bir şeyin iyiye gitmediği meselesidir…
-*-*-
Komutanla ilgili bir şey daha anlatayım isterseniz…
Komutan, Jüjü başımıza polisin ve başsavcılığın yaptığı kıyas da ciddi tepki vermiş…
Ve herkesin işitebileceği bir şekilde, Polis Genel Müdürü’nü resmen fırçalamış…
O’na demiş ki; ‘… Siz benim bir albayımı kelepçelediniz, siz kendi müdürünüzü kelepçelediniz; bu hanımefendinin ayrıcalığı neydi?’
-*-*-
Evet, gerçekten bozulmadık yanımız, yıkılmadık kurumumuz kalmadı…
-*-*-
Peki Türkiye’yi yöneten Recep Tayyip Erdoğan ve ekibinin mevcut durumdan haberi yok mu?
-*-*-
Eveeeeet gelelim bu konuya…
Efendim, çok ünlü bir medya - araştırma şirketine görev verilmiş…
Türkiyeli bir şirket…
İsmi lazım değil…
Bu şirket, Erdoğan’a çok yakın çalışıyor ve kamuoyunun nabzını ölçüyor…
-*-*-
KKTC’de de nabız ölçülmüş!
Rapor elbette yayınlanmadı ama genel anlamda aldığım bilgiye göre, KKTC’de yaşam süren ister Kıbrıslı Türkler - isterse Kıbrıs Türkü olsun, herkes, ama herkes, yönetenlerden memnun değil!
-*-*-
Belki bugün son gündür, yarın çok geç olabilir ama mesela ben erkek değil kadın olsaydım; Girne Kadın Kolları Başkanlığına adaylığımı koysaydım ve Ünal abiyi de çok sevdiğimi iddia etseydim; Pazar günkü yarıştan çekilirdim…
Bir mazeret uydururdum!
Suçlu olduğumdan değil; ama adaylığımın vereceği zarar demeye getiriyorum…
-*-*-
Peki, KKTC’de yapılan çok geniş çaplı araştırma ile ortaya çıkan ‘bu halk mutlu değil, yönetenleri de tamamen başarısız buluyorlar’ şeklinde özetleyebileceğimiz sonuç neyi değiştirecek?
-*-*-
Evet sonuç!
Sonuç: Kıbrıs’ta - Kıbrıs sorununun çözümü konusunda, Türkiye’nin de avantajları düşünülerek kalıcı bir şeylerin kesinlikle olması gerektiği gerçeği apaçıktır… Ve Türkiye buna her zamankinden - Annan Planı döneminden bile - daha çok hazırdır!
Irkçılık!
Yılmaz Özdil’i okursanız ya da dinlerseniz; hatta daha da ileri gider ve Ümit Özdağ’ın konuşmalarına kafayı takarsanız, Türkiye’ye gelen tüm Afgan ya da Suriyeli göçmenlere anında düşman gözüyle bakarsınız!
-*-*-
Genelleme yapmak, ırkçılıktır, faşizmdir!
Bütün Afgan ya da Suriyeli göçmenler ne suç makinesidir, ne de Türkiyeli halkların ekmeğine göz koyan doymazlar!
-*-*-
Göç alan tüm ülkelerde ‘yabancı düşmanlığı’ çok ciddi bir ‘hastalık’tır!
Ve bu, kaçınılmaz olarak Kıbrıs’ta da söz konusudur!
-*-*-
Kıbrıslı, hiç alışık olmadığı bir çok suç çeşidine, 1974 sonrası tanıklık etmiştir…
Dr. Fazıl Küçük bile bu konuda (Halil Karapaşaoğlu kardeşimin sosyal medyada bu konuda hatırlatması vardır, bulup okuyun) çok ciddi ve son derece Ümit Özdağ’vari tepki koymuştu!
-*-*-
Evet ırkçıyız!
Mesela çözüm düşmanı hırsız ve ganimeti faşistlerimizin en büyük ırkçılık söylemi
‘Asla Rumlar’la bir arada yaşayamayız’dır!
Neden?
Bizi kestiler ve kesme arzuları hala bitmedi!
Tüm Kıbrıslı Rumlar için m geçerlidir bu iddianız?
Masum Kıbrıslı Türkleri öldüren Rumlar olduğu gibi, masum Rumlar’ı öldüren Kıbrıslı Türkler ve Türkler yok değildir!
-*-*-
Haaaa bazı örneklerden yola çıkarak, tüm toplumu, tüm halkı, tüm milleti suçlayacaksanız, alın size bir ‘yanlış’ örnek daha; bence Türk milleti ile bir arada yaşanmaz!
-*-*-
Neden mi?
Çok basit!
Geçtiğimiz gün iki silahlı kişi yakalandı…
Bir iş insanını öldürmeye gelmişler!
Bu kişiler EOKA C üyesi miydi?
’Rumlarla asla bir arada yaşayamayız’ diyerek, bazı örnekleri sıralayanlara, her örneklerine karşılık en az üç örnek veririm!
-*-*-
Halil Falyalı cinayeti?
EOKA C terör örgütü üyesi miydi katiller?
-*-*-
Ne mi yapmak lazım?
Öce Kıbrıs’ta çözüm…
Sonra vatandaşlığın gollifa gibi dağıtılmadığı sağlam bir devlet…
En son da Ada’daki herkesi sevmeseniz bile, saygı duyarak, vergi ödeyerek, hizmet bekleyerek yaşmamak!
-*-*-
‘Rumlarla asla bir arada yaşayamayız’ söylemi, ırkçı bir söylemdir!
Yok eğer değil diyorsanız, çok iyi düşünün, Ümit Özdağ olmayın derim!
Surie’den Türkiye’ye gelenlerin Türkiye nüfusuna oranı devede kulaktır da Kıbrıs’a yerleştirilenlerin oranı…. Peeeee!
“Müzakereler başlayacak” dedik, Erhan Arıklı en başta, “yalan” yazdığımı iddia etti bazı kişiler... Komutanı, Ersin Tatar’ın “yediğini” yazdık; bir danışmanı “köşe yazarları yalan yazıyor” diye çıkıştı... Her iki iddiamda ısrarcıyım... Ama; aynı kişilerin, örneğin “Ahmet Tuğcu, Ünal Üstel’i darp etti” diye yazan AKSA gazetesine “gık” diyemeyişinin sebebini doğrusu merak ediyorum! Yoksa yazılanlar doğrudur ama polisimiz, başbakanı darp eden sendika başkanına “torpil” mi geçmiştir? Şaka bile değilsiniz... Bu arada son bir not; sevgili Ünal abi, “Derviş Eroğlu gibi ol, ne olur hiç konuşma, üyeler seni severse oy verir...” Ayrıca “hepimiz Ahmet Tuğcu’yuz (Fotoğraf)... Bir tekimiz Cemil Kazancı değiliz...”