1. YAZARLAR

  2. Meltem Sonay

  3. UBP içinde ‘Tatar Operasyonu’ mu?
Meltem Sonay

Meltem Sonay

UBP içinde ‘Tatar Operasyonu’ mu?

A+A-

BİR ALINTI: Geçiş noktaları artık geçirmeyen obje! Dün kuzeye geçip ağaç ekme ekibine destek verecektik, na'mümkün! Kermiya kapısı geçirgenliğini ha kaybetti, kaybedecekti!  Bugün, tamam Vadili için Pile'den geçelim, dedik, damla sulama tadında geçiş akmıyor ama damlamakta, yaşasın devlet şeysiniz! (Murat KANATLI)


BİR HABER- KULİS:

UBP içinde ‘Tatar Operasyonu’ mu?

ubpde-catlak-buyuyor-2012-05-15_m.jpg

Genelde ‘muhalefet’, esasen de ‘kurultay’ dönemlerinde karışan Ulusal Birlik Partisi, ne kurultayını geride bırakmasına, ne de hükümette yer almasına karşın ‘iç çekişmeleri’ dindirebildi.

Ersin Tatar’ın zaferi ile sonuçlanan olaylı kurultayın ardından hükümete de giren parti, bu kez ‘bakanlık savaşları’na sahne oldu… UBP’nin gerek bölgelere, gerekse isimlere göre kutuplaşan safları, pozisyonlarını aldı, kendilerine yer bulmaya çalıştı…

Ki yapılamayan atamalar, ‘atama üstüne atamalar’ bu çalkantıların halen sürdüğünün de göstergesi.

Ersin Tatar’ın UBP Genel Başkanlığı’ndaki yerinin çok sağlam olmadığı hep ‘hissettirildi’… UBP’nin Hükümet ortağı Halkın Partisi’nin eski Genel Başkan Hüseyin Özgürgün’e karşı tavrı ve bazı açıklamaları özellikle Özgürgün’e yakın isimleri çok rahatsız etti, bu isimlerin parti içindeki hareketlerinin de artmasına neden oldu.

Aslında siyasetten elini eteğini çeken Özgürgün’ü dahi yeniden ringe çıkardı!..

Geçtiğimiz günlerde yapılan ‘Genel Sekreter Yardımcılığı’ görevlendirmeleri, UBP içerisindeki ‘operasyonun derinleştiği’ yönünde yorumlandı.

Görevlendirmeler her ne kadar da, “UBP Genel Sekreterliği olarak hükümetimize yardımcı olmak üzere gereken çalışmaları, tabanımızla da bütünleşerek yapacağız” ifadeleri ile açıklansa da, esasen ‘Tatar’a karşı bir örgütlenme’ olduğu belirtiliyor…

UBP Genel Sekreteri Ersan Saner, tüzüğün kendisine verdiği yetki uyarınca Genel Sekreter Yardımcılarını belirledi geçtiğimiz hafta… Belirledi belirlemesine de, seçtiği isimlerle Genel Sekreter Yardımcıları’nı çoğunlukla ‘Özgürgün’e yakınlığı ile bilinen’ isimlerden oluşturmayı tercih etti.

Saner’in çevresine ‘Özgürgüncü’ olarak bilinen isimleri alması, parti içindeki kimi kesimlerce ‘Ersin Tatar’a karşı ayaklanma’ olarak dahi yorumlandı.

Mevcut Genel Sekreter Yardımcıları’ndan Habil Tülücü ile Cahit Falyalı’nın ‘Özgürgün’e yakınlığı’nın açıkça bilindiği ifade edilirken, Ahmet Savaşan ve Selim Gökbörü yerine görevlendirilen isimler Selin Candemir ile Kenan Örgen’in de ‘Özgürgün’e yakın isimler’den olduğu ileri sürüldü…

Hükümet’te ortağı ile adetada ‘ailelerin istemediği bir evlilik’ sürdüren UBP’nin Genel Başkanı Ersin Tatar, hemen her gün de ‘heyecanlı’ açıklamaları ile ‘dikkat çekiyor’, kimi kesimlerce ‘sert’ eleştiriliyor.

UBP’nin yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçiminde ‘net bir adayı’ olmaması Ersin Tatar için ‘zorlu bir sınav daha’ olarak yorumlanırken, ‘içte ve dışta’ cephesi bol Tatar’ın bu sınavlardan nasıl çıkacağı, merak konusu…

Hep birlikte izleyip, göreceğiz…


BİR SORU…

Özgürgün Komitesi ‘çalışıyor’ mu ?

Bilindiği üzere UBP eski Başkanı Hüseyin Özgürgün’ün başsavcılıktan gelen dosyalar ışığında ‘dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmayacağına’ ilişkin Meclis Komitesi İç Tüzük gereği ‘gizlilikle’ çalışıyor.

‘Çalışıyor’ desek de edinilen bilgi, bu güne kadar ‘sadece 2 kez’ gerçekleştirilen ve ‘kısa süren’ toplantıların pek de ‘verimli’ olmadığı yönünde… Resmi sürece göre 28 Eylül’e kadar çalışmalarını tamamlaması gereken komitenin, 3 dosyayı inceleyip rapor hazırlaması için takriben 10 iş günü var… Çünkü neredeyse 5 iş günlük süreç de raportörlerin raporu hazırlaması, yani, teknik işler için gerekli olacak.

Bundan önceki ‘özel komitelerin’ çalışma tempoları dikkate alındığında, Özgürgün Komitesi’nin toplanma sayısının azlığı ve toplantı sürelerinin kısalığı, akıllarda Hükümet ortakları arasında ‘komiteyi çalıştırmama uzlaşısı mı var’ sorusu yaratıyor…


BİR SİTEM…

‘Nereye geldiklerini bilsinler diye’!

Lisi’de (Akdoğan) ayin vardı dün… 45 yıl önce, 1974’te köylerini terk etmek durumunda kalan Lisililer, yıllar sonra ilk kez, kendileri için önemi büyük, 131 yıllık kilise, Panaya (Meryem Ana) Kilisesi’nde ayin yaptı.

Devrim Demir görüntüledi, izledi, konuştu, aktardı yaşananları…

Kiminin gözünde yaş, kiminde hayal kırıklığı, kiminde buruk bir mutluluk vardı yıllar sonra ayin yaptıkları kilisede.

74’ten sonra, geçtiğimiz yıla kadar ‘cami’ olarak kullanılan kilise, köye yeni cami yapılmasını ardından kaderine terk edilmiş ve hatta bakımsız hali YENİDÜZEN’e de haber konusu olmuştu.

Köylerini terk etmek zorunda kalan Lisililer’in kapısına kilit vurulan kiliselerinde ayin yapma başvurusu yanıt buldu, kilise de biraz toparlandı ama hem kilisenin, hem de bölgedeki mezarlığın bakımsız hali ziyaretçilerin gözünden kaçmadı.

Yıllar sonra köylerine ayin için dönen Lisilileri bekleyen bir başka ‘karşılama töreni’ daha vardı bakımsızlığın yanında Akdoğan’da…

Kimi ev ve işyerlerine asılan KKTC, TC Bayrakları ile ‘nereye geldiklerini hatırlatmak istedi’ bazı Akdoğanlılar eski köylülerine…

Sosyal medyaya taşan bazı paylaşımlarda, ‘rahatsızlık’ yazıya döküldü… Yıllardır ‘cami olarak kullanılan kilise’de yapılan ayinden duyulan rahatsızlıktan bahsetti kimileri… Ama ‘131 yıllık kilisenin cami olarak kullanılmasından’ da birilerinin rahatsız olabileceğini hiç düşünmedi.

Bu tam da ‘inanca saygı’ isterken, ‘saygısızlık’ etmek değil miydi?..

s-010.jpg

Bu yazı toplam 3089 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar