Ucuz atlattık, erken unuttuk...
Pazartesi gece yarısı ülkemize ilk kez füze düştü. Şimdilik füze saldırısı olmadı. Sadece yolunu şaşırmış bir S-200 füzesi geldi, geldi ve Beşparmak dağlarının üzerinde infilak ederek güney eteklerine düştü.
Şanslıydık. Yerleşim yerlerinden biraz uzağa düştü. Dikmen’e düşen parça da evin bahçesine düşerek evi ıskalada. Bu nedenle can kaybı, ya da yaralanma yaşanmadı.
Ama bundan sonra bu kadar şanslı olmayabiliriz. Bölgemiz ateş çemberi. Adamızın etrafı nükleer denizaltılarla çevrilmiş durumdadır.
Amerikan uçak gemileri ve denizaltılar uzun süreden beri çevremizdeki denizlerde fink atıyorlar. Rus denizaltılar da onlardan geri kalmıyor. Fransız, İngiliz, Türk ve Yunan bildiklerimiz. Elbette İsrail de bölgenin tehdit kaynağı olmayı sürdürüyor.
Bu durum Ortadoğu’da bulunan zengin hidrokarbon yakıtlarından kaynaklanıyor. Enerji olmadan hiçbir gelişme olamayacağına göre enerji için savaşların olması da doğaldır.
Kapitalizmin ana dürtüsü “kar, daha fazla kar” olduğuna göre buradan elde edilecek ucuz petrol ve doğal gaz kaynaklarıyla bu amacına daha kolay ulaşabilecektir.
Kıbrıs adasının etrafında bulunan doğal gaz yatakları da büyük şirketlerin ve büyük devletlerin iştahını kabartıyor. Bu nedenle Kıbrıslılar olarak bizim kendi kaynaklarımıza sahip çıkmamızı ve bu kaynaklardan yararlanarak ülkemizi bir bütün olarak refaha ve mutluluğa ulaştırmamızı istemiyorlar.
Bu nedenle orta doğuda yıllardır süren istikrarsızlık şimdi adamız etrafı için de geçerlidir.
Yolunu şaşırmış bu füze bize bu gerçekleri bir kere daha hatırlattı. Ancak her şeyin unutulduğu gibi bu olay da çok kısa sürede unutuldu.
Bu kadar önemli bir olay iki gün içinde unutuldu. Memura ve emekliye verilecek hayat pahalılığı ödeneğinden kesilecek %2 daha önemli hale geldi. Daha ne olduğunu bile anlamadan S-200 mü, Scud füzesi mi, yoksa başka bir füze mi henüz resmi olarak açıklanmadı.
Kim fırlattı, niçin fırlattı, adamıza neden düştü?
Bu soruların cevabı yok.
Yetkililer abartılacak bir şey yok diyor. Ama benim içim rahat değil. Bölgemiz ateş topudur ve bombalar, ya da füzeler her an bizim başımıza da düşebilir.
Bunun için birilerinin inisiyatif alarak gerekli girişimleri yapması gerekir. BM acil göreve çağrılmalı. Yolunu şaşırmış yeni füzelerin başımıza düşmesine karşı tedbir alınmalı.
Füzenin gönderildiği muhtemel ülke ya da ülkeler nezdinde girişim yapılmalı, bu ülke ya da ülkeler uyarılmalıdır.
Yeni bir kazaya hazırlıklı olmamız için acil tedbir alınmalıdır. Gerekirse yolunu şaşıracak yeni füzeleri adamız topraklarına ulaşamadan havada patlatacak cihazlar temin edilmelidir.
Bu olay şimdilik ucuz atlatıldı. Ama gelecek sefere bu kadar şanslı olmayabiliriz. Bu olay küçümsenecek, ya da yok farz edilecek bir olay değil. 2 günde unutulacak kadar basit bir kaza da değil.
Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, hükümet, güvenlik güçleri ve KKTC’nin hamisi olan Türkiye bu gelişme karşısında seyirci olamaz, olmamalıdır.
Rum tarafı da “nasılsa Beşparmaklara düştü, bize gelmedi” diyerek konuya ilgisiz kalmamalıdır. Adamız çok küçüktür ve ortak vatanımızdır. Kuzeyi ya da güneyine düşmüş fark etmez.
Bu olay aklımızı başımıza devşirmelidir. Bir an önce Kıbrıs sorununun çözümü için adım atmamız gerektiğini bu olay başımıza dank ettirmelidir.
Biz bu adımı atarsak bölgemiz bugünkünden daha istikrarlı olur. Kıbrıs sorununa bulunacak bir çözüm bölgemizdeki sorunların çözümünü de tetikleyecektir. Böylece adamız bir barış adası, bölgemiz de istikrar bölgesi olabilir.