“UBP’yi karıştırma niyetin mi var?”
'HÜSEYİN ÖZGÜRGÜN DOSYASI'nın böylesi büyük bir etki yapacağını tahmin ediyorduk.
Olayı biraz geriye saralım, çok eskiye değil, geçtiğimiz haftaya dönelim, biraz konuşalım.
Parti içi yazışmalarda UBP'lileri birbirine girdiğini görünce Hüseyin Özgürgün'ü aradım, gazetecilik refleksi ile…
"Sayın başkan, UBP'de bir iç yazışma sosyal medyada dönüyor, nedir olanlar?" diye sordum.
Özgürgün olayın duyulmasından rahatsız değildi.
"Neler oluyor?" dememe kalmadan konuşmaya başladı.
Kestim, "Başkan bunları yazmam için mi söylüyorsun? On record mu?"
"Tabii ki on record" dedi, devam etti, "Benim bunlardan korkacak bir şeyim yoktur"
Neler demedi ki?
"Benim tepkim komitenin kurulmasına değil, kumpasadır. Özersay ve Tatar'ın kurduğu kumpas…”
"Özersay'ın ağzına bal çalan Tatar'ın bu sürdüğü bal zehir olacak ağızlarında..."
"Mücadele edeceğim. Mücadelem ne mi olacak? Ersin Tatar ve Kudret Özersay gibilerin politika sahnesinden silinmesi… Bunların topluma toplumun içine sokulmuş birer nifaktır. Bu topluma çok büyük zarar verecekler… Bunların politikada olmaması lazım."
***
Bırakın yolsuzluk iddiasını, şunu buyu bir kenara, hiçbir şey olmadı farz edin; bir ülkenin en fazla oy almış partisinin eski genel başkanı, eski başbakanı şimdiki başkan ve başbakan için "siyasetten silinmeli" diyordu!
Kumpastan bahsediyordu!
Hangi gazeteci böylesi bir açıklamaya kayıtsız kalabilirdi?
Röportajın hemen ardından ertesi günü beklemedim, internetten yayınladık… (www.yeniduzen.com)
Pek tabii siyasi etkisi büyük oldu, UBP'de yer yerinden oynadı.
Hiçbir partinin iç işleri beni ilgilendirmez ama böylesi bir siyasi deprem haberdir değerli dostlar, hiç kimse kusura bakmasın!
Bu ses getiren sözlerden sonra Ersin Tatar'a ulaştım.
Çok kızgın olduğu ses tonundan belliydi.
Bana "Sen gazeteci isen, bir duruşun varsa, yaptığın haberlerin de nereye gittiğini görmen lazım" dedi.
“UBP'yi karıştırma niyetin mi var, yoksa doğru habercilik mi?” diye sordu.
Aslında ‘soru’ sormuyor, yorum yapıyordu.
Kendisine "Benim böyle bir niyetimin olabilir mi başkan? Ben gazetecilik yapıyorum. Sizin partinizin bir milletvekili bunları söylüyor, benim suçum nedir?" diye sordum.
Sonrasında açıklamalarını yaptı ve yazdım.
Onu da internet sitemizde yayınladım.
Ertesi günkü basılı gazetede hem Özgürgün'ün hem de Tatar'ın açıklamalarına eşit ölçüde yer verdik.
Evet kendisi de çok çok iyi biliyor ki, Özgürgün Dosyası ile ilgili en fazla haberi biz yazdık!
Evet kendisi de çok çok iyi biliyor ki Özgürgün Dosyası'nın madde madde detaylarını biz yazdık!
Ve evet kendisi de çok iyi biliyor ki, Özgürgün'ün başbakanlığı döneminde olanlarla ilgili en fazla haber yapan gazeteyiz.
Şimdi Özgürgün konuştu diye bunu yok mu sayacaktık?
Evet beni hiçbir partinin iç işleri ilgilendirmez.
Ancak haberin ne olduğunu, nelerin yazılıp nelerin yazılamayacağını çok iyi bilirim.
***
UBP'deki hiçbir krizde taraf olmadım. Duruşum buna el vermez.
Ancak Tatar'ın siyasi muhaliflerine bile diğer UBP liderlerinden daha insancıl bir tutum izlediğini, iyi iletişim kurduğunu hep yazdım, bu görüşümü gizlemedim.
UBP'deki birçok siyasi çalkantıyı izledim, haber yaptım, kulis yazıları yazdım.
Bu ülkenin en büyük siyasi partisinden dönen dolaplar elbette bizleri ilgilendirecektir.
Ancak bunları o parti karıştırmak için yapmadım, ne münasebet?
Olanları aynen olduğu gibi kamuoyuna duyurmak dışından bir gailem hiç olmadı.
Öyle olsaydı, UBP'yi karıştırma derdim olsaydı, Başbakanlık makamında ilk sözlerini dinlemek için yanına gitmezdim.
Şu çok net kendini hissettiriyor dostlar; dönem siyasi liderlik yapılması gereken bir dönemdir.
Partinizde bir iç didişme varsa eğer bunun sorumlularını dışarda aramayın.
Siyasi gaf yapıyorsanız eğer, bunun da sorumlusu gazeteciler değildir, başkalarında kusur taramayın.
Bu ülkeyi yönetme iddiası ile "Başbakanlık" gibi bir makamı talep ediyor ve bu sorumluluğu üstleniyorsanız, siyasi liderlik de yapmanız gerekecek.
Malum, Özgürgün bana yaptığı açıklamaların benzerlerini daha sonra BRT, Havadis, Kıbrıs ve diğerlerine de yaptı.
Şimdi merak ediyorum, meslektaşlarım ve biz, hepimiz elbirliği ile UBP'yi karıştırmak için mi çalışıyoruz? Bu mu derdimiz?
UBP'de sular durgun da biz mi dürtüyoruz?
Evet kırgın ve üzgünüm.
En azından böyle bir dönemde çok daha olgun ve sakin olunmasını beklerdim.
Umarım bu kriz daha fazla kırıp dökmeden yargı yolunu açarak ilerler.
Olayın özü Özgürgün'ün yargılanması ile netleşecek. Ve o güne kadar herkes konuşacak, bu konuşmalar da haber olacak.
Ancak şunu da söylemeden geçmeyeceğim; Özgürgün UBP'de kolay bir yem olmayacak, çok net.
Bunu hesaba katmadan ilerlemek başta Tatar'a ve UBP'ye zarar verecek.
“UBP'yi karıştırma niyetin mi var?” sorusuna yanıtım da nettir:
Hayır, benim bir şey yapmama gerek yok, UBP zaten karışık!
Gelişmeleri izleyeceğiz.