5 Kasım, futbolumuz adına çok önemli bir tarihtir. FIFA başkanı Sepp Blatter'in KTFF başkanı Sertoğlu adına gönderdiği davet yazısı bile, bu konuya ne kadar ciddiyetle eğildiklerinin gösteren bir belgedir.

Sertoğlu, yaklaşık 13 aydır, tüm riskleri göze alarak, cesurca başlattıgı girişimi sonuçlandırmak üzeredir. 5 Kasımda FIFA, UEFA ve KOP başkanları ile birlikte, Zürih’te bir araya gelecek olan heyetimiz, inanıyorum ki Kıbrıs Türk futbolu adına olumlu sonuçlar alacaklardır. Gelinen bu nokta Kıbrıs Türk futbolunu için önemli bir aşamadır. Uluslararası alanda, yarışmalara katılabilmek için, şimdiye kadar gelinmiş en önemli hamledir.
Daha önceleri de çeşitli başkanlar, defalarca girişimlerde bulunulmuşlar ancak hiç birisi sonuça gidecek adımlar atamamışlardı. Her seferinde duvara toslayıp geri dönülmüştür. Fakat bu sefer, Sertoğlu’nun hamleleri yerinde ve kararlılık gösteriyor.

KOP ile yapılan ilk görüşmeden itibaren, basına verdiği önemli bir demeç vardı. Ne diyordu Sertoğlu "Bu sürece siyasileri dahil etmeyeceğiz". Bütün riskleri göze alıp bu açıklamayı yaparken, arkasında spora gönül vermiş kitlelerin desteğine güveniyordu. Siyasileri bu işe karıştırısa, herhangi bir sonuç alınamayacağını çok iyi biliyordu. O yüzden, isteyen siyasilere yaptığı toplantılar hakkında bilgi verirken inandığı yoldan da şaşmadı.
Bence bu konuda en doğrusunu yaptı.  Siyasileri bu işe karıştırmaya kalkarsanız, çözüm bulmanız mümkün değildir. Çünkü onlar sporun ruhunu bilmiyorlar.

Bu süreci KTFF başından itibaren tek başına götürüyor. Dünya futbol piyasasında önemli bir kişiliğe sahip olan Champagne'yi bu sürece dahil ederek en doğru hareketi başlatmıştır. Zaten bu problemi çözmenin tek yolu, sporun ruhunu anlayabilecek kişileri bu sürece dahil etmektir. Siyasilerin yaklaşımları ile bu işi çözmek mümkün değildir. Champagne bu süreci bu noktaya taşıyan en önemli kişidir.

Şimdi 5 Kasımda yapılacak zirvede, tüm desteğimizle Sertoğlu’nun yanında olduğumuzu göstermeliyiz. Onu cesaretlendirmeli ve bu işten mutlaka olumlu sonuç alması için desteklemeliyiz.

Siyasiler şunu bilmelidirler ki, futbolda sağlanacak bir çözümün, ileride sağlanacak herhangi siyasal bir çözüme örnek teşkil etmeyeceğidir. Ortaya çıkacak karar, her iki federasyon tarafından eş zamanlı olarak kulüplere sunulacak ve bu kararın hayata geçip geçmeyeceğine kulüpler karar verecektir. Türk tarafı olarak her hangi sıkıntının olacağına inanmıyorum. Tüm kulüplerimizin bu konuda olumlu karar vereceğine olan inancım tamdır. Ancak karşı tarafın olumlu karar vereceğine olan inancım çok fazla değildir. Çünkü, Annan Planı’ndaki referandum sonuçlarını unutmuyoruz.

Burada esas olan, her iki tarafın niyetinin ne olduğunu FIFA'ya gösterebilmektir. İyi niyetimize rağmen rumların katı tutumu devam ederse, FİFA'nın karşı tarafı ortadan kaldırarak, çözümü tamamen kendilerinin bulması gerekecektir. 

KTF Federasyonu, 1960’dan önce kurulmuş ve maçlarını kendi organize eden bir kuruluşumuzdur.  Tıpkı uluslararası tanınmışlığı olan Çiftçiler Birliği, Ticaret Odası, Türksen Sendikası ve Lefkoşa Türk Belediyesi gibi. 1960’dan önce kurulan ve faaliyetlerini hala sürdüren bu kuruluşlarımızı örnek alarak, KTFF’de tanınmasını isteyebiliriz. Ayrıca İngiltere Krallığı’na bağlı Galler, İskoçya ve İrlanda’yı da örnek gösterip çeşitli açılımlar yapılabilir.

Kısacası masadan kaçan taraf biz olmamalıyız. Annan Planı’nda evet deyip nasıl ki dünyadaki itibarımızın artırmıştık, şimdi de Sertoğlu’nun bu süreçteki insiyatifine destek olarak FIFA nezninde itibarımızı artırabilecek çözümün üretilmesine destek olmalıyız.

Unutmayalım ki bizlerin kaybedecek hiç bir şeyi yoktur. Şimdiki durumumuzdan daha kötü olamayız. O yüzden, Sertoğlu’nun cesur ve riskleri de göze alarak başlattığı bu sürece, spor camiası olarak herkesin destek vermesi gerekiyor. Bu açılım eğer olumlu sonuçlanırsa, ki ben bu sürecin mutlaka olumlu sonuçlanacağına inanıyorum. Unutmayalım ki bu süreç olumlu biterse, tüm spor dallarının da önü açılacaktır.