UBP kıra-döke gitmeye çalışıyor
Yaklaşık bir yıldır tüm dünya en başta coronavirüs ile cebelleşiyor. Biz de öyle. Bundan dolayı hem pandemi krizi, hem de buna bağlı ekonomik kriz ile boğuşuyoruz.
Bu arada da seçim yapıyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimini geç de olsa tamamladık. Ama düzgün, demokratik bir seçim yapamadık.
UBP adayı Ersin Tatar leyhine dış müdahalenin hiç olmadığı kadar belirgin ve göstere, göstere olduğu bir seçim yaşadık. Sonuçta da az farkla Ersin bey seçildi.
Ersin bey cumhurbaşkanı oldu ama yerine bir başbakan vekili bırakmadı. Böylece Haziran ayından bu yana yok hükmünde olan hükümet fiilen de yok oldu. Yasal olarak bakanlar kurulu toplanarak karar alamaz duruma geldi.
Bu arada hızlandırılmış seçimli UBP kurultayının ilk turu gerçekleşti. 2.inci tura Fazi Sucuoğlu ile Hasan Taçoy kaldı. Ama ilahlar UBP üyelerinin bu tercihini beğenmedi ve her iki aday da baskı ile 2.inci turda yarışmadan çekildi.
Kurultayın 2.inci turu ertelendi. UBP kurmayları yaklaşık 7 bin üyelerinin oy kullandığı ilk turu yok saydı. Ersan Saner genel başkan vekili olarak hükümeti kurmakla görevlendirildi.
YDP ve DP dışında hiçbir parti UBP ile ortaklık yapmak istemediğini net olarak ifade etti. Açıklamalardan anladığımız DP’nin başkan dışındaki 2 milletvekili de UBP-DP-YDP hükümetine onay vermeyeceğini açıkladı.
Bu durumda Ersan bey aldığı görevi derhal iade etmesi gerekirken bunu yapmadı. Hatta mecliste 2 milletvekili olan YDP’nin dışardan desteğiyle, 19 milletvekili ile azınlık hükümeti kurma çalışması yaptı.
Ersan Saner dün katıldığı bir TV programında görevi iade etme düşüncesinde olmadığını belirterek “bir an önce hükümetin kurulması zorunluluğu olduğu bilincindeyim ama sayı da ortada, hangi modelde başarılı olabiliriz diye çalışmalarımız devam ediyor. Çalışmalarımız son saniyeye kadar devam edecek” dedi.
Kıra, döke son saniyeye kadar çalışmalarını sürdürecek.
Peki neden bu kadar zorluyor?
Çünkü kendisinin açıkladığı üzere UBP tüzüğü gereği 7 Aralık 2020’den önce kurultay toplanarak yeni başkanı seçmesi gerekir. Bu kurultayda aday olacağını da açıklamıştı. Başkan seçilebilmesi için kurultaya başbakan olarak gitmesi gerektiğini kendisi de, kurultayı iptal ettirerek kendisini başkan seçtirmeye çalışan Ankara’daki dostları da biliyor.
Bu nedenle ülke bunca dertle boğuşurken biz aylardır bu zırvalarla zaman tüketiyoruz.
Önce bize bir cumhurbaşkanı tayin ettiler. Şimdi de bir başbakan tayin etmeye çalışıyorlar.
Sonra da dünyaya dönüp “KKTC demokratik bir ülkedir, kendi yöneticilerini demokratik seçimlerle kendileri belirliyor” diyecekler.
Dünya küçüldü beyler. 21.inci yüzyılda gelişen haberleşme teknolojisi sayesinde dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan en küçük bir olay anında her yerde yankı bulur.
Siz devekuşu gibi başınızı kuma gömerek başkalarının da sizi görmediğini varsayabilirsiniz. Ama gerçek öyle değil.
Hemen herkes burada neler yaşandığını çok yakından bilir. Ersin Tatar’ın nasıl cumhurbaşkanı seçildiğini, UBP kurultayında neler yaşandığını, hükümet kurma görevini alan Saner’in hükümeti kuramayacağı bilindiği halde kendi ifadesi ile “son saniyeye kadar” bu çabayı neden sürdürmek istediğini, daha doğrusu son saniyeye kadar Ankara’nın birilerine baskı yapmasını beklediğini herkes görüyor.
UBP ülkeyi kıra döke yönettiğini sanıyor. Ankara da bölgedeki kendi çıkarları için bu yapıya destek oluyor.