“3’üncü dünya ülkelerinden gelen 4-5 yıl çalışıp dönecek” diyor, Çalışma Bakanı Sucuoğlu.
O ne demek?
2’nci dünya ülkesi neresi oluyor?

*  *  *

Yabancı işçide Türkiye’den gelene “serbestlik” yolu açılacak, başka ülkeden gelene “kısıtlama” uygulanacak.
Anladığımız bu!

*  *  *

Yeni bir ayırımcılık planlanıyor.
Yine bir “vilayet” kafası...
Yine bir Türkiye’den Kıbrıs’ı “bizim oralar” görme sevdası...
Yine evrensellikten uzak...
Yine bir “koltuk sinizmi.”
Bu projenin de Türkiye’nin masaya getirdiği dosyalardan biri olduğunu biliyoruz.

*  *  *

“Kaçak yaşam”a karşı adım atılmasının zamanı gelmişti.
Evet “yabancı işgücü” de mutlaka planlanmalıdır.
“Çalışma izni artık yurttaşlık hakkı kazandırmayacak” diye önceden bir düşünce paylaşılmıştı.
Tamam da...
“Türkiye’den gelirse farklı, Nepal’den gelirse farklı uygulama” denmemişti...

*  *  *

Bakan Sucuoğlu diyor ki, “2010’da 3’üncü ülkelerden gelen işçi sayısı 2 bin 917’ydi, 2018’de bu rakam 10 bin 657’ye ulaştı. 2010’da Türkiye’den gelen 27 bin 792 işçi kayıt altındayken, bu rakam 2018’de 33 bin 255’e çıktı. 3’üncü dünya ülkelerinden gelenler 5 kat arttı.”
Türkiye’den nasıl işçi geleceğini anlatıyor Bakan:
“Türkiye ile oluşturacağımız sistemle birlikte, Türkiye’nin herhangi bir yerinden bu yönde çalışmaya hazır olan kişilerin bilgileri gelecek ve KKTC’ye gelmeleri sağlanacak.”
Ve ekliyor: “3’üncü dünya ülkelerinden gelenler 4-5 yıl çalışıp geri dönecek.”
Peki, Türkiye’den gelen ne olacak?

*  *  *

Daha açık söylüyor.
“3’üncü dünya ülkesinden gelen işçi bilecek ki, 4 veya 5 yıl burada çalışıp ülkesine gidecek, ömür boyu kalmayacak.”
Sebebini de söylüyor:
“Gelen işçi bir süre sonra eşi ve çocuklarını da buraya getiriyor. Ülkenin kaldırabileceği kapasite ortadadır…”
Nasıl bir kapasite bu ki, Türkiye’den gelen işçiden hiç ama hiç etkilenmiyor?
33 bin 255 işçiyi bir “tehdit” görmezken, 10 bin 657’ye dair “tedbir” alıyor Bakan!
Altını çiziyorum.
“Tedbir ihtiyacı” tamam da...
Bu “ayırım” neyin nesi oluyor?

*  *  *

Kriterleri, insanların “ırkına göre” belirleme sürecinde yeni bir adım atılıyor, böylece!
Yeni bir ayıp sarmalanıyor.
“Protokol”ün imzaları kurumadan “750 milyon TL’yi serbest bıraktık” açıklamasının sırrı böylece ortaya çıkıyor.
“Para” anons edildi zaten, “içerik” yerine!.
Sizin hiç mi umurunuzda değil sahi? Hiç mi gücünüze gitmedi?
Der gibi...
“Alınız paranızı da oturunuz oturduğunuz yerde.”