Bir süredir ‘milli cephe hükümeti’ kurulabilmesi için birtakım girişimler var.
Ersin Tatar giderek kamuoyu desteği kaybeder ve parti içerisinde de rakiplerinin sayısı hızla kabarırken kendisini kurtaracağına inandığı bir planı hayata geçirmek istiyor.
UBP’liler koalisyon ortakları HP’den rahatsız. Tatar’ın ipleri elinden kaçırdığına inanan çok UBP’li var. ‘Başbakan Tatar mı yoksa Özersay mı’ diye sık sık sorgulanıyor UBP Genel Başkanı…
Kavga artık parti merkezine kadar ulaştı, MYK’da ciddi tartışmalar olduğu basına yansıdı. Tatar’ın ‘olağanüstü kurultay’ için rest çektiği de yazılıp çizildi.
Corona virüsü sürecinde ciddi destek kaybına uğramıştı zaten Ersin Tatar. Jet skandalı ile tamamen dibe vurdu. İki kamuoyu yoklamasından söz ediliyor bu günlerde… Her ikisinde de Tatar’ın çok ciddi destek kaybına uğradığının açıkça görüldüğü söyleniyor.
Mutlaka kendisinde de vardır bu yoklamalar.
İşte bu sebeplerden dolayı yeni bir hamle için çabalıyor Tatar…

*  *  *

UBP-DP-YDP koalisyon hükümeti birkaç açıdan Tatar’ı rahatlatabilir, Ekim seçimlerinde yeniden umutlanmasını sağlayabilir.
Her şeyden önce HP’den kurtulmak önemli bir hedef haline geldi UBP’liler için… Bunu başarabilmek bile Ünal Üstel, Aytaç Çaluda gibi günde beş vakit HP konusunu kaşıyan vekilleri susturabilecek Tatar’a göre…
Bir diğer planı da şu: ‘Milliyetçi cephe’ diye anılabilecek bir üçlü koalisyon, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Tatar’a yarayabilir. Bu koşullarda çok zor olsa da, ikinci tura kalması durumunda DP ve YDP oylarını kendisine konsolide edebilir.
En azından böyle düşünüyor Tatar…
Peki ama UBP-DP-YDP koalisyonu nasıl kurulacak?

*  *  *

Üç partinin toplamda 26 milletvekili var.
UBP 21…
DP 3…
YDP 2…
Bu rakam ‘güvenoyu’ alabilmek için yeterli…
Ama bir sorun var!
Hüseyin Özgürgün de bu 26’ya dahil…
Ve Özgürgün İstanbul’da yaşıyor!
“HP’li bir koalisyona asla onay vermem” dedikten sonra –istifa etmese, maaşını bir tamam almaya devam etse de- hem meclisi terk etti, hem de memleketi Hüseyin Özgürgün…
HP mahalleye yollanır da yeni bir hükümet kurulma aşamasına gelirse Özgürgün çıkıp gelir mi?
İşte çözülmesi gereken mesele burada yatıyor.
Özgürgün, Başbakanlığı döneminde ortaya çıkan banka hesapları ve meclise yalan beyan vermekle itham edilmişi bu nedenle dokunulmazlığı kaldırılmıştı.
Polis soruşturmasını tamamlayıp Savcılık’a havale etmiş, mesele dava aşamasına gelmişti.
Peki ama ne oldu?
Dava açıldı mı?
Açıldıysa ne aşamadadır?
Konu ileriye götürüldü mü?
Yoksa bir yerlerde tıkanma mı oldu?
Tıkanma olduysa eğer, nedeni nedir?
Bu soruların yanıtlarını ben bilmiyorum.
Kimi duyumlar, iddialar var ama kamuoyu Özgürgün soruşturmasının hangi aşamada olduğu konusunda bilgisizdir.

*  *  *

UBP-HP hükümeti jet skandalı sonrası ömrünü tamamladı. Şimdi uzatmalardır oynanan ve kısa bir süre sonra resmi ayrılık da yaşanacak.
Hatta bu hafta içerisinde bile bitebilir hükümet. 
Her iki taraf da bunu biliyor.
Mazeret mi?
Çok kolay bulunur. Mevzu çok.
Mesela Çarşamba günü Mağusa-İskele-Yeni Boğaziçi Emirnamesi için uzatılan sürenin sonuna geliniyor. HP “Emirname uygulansın” diyor, UBP “Yeniden uzatalım” diyor. Yılbaşı öncesi ciddi bir krize sebep olan Emirname bal gibi de koalisyonun sonunu getirebilir.
Vakıflar İdaresi, Spor Dairesi başta olmak üzere kimi daire ve kurumlara yapılan/yapılmak istenen partizan istihdamlar bir başka ‘kopma gerekçesi’ olabilir, niyet varsa… 
Konu ‘bahane arama’ noktasına gelmişse o kadar fazla var ki, elini sallasan ellisi!..
Aytaç Çaluda’nın “Jetle gelen iş insanlarıyla geceyi geçiren bakan” iddiası zaten ‘taammüden koalisyon bozucu” değil mi başlı başına?
HP neyi bekliyor bilemiyorum ama Tatar ‘düğmeye basmak’ için Özgürgün’ün “Geliyorum” demesini bekliyor.
Özgürgün de ‘bazı garantiler’ istiyordur, dönmek için…
Nasıl ‘garantiler’ olabilir ben bilmem.
Bilen varsa söylesin de bilelim.
Ya da bekleyelim.
Eğer hükümet bozulur ve UBP-DP-YDP gündeme gelirse, anlayacağız ki ‘o iş tamam’dır!..
Tabii ‘o iş temize havale’ olursa eğer, Özgürgün küllerinden yeniden doğar mı?
Onun hesabını da koltuğu sallanan Tatar yapsın artık!..
Zor bir hesap gerçekten…