UBP ve transfere yasak
Başka ülkelerin yasal mevzuatında böylesi düzenlemeler var mıdır bilmiyorum ama bizim ülkemizde olmasının gerekliliği aşikâr.
Milletvekili transferlerinin engellenmesi illâ ki şart oldu.
Parti başkanlarının, bu amaçla Siyasal Partiler Yasası’nda yapılacak değişikliğe onay vermeyi taahhüt etmesi, bu bakımdan önemli.
Ad-Hoc komite gündeminde bulunan yasa taslağında bu konuda öngörülen düzenleme; seçildiği partiden istifa eden ve ihraç edilen milletvekilinin, yasama dönemi bitene kadar bağımsız kalmasını, bakan ya da komite başkanı olamamasını ve yeni bir parti kurup hükümete girememesini emrediyor.
İnşallah günü geldiğinde, verilen bu taahhütten cayan olmaz.
UBP’de Cumartesi günü yaşandığı iddia edilen bazı gelişmeler, en azından UBP Genel Başkanı’nın söz konusu taahhüdün arkasında ne derecede duracağına ilişkin endişe yaratmıyor değil çünkü.
Ancak UBP’de yaşananlar, aynı zamanda umut da vadediyor, siyasetin kirli yüzü transferlerin geleceği konusunda.
Her ne kadar, Özgürgün’ün müdahalesiyle, kararın Parti Meclisi’ne farklı yansıtıldığı yönünde iddialar olsa da, DP-UG’den istifa eden 3 milletvekilinin transferiyle ilgili olarak UBP Genel Yönetim Kurulu’nda yapılan oylamanın sonucu, son derece önemli.
Ahmet Kaşif, Ergün Serdaroğlu ve Hamit Bakırcı’nın UBP’ye geçişiyle ilgili yapılan oylamada birilerinin de ‘HAYIR’ demiş olması, siyaset ‘piyasasının’ temizlenmesinin gerekliliği adına, gerçekten de önemli.
Parti tabanında da bu transferlere yönelik ciddi boyutta bir tepki olduğu, gelen haberler arasında.
Tabii önemli olan, böylesi tavırların dayanağı, kararlılığı ve devamlılığı.
Aslolan, itiraz seslerinin, transferlerin partililerin çıkarlarıyla ters düşmesi nedeniyle değil de, daha temiz, daha etik bir siyasi anlayışın yerleşmesi adına yükselmesidir biraz da.
Eğer UBP içinden yükselen itirazlar, ‘bu 3 transfer önümüzdeki seçimde bizim seçilme ihtimalimizin önünde bir engel yaratacak’ mantığıyla yapılıyorsa çünkü, sorunun temeline ilişkin bir iyileşmeye adına merhem olmazlar günün sonunda.
‘Filancanın parti değiştirme nedeni haklıydı ama falancanınki değil’ demek de alışkanlık haline getirilen bu siyasi ahlaksızlığın bir mazereti olarak görülmemeli, gösterilmemeli.
Hem meclisin iradesine hem de halkın kullandığı oya saygısızlıktır bu her şekilde.
Birtakım gerekçeleri, transfer için ‘hoş gördünüz’ mü, diğer gerekçelere kapı açıyorsunuz çünkü doğal olarak.
Bu yüzden gereken şey, her ne sebeple olursa olsun, ilkeli bir duruş sergilemektir.
UBP içerisinde söz konusu transferlere yönelik yükselen itiraz seslerinin, etik kaygılarla daha da güçlenmesi, siyasetin temizlenme süreci adına çok önemli ve de gereklidir.