UBP Akıncı’ya mı çalışacak?
Siyasetin arka sahnesinde halihazırda bir süredir devam eden Cumhurbaşkanlığı seçimi hazırlıkları, artık yavaş yavaş ön sahnede de yerini almaya başlıyor.
UBP-HP koalisyonunun perde gerisi pazarlıklarından birinin, Kudret Özersay’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığının UBP tarafından desteklenmesi olduğu yönünde çok şeyler yazılıp çizilmiş olsa da, geldiğimiz noktada bu cephede işler başka bir seyir izliyor.
Kendi adayını çıkarmayacağı, Özersay’ı destekleyeceği iddia edilen UBP, bu iddiaların tam aksine, seçime kendi adayı ile girme hazırlığı içerisinde. Parti yetkili kurullarının, çok yakın bir zamanda toplanarak, parti adına yarışacak ismi belirleyip ilan edeceği bilgileri var.
Bana sorarsanız, UBP’nin aday çıkarmaması, zaten eşyanın doğasına aykırı olur, UBP tabanı ve de tavanı, buna razı olmazdı; görünen o ki, olmadı da.
Bunun nedeni, sol cephede var olan ‘ortak adayla daha güçlü bir seçim süreci geçirip koltuğu sağ cepheden birine teslim etmemek’ gibi bir gaile değil ancak kuşkusuz!
UBP’nin burada çok daha kişisel, çok daha yalın sebepleri var.
Tarihsel bir yolculuğa çıkmaya gerek yok; UBP sağın en köklü ve en güçlü partisi ve hatta geçmişten günümüze yapılan tüm seçimlerde aldığı oylar bağlamında bakacak olursak, belki de en istikrarlı partilerinden birisi.
Bir önceki genel seçimde (2018) kendinden sonra gelen Cumhuriyetçi Türk Partisi’ne %15’lik bir fark atmış. Bu az buz bir fark değildir.
2015 yılında yapılan bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise Eroğlu ikinci turda yarışı yenilgiyle tamamlamış olsa da, ilk turda ipi ilk sırada göğüslemiş ve ikinci turda da %40 oranında bir oy almıştır.
Yani sözün özeti UBP’nin, kendini bu yarışın dışında tutup, sahip olduğu kitlesel gücü, halihazırda kendi yandaşlarını bile kaybetmiş durumda olan Özersay’a yönlendirmek istememesi, son derece anlaşılabilir bir durumdur.
Hele de solun, yani CTP ve Akıncı cephesinin ilk turda bir işbirliği yapma ihtimalinin çok az göründüğü bir ortamda, UBP kendi açısından doğru olanı yapmaktadır.
Yine UBP çevrelerinde yapılmakta olan değerlendirmelere bakıldığında, çok büyük ihtimalle Ersin Tatar ile bu yarışa girecek olan partinin, propaganda sürecinde esas olarak hedefine koyacağı isim, CTP’nin adayı değil, Akıncı olacaktır.
Bunun nedenlerinden biri elbette Akıncı’nın halihazırda Cumhurbaşkanı oluşu olsa da, sol kamuoyunda ibrenin şu anda Akıncı’yı işaret ediyor oluşu da bu yönelimin kuşkusuz önemli bir belirleyenidir.
Esasen Akıncı ile yarışmaya hazırlanan UBP’nin, kullanmaya hazırlandığı temel argüman da görünen o ki Akıncı’nın Türkiye ile ilişkileridir.
UBP, Akıncı’nın başta Kıbrıs sorunu olmak üzere Türkiye ile arasında zaman zaman açığa çıkan çatışma hali üzerinden yürümeye, propagandasını bu temel üzerine inşa etmeye hazırlanmaktadır.
Yalnız sanırım burada UBP’nin gözden kaçırdığı nokta, sol oyların ibresinin Akıncı’ya dönük olmasının temel nedeninin, aslında tam da bu oluşudur.
UBP, ayrıştırma siyasetiyle sağ oyları kendinde toplamaya çalışırken, sol oyların Akıncı’da toplanmasına da istemeden yardımcı olabilir.