1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. UÇAN 2 milyon !
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

UÇAN 2 milyon !

A+A-

Günde 2 milyon 331 bin dolar!
Bu rakam çok daha fazlaydı...
Geriledi!
Türkiye’ye “dönen” para bu…
Girne’den yol bağlıyor Anadolu’ya!
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nden öğrendik rakamları, başkasından değil.
 

***

Evet, Türkiye İhracatçılar Meclisi yıllık verilerini açıkladı ve rakamlarını ortaya koydu.
Üstelik bu rakamlar, sadece ilgili birliğe ulaşan verilerle sınırlı...
Türkiye’den yaptığımız ithalat, günde 2 milyon 331 bin dolara karşılık geliyor.
Türk Lirası karşılığını siz hesaplayınız!
Her gün, 2.3 milyon dolar uçuyor...
Her gün... Her gün... Her gün...
Resmi tatil günleri dışarıya çıkarıldığında her iş gününe karşılık gelen ithalat miktarı günlük 3.2 milyon doları aşıyor.
 

***

Peki, Türkiye’den ekonomimize gelen kaynağın ‘günlük’ karşılığı nedir?
Bu rakamın yarısından daha azdır!
Ama derdim böyle bir karşılaştırma değil!
Yani “gönderdiğinizin iki katını geri alıyorsunuz” demek, kolaycılıktır…
Bu sanırım bilimsel de olmaz…
O nedenle ekonomi ya da finans uzmanlarına saygıda kusur edecek değilim.
Ama şunu anlatmak istiyorum...
Çok az üretiyor, çok aşırı tüketiyoruz!
İthal ‘ekonomik programlar’ da günün sonunda böyle bir sonuç yaratıyor.
Ya da belki böylesi bir sonuç isteniyor.
Hangisi, bilemiyorum.
Tam bir tüketim toplumu yaratıldı...
Peki bu ‘tüketim’ kime yarıyor?
İşte rakamlar bunu gösteriyor.

Bir yandan “besleme” görülen bu toplum...
Öte yandan “besliyor”...
Hem de boyunun çok ötesinde!
Çok tüketiyoruz ama yarını göremiyoruz.
İyi bir çevrede yaşamıyoruz.
Sosyal devletin eğitim ve sağlık gibi unsurlarında sürekli geriliyoruz.
Altyapımız çöküyor, kentlerimiz çirkinleşiyor, güvenlik duygumuz azalıyor...
Kimliğimizi yitiriyoruz, gün be gün...
Tüketiyoruz, tükenirken...



Siyasiler buradan,
toplum Danimarka’dan !

Ekonomiyi konuştuk, ‘Basın Odası’nda…
Sevgili hocam, ekonomist Hasan Güngör’ün şu yorumuna çok hak verdim:
“Erken seçim isteyenler, bir anda ülke ekonomisinin değişeceğini mi düşünüyor? Nasıl olacak? Lütfen, sanki bir başka toplumla bu yol yürünecek muamelesi yapmayınız! Ya da toplumu olduğundan farklı göstermeye çalışmayınız…”
Siyasette yeni taleplerle ortaya çıkarken, toplumu Danimarkalı, gelmiş geçmiş siyasileri de Kıbrıslı Türk görmek o kadar yanıltıcı ki!



Yakışıklı

“Yabancılara sunduğumuz en iyi ürünümüz demokrasi ve tarafsız, güçlü bir hukuk” gibi, anlamlı bir başlığı vardı makalenin...
Hele de Türkiye medyasından biri için bu değerler çok daha önemli…
Peki sonrası?
“Yakışıklı” dendi mi, “Mavi Boncuk” filmi gelir aklıma, illaki Tarık Akan!
Ama şimdi rol çalıyor birileri…
Türkiye’nin en ‘popüler’ gazetesinde, senelerce genel yayın yönetmenliği yapmış, köşe yazarı Ertuğrul Özkök’ün Başbakanımızla ilgili en önemli saptaması şu:
- “Başbakan Hüseyin Özgürgün mü daha yakışıklı yoksa Kanada Başbakanı Justin Trudeau mu? Adaya giden Hürriyet ekibinde kadın sayısı ağırlıklı. Mırıltılara kulak veriyorum. Çok sayıda kadın Hüseyin Özgürgün’ü daha yakışıklı buluyor.”

Öyle ya…
‘KKTC’ dediğin de hepsi hepsi bir “gösteri sahnesi” zaten!
Hayyam’ın deyişi gibi…
“Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz / Kuklacı Felek Usta kuklaları da biz / Oyuna çıkıyoruz birer ikişer / Bitti mi oyun sandıktayız hepimiz…”

yakisikli.jpg

Bu yazı toplam 3353 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar