Türkiye’de “Toplu Mezar Vakfı” kuruluyor…
Antropologlar, arkeologlar ve psikologların da çalışacağı Diyarbakır merkezli Toplu Mezarlar Vakfı’nın amacı, DNA bankasının kurulması ve ailelerin başvurusuyla kayıpların bulunması olacak.
İnsan Hakları Derneği (İHD) bünyesinde, Diyarbakır merkezli Toplu Mezar Vakfı kuruluyor.
Vakıf, toplu mezarlara gömülen, çatışmalarda yaşamını yitiren PKK'li ve sivil kayıpların akıbetinin bulunması için çalışacak.
Vakfın kuruluş ve hazırlık çalışmalarında yer alan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, İHD Diyarbakır Şubesi’nin sitesindeki açıklamasıyla, vakfı anlattı:
“Öteden beri toplu mezarlar uğraştığımız bir mesele. Şu ana kadar devletin bu konuda hiçbir adımı olmadı. Bizim gibi çatışma yaşayan, savaş yaşayan ülkelerde de bu tür şeyler gündeme geliyor. Toplu mezar vakfını bu amaçla kurma kararı aldık.”
“Vakıf çalışmalarında antropologlar, arkeologların ve psikologlar da yer alacak. MEYA-DER, YAKAY-DER, Barış Anneleri İnisiyatifi gibi kurumlardan destek alacağız. Vakfın kuruluş aşaması en geç Ocak 2014'te bitecek.”
“Ermeni soykırımı ile alakalı dönemlere ait toplu mezarlar var. Aynı şekilde Kürt isyanlarından kaynaklı toplu mezarlar var. Ve en son da son 30 yılda devlet ile PKK arasındaki savaştan kaynaklı ölümler var. Bu Toplu Mezar Vakfı özellikle de Kürdistan'da hakikatlerin açığa çıkarılması içinde mücadele edecek.”
“Toplu mezarlardaki delillerin toplanması bu sürece katkı sunacak. Adli Tıp uzmanlarının kendi alanlarıyla ilgili deliller toplamaları gerekir. Araştırma ve inceleme yapmaları gerekir. Çünkü birçok kullanılması yasak olan silahlar kullanıldı. Sağ yakalanıp işkenceyle öldürülenler oldu. Bunlar vakfın çalışmalarıyla açığa çıkacak.”
“Sağlıklı bir kimliklendirme yapılabilmesi için DNA bankası kurulması şart. Yasal çalışmaları başlatma temelinde hukuksal bir mücadele vereceğiz. Bunları aştıktan sonra DNA bankası oluşturulacak ve bütün kayıp yakınları buraya müracaat edecek.”
“Usulüne göre mezarlar açılır kimliklendirme yapılır. Binlerce kayıp ailesi gider bu DNA bankasına örnek verir ve toplu mezarlarda çıkan örnekler gönderilir. Kiminle eşleştiyse kime aitse, onun cenazesi hassasiyetle antropolog ve arkeologlar yardımıyla çıkarılıp ailelere teslim edilir" diye konuştu.”
“Toplu Mezar Vakfı bünyesinde psikologların olması lazım; çünkü ciddi anlamda toplum travma geçirmiş ve özellikle kayıp yakınları çok sıkıntı yaşıyor.”
“Bütün kayıplar devletin bilgisinde. Devlet arşivinde kaybedilen bütün sivillerin bilgisi vardır. Devletin bu arşivleri açması ve sivilleri nereye gömdüğünü söylemesi lazım. Çünkü bu kayıpları aramak bulmak çok meseledir ve çok uzun zaman alır. Aynı şekilde bu çatışmada kirli savaşta ölenlerin nerelere gömüldüğü Genelkurmayın arşivinde vardır. Genelkurmay istese onları çıkarabilir.”
“Bingöl'de Şeyh Said döneminde kalan bir toplu mezar var. 98 tane yakılmış kadın ve çocuk. Daha sonra o toplu mezarın üzerine çatışmada yaşamını yitiren 40 PKK gerillası topluca oraya gömülüyor. Eski zamanlardan kalan toplu mezarlarla karılaştığımız zaman aynı hassasiyeti göstereceğiz, o bilgileri de arşivleştireceğiz.”
“Türkiye'de en fazla toplu mezar Siirt'te…”
Öte yandan Siirt News haber sitesinin haberine göre Güneydoğu'da çatışmaların olduğu dönemde yaşanan kayıplar konusundaki başvuruları değerlendiren İnsan Hakları Derneği (İHD), ayrıntılı bir toplu mezar raporu ve interaktif toplu mezar haritası oluşturdu.
İHD Diyarbakır Şubesi Hukuk Komisyonu Üyesi avukat Rahşan Bataray yaptığı açıklamada, kayıplar ve toplu mezarlar konusunda yıllardır çalışma yürütüklerini bildirdi.
Bu konuda dernek olarak yaptıkları tespitli ve ayrıntılı çalışmalar olduğunu anlatan avukat Bataray, tüm bu başvuruları ve tespitleri bir araya getirerek, ayrıntılı bir toplu mezar raporu ve interaktif toplu mezar haritası hazırladıklarını ifade ederek "Bu haritayı herkes derneğin sayfasında görebilir. Bu haritada toplu mezar sayıları yer alıyor. Açılan toplu mezarlarda kaç kişinin kemiklerinin çıkartıldığına ilişkin ayrıntılı bilgiler olduğu gibi internet üzerinde de toplu mezar iddiası başvurusu yapılabiliyor. Bize internet üzerinden yapılan başvuruları da kayıtlarımıza alıp araştırıyoruz" dedi.
Toplu mezar iddiaları konusunda iller bazındaki dağılıma değinen Bataray, Diyarbakır'da 30 toplu mezar iddiası olduğunu bunlardan 6'sının açıldığını ve 28 kişinin kemiklerine ulaşıldığını, Siirt'te ise bu rakamın 36 olduğunu ve bunlardan sadece 1'inin açılarak mezarda 8 kişinin kemiklerine ulaşıldığını belirtti.
Avukat Rahşan Bataray, yapılan araştırmalar sonucunda 253 toplu mezar tespit ettiklerini ve bu toplu mezarlarda 3 bin 248 kişi bulunduğu yönünde iddialar olduğunu aktardı. Şimdiye kadar açılan toplu mezar sayısının 29 olduğunu belirten Bataray şunları söyledi:
"Toplu mezarların çok az bir kısmı açıldı. Mezarların çoğu kırsal alanda bulunuyor. İnsanlar köylerine döndükten sonra çok fazla toplu mezar başvurusu yapılacağını düşünüyorum. Çünkü bunun tecrübesini yaşıyoruz. Toplu mezarlarla ilgili aileler şubemize başvurduktan sonra Hukuk Komisyonu olarak toplu mezarların tespiti ve gerektiğinde açılması yönünde savcılığa başvuruda bulunuyoruz. Birçok toplu mezar savcılığa yaptığımız başvurular sonucunda açıldı. Savcılar taleplerimizi kabul edip mezarları açtılar. Ancak mezarlar açılırken açılma usulünden dolayı ve gerekli altyapı hazırlığı yapılmadığından kemiklerin parçalandığını, delillerin yok olduğunu gördük. Uluslararası protokoller örnek alınarak toplu mezarlar konusunda mezarın nasıl açılacağı ve delillerin nasıl elde edileceğine dair hükümler dikkate alınmalıdır. Bu protokoller çerçevesinde toplu mezarların açılmasını talep ediyoruz."
Bataray, bulunan kemiklerin gereken özende kayıt altına alınması ve DNA incelemelerinin yapılması için de DNA bankası oluşturulması gerektiğine işaret ederek "Bu şekilde yasal bir düzenleme ve gerekli alt yapılar hazırlandıktan sonra toplu mezarların açılması konusunda girişimlerimiz olacaktır" diye konuştu.
Kayıpların bulunması ve faillerin yargılanması konusunda etkin ve somut bir çalışma bulunmadığını öne süren Bataray, "Kayıplar bulunmadığı gibi sorumlular da yargılanamıyor. Dosyalarda zaman aşımından dolayı düşüyor. 1990'lı yıllarda yaşanan faili meçhul birçok dosya, zaman aşımı 20 yıl olarak değerlendirildiği için zaman aşımından dolayı düşecek ve failleri de cezasız kalacak. En azından bu konuda çok kısa süre içerisinde faillerin bulunması ve olayın aydınlatılması için girişimlerin bulunmasını talep ediyoruz" dedi.
(BİANET.ORG – 28.9.2013)