TV Spor programları 2011
Kuzey Kıbrıs’ta futbol olayı, dünyada olduğu gibi büyük ilgi görürken, KKTC’nin kuruluşundan sonra uygulanan genel ambargolardan sporda nasibini almıştır kuşkusuz.
Bu bağlamda, tam 28 yıldır futbola uygulanan izolasyonlar sonucu kabul etsek d
Kuzey Kıbrıs’ta futbol olayı, dünyada olduğu gibi büyük ilgi görürken, KKTC’nin kuruluşundan sonra uygulanan genel ambargolardan sporda nasibini almıştır kuşkusuz.
Bu bağlamda, tam 28 yıldır futbola uygulanan izolasyonlar sonucu kabul etsek de, etmesek de adeta “GAZOZUNA LİGİMİZ” ulusal görsel ve yazılı medyada yer almaktadır.
Bu izolasyonlara rağmen, büyük bir aşama gösteren görsel medya Kuzey Kıbrıs’tan uydu aracılığıyla tüm dünyadan izlenirken, en azından bu noktada izolasyonları berhava etmiştir. İşte, bu kanallarda özellikle, Pazar akşamları hafta sonu oynanan liglerimiz spor yorumcuları ile masaya yatırılmaktadır. Ben de, çok değerli spor yazarı arkadaşlarımın sunduğu ve geleneksel olarak her sezon bu programlar konusunda yaptığım olumlu ve olumsuz eleştirileri siz değerli okuyucularım ile paylaşmak istedim. Bu programları eleştirirken, buradaki özeleştirilerimde kimseyi ve hiçbir programı hedef almazken, bu programlar nasıl daha iyi olabilir ana fikrini paylaşmak istiyorum.
KANAL SİM FUTBOL: HÜSEYİN KIRAL, HALDUN OKTAY
United Medya Grubuna bağlı Kanal Sim’de Pazar akşamları Kanal Sim Spor Müdürü Hüseyin Kıral’ın sunuculuğu ve Haldun Oktay’ın yorumculuğunda gerçekleştirilen “Sim Futbol” özellikle, maç öncesi ve maç sonrası çarpıcı röportajları ile büyük bir ayrıcalık sağlıyor.
Haldun Oktay’ın cesur ve bilimsel yorumları ile zenginleşen programda telefon bağlantılarının alınmaması belki gereksiz polemikler yaratma açısından yerinde bir karardır, ama cevap hakkının doğması ortaya sıkıntılı bir durum çıkarmaktadır.
Bir de, sevgili Kıral’ın duygusal bağı olduğu K.Kaymaklı konusundaki eleştirilerden kaçınması büyük eleştirilere neden olurken, sevgili Kıral’ın örneğin 11’inci haftada olduğu gibi sunduğu programda bu duygusallıktan arındığı zaman programı nasıl zirveye taşıdığının bir göstergesi olarak ışıldıyor. Ha, bir de geçtiğimiz sezondan beri uyguladığı “NİVEA FOR MAN” teşvik ödülü bu programın vazgeçilmez olmasını sağlıyor.
KIBRIS TV: SONGUÇ KÜRŞAD, CAN İPÇİOĞLU, ŞÜKRÜ BURAĞAN
Kıbrıs Medya Grubu’nun üç ağır topu Songuç Kürşad, Can İpçioğlu ile icazetsiz ve yürekli yorumları ile Şükrü Burağan’ın yer aldığı program, bilimsel analizleri ve cesur yorumları ile fırtına koparırken zaman, zaman züfiyare dokunmaları ile adeta ezber bozuyorlar.
Bir de, üç konuşmacının görüş farklılıklarını da açık yüreklilikle paylaşmaları ve birbirlerine saygı duymaları da önemli. Buna mukabil, sempati duydukları kulüp veya kişilere karşı zaman zaman duygusal kapılmaları ve yapılan yanlışları görmemezlikten gelmeleri herhalde insan sevgisinden olsa gerektir diye düşünüyorum.
BRTK FUTBOL ZAMANI: ÇELEN OBEN, ENVER SEDAT SİMAVİ, SALAHİ UÇKAN, ABDULLAH ÖZSUSLU
KKTC’nin resmi görsel medya organı olan BRTK’de Çelen Oben’in sunuculuğunda Enver Sedat Simavi, Salahi Uçkan ve Abdullah Özsusuzlu’nun yer aldığı Pazar akşamki “Futbol Zamanı” çok resmi bir formatta sunulduğu için özel televizyonlardaki manevra alanını bulamamanın sıkıntısı yaşıyor.
Programın sunucusu Çelen Oben kendisini bu resmi duruşun dışına alamadığı için, dar çerçevede yapılan sunuculuğu daha yürekli yorulmaların yapılmasına engel oluyor.
Aynı şekilde konuşmacılar Salahi Uçkan ile Abdullah Özsusuzlu çok kalıplaşmış eleştiriler ile programda bu sıkıntının devam etmesine neden olurken, Enver Sedat Simavi yaptığı bilimsel ve cesur eleştirilerle programı kurtarmaya çalışıyor.
Eğer, bu sevgili dostlar programın tekrarını bir kez de kendileri izlerlerse, ne dediğimi daha iyi anlayacaklardır.
GENÇ TV: HASAN ECER, KADİR KOCASOY, BÜLENT KILIÇOĞLU (SPOR ANALİZ)
Genç TV’de Hasan Ecer, Kadir Kocasoy ile Bülent Kılıçoğlu’nun yer aldığı “Spor Analiz” kanımca en cesur ve icazetsiz eleştirileri ile dikkati çekiyor. Kadir Kocasoy’un “ANCHORMAN” gibi sunduğu program, Hasan Ecer’in çarpıcı ve yürekli eleştirileri ile adeta bir fırtına gibi eserken ne yazık ki, görüntü olmaması izleyicinin sukut-u hayale uğramasına neden oluyor.
KANAL T: MUSTAFA ÖZSOY, ERHAN KAYA (SPOR ARMADA)
Erhan Kaya’nın, spor yazarlarının duayenlerinden Mustafa Özsoy ile birlikte götürdüğü program, Mustafa Özsoy’un fantastik yorumları ve kimsenin göremediği farklı gözlemler ile renk buluyor.
Ne var ki, Erhan Kaya’nın spor dışında da gözlemlediği yorumlarını programa katması, izleyicinin dikkatini dağıtırken, biraz da iktidardaki partinin zaman zaman sözcülüğünü yapma gayreti programı zora sokuyor.
Emre olayı ve teknik adamlar
Geçtiğimiz Pazar günü oynanan Lefke-K.Kaymaklı karşılaşması öncesinde, Kaymaklı Teknik Direktörü Mehmet Bolkan’ın akıl almaz bir şekilde kaleci tercihinde yaratığı skandal, hala daha spor kamuoyunu meşgul ediyor.
Kaleci Ali Duvarcı’nın, herkes tarafından kabul edilen sorumsuz davranışı nedeniyle sakatlanmasının ardından, kaleye geçmesi beklenen genç kaleci Emre’nin yerine, dört yıl önce futbolu bırakan Kaleci antrenörü Hüseyin Reis’in tercih edilmesi ve akabinde K.Kaymaklı’nın Lefke faciası sonrasında, Mehmet Bolkan’ın durumunun ve futbolculara bakış açısı, teknik adamların vizyonunu gündeme getirdi.
Bu bağlamda, iki tip teknik adam profili ortaya çıkıyor. Bu profillerden birincisi Mehmet Bolkan hocamızın temsil ettiği, üstyapısı tamamlanmış veya üst yapı talebiyle kurulan takımları yöneten teknik adamlar.
Diğeri, başarılı bir takım kurarken, altyapıdan yetişen futbolcular ile büyüyerek, bu başarıyı yakalayanlar. Enver Sedat Simavi gibi. 2003-2004 sezonunda Birinci Lig’den düşen Kaymaklı’da büyük bir revizyona gidip, bir anda altyapıdan yetişen futbolcuları takıma monte ederken, hem 2003-2004 K.Kaymaklı’nın son Federasyon Kupasını kazanmasını sağladı, hem de bugünkü şampiyon kadronun temelini attı.
Bu tip teknik adamlar, ülkenin en iyi futbolcularını transfer ederek oluşturdukları takımlarla başarıyı hedeflerler. Bolkan hoca hemen hemen her gittiği takımda örneğin, Yeniboğaziçi, Gönyeli, Mağusa Türk Gücü, Çetinkaya gibi takımlarda bu stratejisini uygulamaya koymuş ve Çetinkaya ile Gönyeli’de başarıyı yakalamıştı.
Ne var ki, bu strateji Yeniboğaziçi ve Mağusa Türk Gücü’nde akim kalırken, bu sezon antrene ettiği Kaymaklı’da sorgulanmaya başladı.
Ancak, bugünkü Kaymaklı takımı düşünüldüğünde altyapıdan yetişen futbolcular ve yıldız transferleriyle uyumlu yaratılan bir takım olarak, 25 yıl sonra şampiyonluğa imza atılmıştır. Bu takıma monte edilen Çağrı Kıral, Mustafa Yaşinses, Mehmet Kaygısız, Hüseyin Adal, Bayram gibi altyapıdan yetişen futbolcuların 25 yıl sonra gelen şampiyonlukta büyük katkıları var. Peki, bu gençlerle beraber yetişen ve geleceğin iyi kalecilerinden biri olan Emre, Bolkan tarafından geçtiğimiz hafta by Emre bu kadroya dahil edilseydi ne olacaktı? Belki de Kuzey Kıbrıs bir süper kaleci kazanacaktı. Olmadı ama bu hafta bu konunda radikal karar alan Başkan Ali Başman belki de Emre’nin doğmasına büyük katkı koyacaktır. Haydi Emre, bravo Ali Başman.