Türkiye Ümitsiz Vaka!
Başka düşünce ve ideallerin peşinde koşan Türkiyeli insanlar gibi, ben de Erdoğan’ı ve AKP’yi yaptığı işler nedeniyle takdir ediyordum. Hala daha, bugüne kadar yaptığı girişimler ve halkına hizmet götürdüğünü inkar edemem.
Ne yazık ki, Türki
Başka düşünce ve ideallerin peşinde koşan Türkiyeli insanlar gibi, ben de Erdoğan’ı ve AKP’yi yaptığı işler nedeniyle takdir ediyordum. Hala daha, bugüne kadar yaptığı girişimler ve halkına hizmet götürdüğünü inkar edemem.
Ne yazık ki, Türkiye’de onun kapasitesinde bir başkan ve partiye hiçbir siyasi grup yetişemedi.
Ama bir adım atıyor, sonra çekiliyor, ya da daha kötü olaylar yaşanıyor. Ondan çok şey bekleyen insanlarda hayal kırıklığı yaşatıyor. İktidar süresi uzadıkça “devletçi” tavırlara giriyor. Toplum yaşantısı ile ilgili yaptığı iyi uygulamaları, devleti dönüştürmekte kullanamıyor.
Peki neden Türkiye’yi demokratik hale getiremiyor, Kürt ve Kıbrıs sorununu çözmek için sonuç alıcı adımlar atmıyor?
*****
Aslında, onun radikal değişimler yapmasını bekleyenler, “devrimci performans” göstermesini umut edenler, onun çıktığı devleti ve toplumu göz önüne alsalar yapacaklarının bu kadarla kalacağını ve beklentileri uzun zamana yayacağını düşünmelidirler.
Türkiye toplumu milliyetçi ve dindar bir toplum. Erdoğan ve AKP de bu tabanda duruyor. “Tek millet, tek bayrak, tek vatan” diye diye seçim kazandığı unutuluyor.
İnsan hem din hem hem milliyetçilik “dogma”larına tutulmuşsa, ondan sosyal demokrat veya sosyalist atılımlar beklenemez.
Öyle bir ülke ki, yabancı futbolcuların formalarının üzerinde Türk bayrağı var, maç öncesi İstiklal Marşı okutuluyor. Bu örnek, yabancıların kimliğine saygı ve duyarlılık içinde olmadıklarının bir örneğidir.
*******
Türkiye demokrasisinin “hibrid” bir demokrasi olduğunu oğlum Bilge doktora tezinde belirtti. Meclisi, yönetimi, yargısı olan ve parlamenter sistemle yönetilen bir ülke ama yarım bir demokrasi. Altı, içeriği doldurulmamış. Türk kimliğinden başka bir kimliğe tahammül edemiyorlar. “İnsan hakları” “hukuk devlei” kavramları yerleşmemiş.
Türkiye’de bu nedenlerle “sivil toplum” çok cılız. Devrimci ve dönüştürücü atılımlar bu nedenle yapılamıyor. Gerçek demokrasiyi savunanlar, nüfusa göre o kadar az ki...
Onlarca gazeteden 1 tanesi savunuyor. Gazeteciler, medya, öğretim üyeleri, gençlik hareketleri, meslek sahipleri, iş dünyası bu anlamda çok cılız. Çünkü “aynı ırmaktan su içiyorlar.” Toplum dokusunu değiştirmek için çok eğitim ve çok yıl gerekiyor.
******
Erdoğan ve AKP hükümetinin 10 yılda adım adım devlet sisteminde ayıklama yaptığını unutmayalım. Asker eskiye göre daha geride duruyor. G.K.Başkanı siyasi içerikli, tehdit edici konuşmalar yapmıyor, “devleti koruma ve kollama görevinden” söz etmiyor. Demokratik topluma dönüşme adına, bir miktar anayasa ve yasalarda değişiklik oldu. Ama hep eksik, ve de uygulamada problemler oluştu.
Kürt sorununu çözmemek adına demokrasi geri kalıyor. İnsan ve para kaybına rağmen. Toplum ve insan ilişkileri, süregelen savaşın, milliyetçilik pompalaması ile şiddeti artırıyor. Herkes birbirini “dövüyor, öldürüyor”..
******
“Gladyo, derin devlet” yapılanmasını tamamen yıkmak çok zor ya da çok zaman alan bir olay..AKP iktidara geldi geleli her yapacağı işte korkutucu engellerle karşılaştı. Her “Kürt açılımı” olacağında bombalar patladı, suikastler, son olayda da 35 masum sivil Türk uçaklarınca bombalandı. Yazıyı yazarken okudum, Savcılık “Uludere hakkında yayın yasağı” koymuş.. Tam da devletin gerçek yüzü ortaya çıkmışken!
Erdoğan’a her kızdığımda, Yorgo Papandreu’nun söyledikleri aklıma geliyor. 2003 yılında AB dönem başkanıyken Brüksel’de Kıbrıslılar ile buluşmuştu. “Kıbrıs’ta 1 adım önde olacağız” diyen Erdoğan’ın o günlerde bu görüşü ile uygun olmayan bir demeci vardı. Yorgo bizim elştirilerimizi havada kapmadı ve dedi ki: “Ben Erdoğan’ın durumunu çok iyi anlıyorum. Bu süreçlerden biz daha evvel geçtik. Derin Devlet ve Gladyo’yu yıkmak çok zaman alır. Bizde bile hala kalıntıları vardır..”
Nasrettin Hoca misali, hem Erdoğan haklı hem de ona kızanlar haklı!...