UBP, sahici bir yüzleşmeye hazır mı?
Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) tartışmalı kurultayının ikinci turundan, kendisine yapılan telkinler ve müdahalelerle çekildiğini açıklayan Faiz Sucuoğlu, “UBP’de taşların yerine oturması için acilen bir kurultaya gidilmesi gerektiğini” açıklamış!
Çok tartışmalı, bol müdahaleli Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından, yerinden oynayan taşların yalnızca UBP içerisindeki taşlar olduğunu söyleyebilmek için memleketin geri kalanına gözünü kulağını kapatmış olmak gerek… Sucuoğlu, belli ki bu anlamda gözünü de kulağını da kapatmış! Varsa yoksa kendi siyasi pozisyonunu ilgilendiren gelişmelerle meşgul!
Oysa Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde uygulanan hiçbir antidemokratik müdahaleye sesini çıkarmadan ve o gün yapılanlara kapı açarak daha iyiye, daha güzele ulaşmak mümkün olmayacaktı. Nitekim ulaşılamadı!
Örneğin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Tatar’a değil, bir başka adaya destek olan onlarca genç insan, sudan sebeplerle işsiz, aşsız bırakıldı. O dönemde bu korunmasız insanlara sahip çıkması gereken Çalışma Bakanlığı ve bizzat bu makamda bulunan Faiz Sucuoğlu idi. Bu yönde bir çaba ortaya koydu da biz mi göremedik? Sayın Sucuoğlu “Hayır, benim Çalışma Bakanı olduğum bir ülkede hiçbir çalışan, hiçbir genç siyasi gerekçelerle baskıya maruz kalamaz, açlığa terk edilemez.” dedi de biz mi duymadık? O dönemde bunların hiçbirini dert edinmemesi bir yana yasaların kendisine yüklediği sorumlulukları dahi yerine getirmeyen bizatihi Sucuoğlu’nun kendisi değil midir?
Hal böyle iken aday olduğu kurultayda kendisine ulaşan telkinleri işaret edip koşar adım geri çekilen biri olarak demokrasiye dair nasıl bir iddia ortaya koyabiliyor? Anlamak mümkün değil!
***
Daha önce bu köşede Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşananlarla birlikte aslında sağ siyasetin de iflasını ilan etmiş olduğunu yazmıştım. O yazıyı kaleme aldığımda daha ne UBP’nin kurultayı tamamlanmıştı ne de Sucuoğlu, kendisine yapılan telkinlerle adaylıktan geri çekilmişti. Ancak UBP kurultayının ertelenmesi de dahil olmak üzere o günden bu güne yaşanan tüm gelişmelerin yalnızca bu iflasın yarattığı artçı sarsıntılar olduğunu söylemek abartı olmaz.
Bu bakımdan tek başına UBP’de yerinden oynayan taşları yerine oturtma hedefi koymak bugün artık hiçbir anlam ifade etmiyor. Esas konuşulması gereken Cumhurbaşkanlığı seçim süreci içerisinde yerinden sökülen demokrasi taşlarının nasıl yeniden yerli yerine oturtulacağıdır. Bu da öncelikle geçmiş seçimlere dair samimi bir özeleştiriyi ve yapılan hataların bir kez daha tekrarlanmaması için sahici bir yüzleşmeyi gerektiriyor. UBP böyle bir yüzleşmeye hazır mı gerçekten? Bunun ortaya konması gerekiyor.
O güne kadarsa salgının iyi yönetilmemesi sebebiyle derinleşen ekonomik krizin toplum üzerinde yarattığı sonuçları giderebilecek bir yönetime ihtiyaç olduğu ortada. Bunun için UBP içerisindeki taşların yerine oturmasını bekleyecek tahammüle ve ekonomik güce sahip bir halk yok!
Hele ki Bakanlık görevi üstlendikleri dönemde yasaların kendilerine yükledikleri sorumlulukları dahi yerine getirmeyen siyasilerin, yalnızca kendi siyasi pozisyonlarını ilgilendiren gelişmeler olduğu vakit seslerini çıkarabildiği bir ortamda, bunun anlamı da yok…
Görevde olan azınlık hükümeti bir an önce istifa etmeli, iradenin yenileneceği döneme kadar kurultay kavgaları ile meşgul olmayacak aklı başında bir kadro idareyi ele almalıdır. Sucuoğlu, arzu ederse o dönemde partisi içerisindeki taşların yerine nasıl oturtulacağıyla meşgul olabilir. Ancak bu denli derin bir sağlık krizinin ve ekonomik açmazın içerisinde halk, bu konularla daha fazla meşgul edilmelidir.