1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. TUTSAKLIK*
TUTSAKLIK*

TUTSAKLIK*

İnsanlar her zaman tutsak değil midir? İnsanlar kendi duygularına tutsaktır. İnsanlar anılarında tutsaktır. Bazen yaşadığı bir travmanın tutsağıdır. Bazen insan maddi durumu yüzünden tutsaktır...

A+A-

İlde Atik
[email protected]

Asırlardır herkesin düşündüğü ama asla net bir karara varılamayan, bazen zihnin sınırlarını aşan bir olgunun kelime halidir özgürlük. Felsefenin de gerektirdiği gibi ilk soru aklımıza geliyor. Özgürlük nedir? Kimisi kuşları özgürlük olarak tanımalar kimisi doğada serbestçe dolaşan hayvanlar olarak ama ne zaman kendi içinde ararsa insan özgürlüğü cevabı aynı yere gelir. “Ben özgür değilim”.

Genel kültürümüzde özgürlük çevrede hiç sınır olmaması anlamına gelir. Genelde bu sınırlar fiziksel olarak tanımlanır. İş ortamı, okul ortamı gibi yerler özgürlük kavramından çok uzak gelir çoğuna. Hele bir hapishane imajı özgürlüğün tezatıdır.

İnsanlar üniformalarını seçemedikleri için tutsak hissederler, derslere girmek zorunda, okul saatleri içerisinde okulda kalmak zorunda oldukları için kendilerini tutsak hissederler. Oysa yıllarını hapishanede geçirmiş olan birisi için en özgür yerdir okul. Okuldaki iki farklı öğrenciden birisi tutsak hissederken diğeri özgür hissedebilir. O zaman özgülük fiziksel midir zihinsel mi?

Özgürlüğü fiziksel bir kavram olarak algılarsak ve özgürlük sınırların olmama durumuysa insanların özgür olması imkansızdır. Her zaman bizi çevreleyen bir sınır vardır. Okul, ev, ülke sınırları, denizler. Dünya göremediğimiz bariyerlerle doludur. Bunu düşündüğümüzde hiçbir zaman sınırsız değildir etraf ve biz her zaman kapalıyızdır bir yerde.

Belki de insanın ilk hatası da buradan başlıyor. Fiziksel değerler kadar zihinsel değerler de önemlidir. Bir ovanın ortasında olalım. Bizi sınırlayan hiçbir şey olmasın. İstediğimiz zaman koşalım. Zihnimizin tutsağı değil miyizdir yine de? Zihnimiz bizi serbest bırakmaz. İçimizde istemediğimiz duygular vardır, o uçsuz bucaksız ova bize basık bir odadan farksız gelir. O zaman zihnimiz tutsak iken bedenimiz özgür olamaz demek doğru mudur? İnsanlar her zaman tutsak değil midir? İnsanlar kendi duygularına tutsaktır. İnsanlar anılarında tutsaktır. Bazen yaşadığı bir travmanın tutsağıdır. Bazen insan maddi durumu yüzünden tutsaktır, istediğini yapacak parası yoktur belki de. İnsan yaşadığı demokratik düzenin, para biriminin tutsağıdır. Yaşadığı şehrin, ailesinin tutsağıdır bazen insan. Herkes her zaman bir yerin tutsağıdır. Bu durum kaçınılmazdır. Peki ya insan hiç özgür olamaz mı?

Özgürlüğe daha derin bir açıdan da bakmak gerekir. İnsanlar kararlarını özgürce mi verir? Yoksa yaşadıkları her şey kader midir? İnsanlar hayatı yaşarsa bile kaderin tutsağı mıdır yoksa. Kutsal kitaplarda da bahsedilir insanların yazılmış bir kaderinin olduğu. Fakat insan hiçbir şeyin özgür iradesiyle olmadığına inandığı anda güçlü bir bunalım yaşar.

Bu nedenle insanın hep bir hapishane içinde olduğu olgusu kaçınılmazdır. İnsan biraz daha fazlasını istediği sürece asla özgürlüğe ulaşamaz.

Çünkü insanın öyle ya da böyle her zaman bir şeyin tutsağı olduğu bir gerçektir. Ne zaman ki insan tutsaklıklarını kabullenir, özgürlük o zaman başlar.

Koşullar şartlar ne olursa olsun insan bir hapishanededir, hem fiziksel hem de zihinsel olarak. Sahip olduğumuz sınırların içinde yapabileceğimiz şeylerin tümüdür özgürlük. En dar hapishanelerin içinde bile bulabilir insan özgürlüğü. Çünkü özgürlük sonsuzdur. 1 ve 2 rakamının arasında ilk bakışta görmesek de sonsuz sayı olduğunu anladığımız an özgürlüğe kavuşabiliriz. Çünkü en dar hapishanede bile insan sonsuz özgürlüğe sahiptir, yeter ki görebilsin.


*Bu yazı, bu yıl yapılan Kıbrıs Felsefe Olimpiyatları’nda ikinci gelmiştir.

Bu haber toplam 7981 defa okunmuştur
Gaile 471. Sayısı

Gaile 471. Sayısı