Türkiye’de Elektronik Parti Kuruldu
Türk basınından ilk kez çok güzel bir haber geldi.
3.dalga medeniyetinin dayattığı E-Parti kuruldu..
Eskiden DSP sonra CHP ve şimdilerden bağımsız milletvekili olan Emrehan Halıcı, “bilgi çağı partisi”ni kuran ilk kişi oldu. Böylece tarihe geçmiş oldu.
12 Eylül 2014’de Yenidüzen’de yayınlanan makalem, “Siyasi Partiler ve Üçüncü Dalga” başlığını taşıyordu. Amacım, siyasal partilerimizin yeni medeniyete ayak uydurmaları gerektiğini söylemekti. Siyasette ve siyasi partiler içinde var olan “kaos” un, yeni çağa uyumsuzluktan kaynaklandığını anlatmak istemiştim.
İnsanlığın tarihsel süreç içinde 2000 yılına yaklaşırken bariz biçimde parça parça yaşadığı 3.medeniyet denen “bilgi çağı, iletişim çağı, elektronik çağ” diye isimlendirilen medeniyet döneminde, özel, toplumsal, siyasi, çalışma ve ekonomik kurumların “2.medeniyet” dediğimiz sanayi toplumunun koşulları ile bağdaşamıyacağı aşikardır..
1980’lerden beri takip ettiğim kitaplarını okuduğum gelecek bilimci Alvin Toffler, ulaşım, teknoloji, iletişim, çalışma, sağlık, genetik, fizik, biyoloji v.s alanlarında yaşanan bilgi çağı yeniliklerinin sosyal ve siyasi örgütlenmelerde de görüleceğini söylemiştir.
Demokrasi anlayışı ve uygulaması da elektronik hale gelecektir. Demokrasi bireylere, gruplara bilgisayarlar aracılığıyla anında bilgi verip bilgi alacak yöntemle yaşamını sürdürecektir.
3.dalga medeniyetinde, elbette siyasi partilerin örgütlenmesi, çalışma biçimi de değişime muhtaçtır.
Siyasi partiler, 2.medeniyet dönemi devletlerin, bürokrasinin yarattığı hantal ve para tüketen yapılanmasından vazgeçecek, hatta tek veya birkaç konuda uzmanlaşarak seçmenlerden oy isteyecektir.
Parti yöneticileri ve milletvekilleri, genel kültür yanısıra sadece birkaç konuda uzmanlaşıp derin bilgi ve çözüm önerilerine sahip olacaklardır.
Şimdiki gib, “Jack of all trades, master of none” durumuna düşülmiyecektir.
Siyasi partilerin devlet dairesine benzeyen örgütlenmesine ihtiyaç kalmayacaktır. Siyaseti ve iletişim teknolojisini iyi bilen birkaç eleman, evlerinden bu işleri yürütebilecektir. Parti binası da gerekmiyecektir. Siyasetçiler, bilgisayar aracılığıyla halka, seçmenlere ulaşacak veya yurttaşların ayağına giderek iletişim kuracaktır.
Hep merak etmişimdir, insanlar, siyasetçiler neden özel yaşamlarında kullandıkları bilgi çağının olanak ve vizyonunu, toplumsal örgütlenmede, devlet, parti yönetiminde kullanmamaktadır? Hatta dillendirmemektedir?
Acaba bilgi çağının şahsi yararlardan öte bir medeniyet olduğunun farkında mı değildirler yoksa eski sistem işlerine daha mı uygundur?
Bilgi çağı hızlı veya yavaş biçimde tüm dünyaya yayılacaktır. Korkunun ecele faydası yoktur.
Yeter ki, dünyanın medeniyet serüvenini öğrenmeye çalışsınlar, 30 yıl önce ile bugünün farkını düşünsünler..
Türkiye’de elektronik siyasi parti kurulması bir ilk adımdır..Başarılı olur olmaz belli değildir ama arkasından başka adımların gelmesine yol açmıştır.
Her değişimin ilk adımı önemlidir..