1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Türkiyeli yetkililer her şeyin farkındaysa  neden yolsuzluklara ses çıkarmıyorlar?
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Türkiyeli yetkililer her şeyin farkındaysa  neden yolsuzluklara ses çıkarmıyorlar?

A+A-

Şimdi, cumhurbaşkanından başbakana, bakanlar kurulundan din işleri dairesi başkanına kadar her atamaya müdahale edebilen Türkiyeli “görevliler”, mesela Kıb – Tek veya Maliye’de döndürülen tekerleklerin farkında değil mi diyorsunuz?
Kesinlikle farkındadır!
Peki, her şeye müdahale edebiliyorken, bunlara sessiz kalmanın anlamı nedir?
“Karanlık!”…

-*-*-

Maliye’de ne mi oluyor?
Kardeşim, bakanın kardeşi ihale kazanıyor!
Ve Merkezi İhale Komisyonu, yasaya aykırı bu durumu kalkıp savunabiliyor!

-*-*-

Ben mahkeme miyim?
Elbette değilim!
Ama geri zekalı olsam, okuduğum yasayı anlarım!
Yapmayın Allah aşkına!
Eğer yapacaksanız, o zaman demek ki sizin de karanlık işlerle bağınız var demek olmaz mı?

-*-*-

Kıb – Tek’te ne mi oluyor?
Kıb – Tek’e ihalesiz – doğrudan akaryakıt sağlanması bir mafya işine dönmüştür.
Kimden, kaça ve hangi kalitede akaryakıt alındığı belli değildir.
Ve siz bunun farkındasınız.
Eğer farkında olduğunuz halde bu iş böyle devam edecekse, demek ki siz de ya bu işin içindesiniz, ya da ne bileyim yani!

-*-*-

Kıb – Tek’te başka ne mi oluyor?
Mesela, solar panel yani güneş enerjisi paneli taktıran insanların üreteceği bu enerjiyi alıp, harcadıkları enerjinin hesabıyla mahsuplaştırmaya yarayacak sayaç ülkede yok!

-*-*-

Bu konuda ciddi oyunlar oynandığı açık!
Bir şirket ihaleyi kazanmış sayaç başına 70 Dolar isteyecekmiş ama eski ihaleyi kazanan şirket, “biz 80 dolarlık telif isteriz” diyormuş.
Mesele ne olursa olsun, Kıb – Tek’teki yönetim boşluğu ve karanlık ilişkiler nedeniyle, güneş enerjisi üreten bir çok insan, bunu Kıb – Tek’e veriyor ama sayaç olmadığı için mahsuplaşamıyor.
Yani açık “haksızlık”, yarı açık “hırsızlık” yapıyor!

-*-*-

Kıb – Tek’te dahası var.
Bir şirket, üç yıl önce 147 aracın takibi için ihaleyi kazandı.
147 araca takip cihazı takıldı.
Kurum, bu şirketi ödemedi. Bir süre sonra şirket de takip işlemini durdurdu.
Şimdi kurum ve şirket mahkemelik.
Ve kurum yani Kıb – Tek, araç takip için yeniden ihaleye çıkacak!
Peki neden?

-*-*-

Büyük olasılıkla, bu işten yeni mamma doğacak ve kırışılacak!
Başka türlü düşünemiyorum!
Oysa, 147 araçta cihaz var.
Bu cihazları söküp, yeni cihazlar takmak ve yaklaşık 700 bin TL ödemek yerine, eski şirkete borç ödenir, sistemi çalıştırması istenir ve en çok 200 bin TL’ye sistem çalışır…
Kıb – Tek en az 500 bin TL kurtarır böyle yapılırsa!

-*-*-

Peki, mesela Helin cinayetinde “sonuna kadar takipçisi olacağım” diyerek müdahale edebilen, narenciye ihracatıyla ilgili sözler veren Büyükelçi, bu gibi durumlara neden “ohaaaa” çekmiyor?

-*-*-

Hem Cumhurbaşkanı hem Başbakan hem de tüm kabinenin doğrudan bağlı olduğu M.K. diye kodlanmış Mehmet bey, bunları görmüyor mu?
KKTC Cumhurbaşkanı’nın hangi açıklamayı yapacağına karışan bu kardeşler, hırsızlığın açık olduğu bu işlere neden karışmıyor?

-*-*-

Haliyle benim kafaya acayip sorular takılıyor…
Acaba neden?
Ota moka açıklama yapan Büyükelçi, bir tek bu konuları mı göremiyor?

-*-*-

Haaaa elbette “biz” düzeltmeliyiz…
Elbette “biz” yönetmeliyiz…
Elbette bu memleket “bizim” de; şu anda kontrol tam anlamıyla kaybedilmişken, Din İşleri Dairesi’nin ahlaksızca konuşmuş ve kadınlara hakaret etmiş başkanını dahi görevden alamazken, bir de bu meseleye değinmek istedim… 


İnsanları zan altında bırakmamak için iş yapılması lazım!

Tecavüz davası…
Bir an önce sonlandırılmalı…
Bu konuda mağdur bir kadın var…

-*-*-

Mağdur olduğunu iddia eden – toplumda çok saygın yere sahip başka kişiler var…
Ve Güney’e kaçtığı öne sürülen bir kişi var…

-*-*-

Bu davayı sonlandırmak için, çok hızlı çalışması gereken polistir.
“Güney’den gelenlere bol bol trafik cezası yazın, caydıralım, gelmesinler” diyebilen polis, bu konuyu aydınlatmak için “aynı hırsla” çalışmıyor gibi görünüyor!

-*-*-

Bu konu gibi, sonlandırılması gereken YÖDAK krizi de var…
Kim hatalı, kim suçlu, kim sahte, kim sahtekar ortaya çıkması lazım.

-*-*-

Nasıl mı?
Siyaset yapmadan!
Ve bunun yolu yordamı, yargıdır.
Yargıya gidecek olan Cumhurbaşkanı ise bundan kaçmamalıdır.
Açıkça kaçmaktadır ve kendini yargı yerine de koyabilmektedir.

-*-*-

Cumhurbaşkanı yargıya gitmekten kaçtığı müddetçe, tıpkı tecavüz davasındaki gibi “hiç suçum yok” diyen kişi ya da kişiler, zan altında kalmaya devam etmektedir.

eylem-011.jpg

Ankara’daki Melike Hatun Cami İmamı Halil Konakçı, çektiği videoda “Hz. Meryem annemizdir. Çünkü hem Hz. İsa’nın annesidir, hem de cennette Hz. Muhammed’in eşi olacaktır. Allah cennette Hz. Meryem ile Hz. Muhammed’i nikahlayacak” dedi… Bunun üzerine pek çok kişi 'böyle bir bilgi yok', 'Saçmalık' diyerek imam Halil Konakçı'yı kınadı. Pek doğrulanmamış haberlere göre Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı, Konakçı’yı görevden aldı ve soruşturma başlattı… E bizimki? Bizimki, derhal geri gitmeli… Kendiliğinden…

Bu yazı toplam 1802 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar