Ucube, kuralsız, pespaye
Tümünü kapatmak yerine "kurallara uymayan iş yerlerinin” kapatılmasını önermiştim.
Tam da o günlerde, bir market fotoğrafı medyaya yansıdı.
İnsanlar alt alta, üst üsteydi.
Restoranlar isyan etti.
Haklıydılar.
Çünkü marketler yemek de satıyor, tatlı da…
Pide de satıyor, köfte de…
* * *
İşini özenle, dikkatle, titizlikle yapanlar elbette var.
Ne yazık kimileri yalnızca “yazar kasa”ya bakıyor!
Ne sağlığı umursuyorlar, ne tedbiri…
Nasılsa “yapanın yanına kalıyor” buralarda…
* * *
Peki “iyiyle kötüyü” kim ayırt edecek?
Doğruyla yanlışı!
Elbette yönetenler…
Yapmıyorlar!
Çünkü kendileri de o ayrımdan geçmeden bu görevlere gelmişler…
İyi ya da kötü oldukları için değil!
* * *
Kim yapıyor ayrımını örneğin kamuda, çalışanla kaytaranın…
Evinde oturduğu yerde maaşını alanla, çalıştığı halde aç kalanı kim gözetiyor.
Meclis’e gidenle, kaçanı kim ölçüyor, tartıyor.
Akıllıyla aptalı kim belirliyor sandıkta!
* * *
"Kurallara uymayanlara yaptırım" ilke ve kararlılık ister.
En kolayıdır genellemek…
Hele “görmezden gelmek” tam da bize göredir.
* * *
Ne yerel ne de merkezi yönetimlerin böylesi bir "ilkeli duruşu" vardır.
O nedenle de "toptancı" bir yaklaşımla ya tümünü kapatırlar, ya dokunmazlar hiçbirine!
O nedenle bu düzen böylesine ucube, kuralsız, pespaye ilerler.
* * *
Sosyal mesafeyi gözetmeyen marketi kırk sekiz saat kapat bakalım, diğerleri de dikkatli olur mu olmaz mı görürüz o zaman...
Personeline test yapmayan işletmeyi kapat tümü yerine…
Hele öyle tanınmış, hatırlı, içerili olanları kimselerin kesemez dişi kolay kolay...
Oy kaygısı vardır.
Ahbap, arkadaş, partili, tanıdık tavrı vardır.
Kimseleri kırmama, üzmeme, incitmeme güdüsü vardır.
"Ben mi kötü olayım" yaklaşımı vardır.
Kural yoktur, standart yoktur, ilke yoktur.
* * *
Denetim ve yaptırım ister böylesi kararlar.
Bir de ilke!
Dedik ya, buraları, ucube, kuralsız, pespaye…