Türkiye mi AB mi?
Yoksul devletlerde neler yaşanır?
Efendim, mesela Kuzey Kıbrıs’ta insanlar “mangal alışkanlığından vazgeçer”…
Veya eskiden yaktığı gibi yakamaz mangalı!
Çünkü et satın alamaz!
-*-*-
Yoksul devletlerde neler yaşanır?
Mesela çam kese böceklerine karşı mücadele edecek para yoktur ve ülke ormanlarının yarısı çok ciddi zarar görür…
-*-*-
Yoksul devletlerde başka ne yaşanır?
Sivrisineklerle mücadele edilemez…
Çünkü bu mücadeleye ayıracak para da yoktur…
-*-*-
Yerel yönetimler çaresiz kalır, çevre temizliği, çöp toplama gibi en basit işler yapılamaz…
Salgın hastalık artar mı?
Olasılık yüksek!
-*-*-
Evet, yoksul ülkelerde “suç” olarak kabul edilen her şey yükselişe geçer…
Mesela hırsızlık!
Tüp gaz alamayacak duruma gelen insanlar bu sıkıntıyı nasıl aşar?
Çalar!
Gider, komşusunun sokakta duran tüp gazını kapar, kaçar!
-*-*-
Utanır belki çalan ama çaresizdir!
-*-*-
Parası olmayan ve (Allah’a şükür yaza girdik, ısınma derdi kalktı ama) ağaçları - ormanları kesmeye başlar…
-*-*-
Hepsinden öteye, “fuhuş” artar!
Ve bu fuhuş, öyle ciddi bir sorun haline gelir ki; haliyle parasızlık nedeniyle artan cinsel yolla bulaşan hastalıklar, kontrol edilemez hale gelebilir…
-*-*-
Yoksulluk, en çok eğitimi ve sağlığı etkiler…
İyi beslenemeyen nesiller, çocukların gelişimini olumsuz etkiler…
Kötü beslenme, her alanda, her türlü performansı düşürür…
-*-*-
Başarısız eğitim sistemi; çaresiz bir sağlık sistemidir yoksullaşma…
-*-*-
Çözüm mü?
Gidilecek köy ya da yürünecek yol iki tanedir…
Ya Türkiye, ya AB!
-*-*-
Türkiye ile gidişin 50 yılda geldiği nokta apaçık ortadadır; her açıdan çöküş, her açıdan tükeniş!
-*-*-
Efendim, ama Türkiye gelmeseydi; Rumlar bizi kesecekti!
Yapma be!
Türkiye olmasaydı, yollarımız, hastanelerimiz, okullarımız da olmayacaktı!
Yok daaa!
Türkiye olmasa, İran ya da İsrail bizi bombalar!
Hade beee!
Başka neyiniz var?
Sıralayın!
Sabaha kadar!
Türkiye bize külliye yapıyor!
Yarasın canlarım benim yarasın!
Ayranınız yok içmeye, külliyeye gidin mıçmaya!
-*-*-
Sorun, Türkiye hayranlığı, Türkiye düşmanlığı sorunu değildir!
Her devlete, her millete, her halka saygımız – sevgimiz bakidir…
Sorun, Kıbrıs Türk toplumunun tükenişidir…
-*-*-
Türkiye’yi yönetenlerin, bu tükenişten zevk alıyor olmasıdır sorun!
N82 G82 dangalaklıkları, bu nefretin, bu sevgisizliğin, açık düşmanlığın kanıtıdır!
Bilmem anlatabildim mi?
-*-*-
Ve tek bir çözüm vardır; “İki bölgeli, iki toplumlu, iki toplumun siyasi eşitliğine dayalı; tek vatandaşlığı olan federal bir devletle AB’nin kaçamak ya da yalancıktan değil, gerçek vatandaşları olmak!”…
Biatçı doktor!
Sibel Can’a, Bafra’daki bir otelimizde sahnedeyken “beşi bir yerde” takılmış!
İsmi açıklanmayan bir “hayranı” takmış!
Fiyatı da 90 bin TL civarındaymış!
-*-*-
Türkiyeli çok sayıda sanatçı, Sibel Can gibi, bayram süresince KKTC’deki casino müşterilerine şarkılar söyledi, vücudunun güzel yerlerini gösterdi falan…
Helal olsun!
Sıkıntı var mı?
Yoktur!
-*-*-
Peki, bu soru yıllardır soruluyor, haliyle gelenekselleşmiş bir sorudur ama “bir gecede yarım milyon veya civarı TL cinsinden para kazananlardan “vergisi” alındı mı?
Bu soruya yanıt veriyorum; hayır alınmadı!
-*-*-
Peki neden?
Vergi adaleti nerede?
-*-*-
Anladım!
Efendim, şimdi İran ile İsrail bir birilerine füze atabilir ya; bölge gergin…
E bize de saldırabilirler!
Hiç belli olmaz!
Geçenlerde Ersin Tatar ve Türkiyeli yönetenlerimiz oturup toplantı yapmışlar ve olur da bize saldırı gelirse, Türkiye korumamızı üstlenmiş!
-*-*-
Dolayısıyla tıpkı; “… 1974’teki savaşı Rumlar başlattığı için onlardan çaldığımız topraklar helal hakkımızdır”da olduğu gibi…
Türkiye, olası İsrail ve İran bombardımanından bizi koruyacağı için, şarkıcıların alacağı vergiden bunu fiyatını düşmüşler!
-*-*-
Bu arada üç milyar TL’ye mal olması beklenen Lefkoşa’daki külliye için, yaklaşık bir milyar TL’lik ek bütçe ayrılmış!
Artık bu masrafı da neremizden kesecekler bilemem!
-*-*-
Bazı sorular sorarak yazımı bitireyim:
1 - Özdemir Berova kimdir?
Doktordur…
2 - Peki, vergi tahsil etmek gibi bir kabahati işleyecek bakanlıkla alakası var mı?
Kağıt üzerinde evet ama fiiliyatta “biat!”
-*-*-
Doktorum canım; aldanma isteyesin vergi ha!
Olman da alırlar seni bakanlıktan!
Pinokyo kim? Azerbaycan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yunanistan’a gitti… Yunanistan Parlamentosu’ndaki Dış İlişkiler Komite Başkanı ile görüştü… Bu görüşme sonrası Yunanistan’ın eski dışişleri bakanlarından biri olan Komite Başkanı, “… Azerbaycan Dışişleri Bakan Yardımcısı bana dedi ki, Kıbrıs’ta sahte devleti tanımak gibi bir niyetleri yoktur, BM kararlarına uyacaklar”… Bu açıklama medyada yayınlandı, akabinde KKTC’nin Cumhurbaşkanı, “… Azerbaycan böyle bir taahhütte bulunmadı, Yunan tarafı yalancıdır” demeye getirdi… Azerbaycan’dan resmi her hangi bir açıklama yok! Bir tek KKTC’nin Cumhurbaşkanı açıklama yaptı… Bırakın Azerbaycan’ın “KKTC’yi tanımasını”, “Böyle bir taahhütte bulunmadık” bile diyemedi… Zavallı Ersin abim… Kıbrıslı da der, “Amma gandırıllar genni ha!”