1. YAZARLAR

  2. Eralp Adanır

  3. Üç’e Bir...
Eralp Adanır

Eralp Adanır

Üç’e Bir...

A+A-

 

Ve geçmişten bir yaprak...
Görülmüştür siyasette de, savaşlarda da; aslında birbirinin zıddı olanların, ortak düşman diye niteledikleri karşısında müttefik orduları kurduğunu.
Ya da ortak düşman olarak farklı bir ideolojiye sahip olan partinin karşısında, birbirleriyle çıkar kavgaları olsa dahi, bu düşmanın karşısında birlikte durduklarını.

Yine tarihten bir sayfaydı önüme gelen.
Hani kimilerine göre kazandı, kimlerine göre kıl payı kaybetti dedikleri; 22 Nisan 1990 Cumhurbaşkanlığı seçimleri.

Hani “DMP” olarak kurulan müttefik partilerin adayı merhum Ziya Rızkı’ydı kaybeden ya da öyle ilan edilen, merhum Cumhur Başkanı Rauf R. Denktaş karşısında.

Bundan 24 yıl önceydi, “solda birlik” diyerek yola çıkanlar, DMP adında, ilginçtir Türkiye kökenli YDP -Yeni Doğuş Partisi’ni de yanlarına almışlardı.

Niçin ilginçti; çünkü kendileri söylemese bile, sağ kesimin en büyük ve etkili propaganda argümanlarından biriydi; “bunlar Türkiyelileri istemez, hepsini gemiye koyup gönderecekler” şeklindeki söylemi. 

Hani TKP-CTP’yi anlar insan da neydi gerçekten o YDP işi?

Ne demişti dönemin gazetesi:
“Dış güçlerin bir maşa olarak kullandığı CTP ve TKP ustaca düzenlenen bir plan ile, YDP’nin MİLLİYETÇİ ve VATANSEVER tabanından kopmuş olan üç-beş üst yöneticisi ile bir araya gelerek CEPHEYİ oluşturdular.” (4 Mayıs 1990-YeniGün gazetesi)

Ve ne demişti aynı tarihli gazetede; dünün Başbakanı, bugünün Cumhurbaşkanı sn.Dr. Derviş Eroğlu: “TKP ve CTP’nin oyunlarını bozmak zorundayız”

Hade sağ görüş öyle demişti de sol görüşlü YKP Genel Başkanı sn.Durduran ne demişti DMP oluşumuna:
“DMP iktidarı demek, karanlık ve karışık bir Kıbrıs demektir”.

Ve haberin altında ne yazmış gazeteci: “CTP-TKP ve YDP tarafından kurulan DMP’yi garip bir yaratığa benzeten Durduran ‘Bu partinin UBP karşısındaki şansı zayıftır. Zaten iktidara gelseler bile çatışacaklar ve boğulup kalacaklardır.”

Serhat İncirli dostumun dediği gibi: “üzgünüm Leylâ...”

Hani bugünkü tablo geldi gözümün önüne; CTP-DP koalisyonu...
Ve bir yanıma merhum Arif Tahsin hocanın dediği düştü; “aynı yolu yürüyenler farklı yerlere varamazlar” diye.

Nisan’da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi de geldi aklıma, kendi kendime DP kimi destekleyecek diye sormama gerek duymadan.
Sağı’ın düşmanı 2...
Sn.Sibel Siber, sn. Mustafa Akıncı.
“3” demedim, hani gücenmesin sn. Kudret Özersay.
Sn.Cumhurbaşkanımız Dr.Derviş Eroğlu da, bu yazımı kaleme aldığım anlarda Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklayacaktı.

Karşımızda 3 Bağımsız; Sn.Eroğlu, Sn. Akıncı ve Sn.Özersay varken, tek bir parti adayı olarak Sn.Sibel Siber

Ve başlarken Bağımsızları destekleyenlerim, tek parti adayı Sibel Siber’e karşı eleştirileri ve yıpratma hareketleri, diğer yandan sn. Eroğlu’nun zaten yapması gereken birşey kalmayacaktır.

Biraz daha gün yanaşsın, sol’un kendi kendinin düşmanı nasıl olduğunu.

Dedim ya; zaten sn. Eroğlu’nun birşey yapmasına gerek yok, hani pek heycanlandığını da sanmıyorum.
Çünkü nasıl olsa sol birbirini zaten parçalayacak ve sn. Eroğlu da hiç nutuk sallamadan Cumhurbaşkanlığı koltuğunda yeniden görev alacak.

Ha yakışan bu mudur?

Eh; toplumlar layık oldukları biçimde yönetilirlermiş.

Bu yazı toplam 2392 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar