1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Ukrayna bölünemezdir, peki Kıbrıs bölünebilir midir?
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Ukrayna bölünemezdir, peki Kıbrıs bölünebilir midir?

A+A-

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın, Astra radyosuna verdiği söyleşide “Türk tarafının ve mevcut Kıbrıs Türk liderliğinin iki devlet çözümü önerisini ciddiyetten yoksun bulduğunu söyledi”...

-*-*-

Aklıma şu cümle geldi...

Temmuz’un ilk haftasının sonunda not almıştım:

“... 2014 Kırım'ın uluslararası hukuka aykırı şekilde ilhakından bu yana Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığına olan desteğimizi tüm platformlarda ifade ettik...”

-*-*-

Peki, “yukarıdaki ifade kime aittir?”

-*-*-

Talat’a değil; Recep Tayyip Erdoğan’a!

-*-*-

Peki Kıbrıs ile alakalı önemi nedir?

-*-*-

Bu sözü söyleyen; daha önce benzer sözleri, Irak ve Suriye’nin bölünmez bütünlüğü için de defalarca telaffuz eden Erdoğan’dan, “garantörü olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bölünmesini istemesini veya desteklemesini beklemek”, kesinlikle uluslararası ilişkilerden anlamamak, diplomasiden uzak olmaktır!

-*-*-

Zavallı bile olmamaktır ya da!

-*-*-

“Ama Sayın Erdoğan da iki devletli çözüm diyor” diye savunma yapabilirsiniz!

Siyaset yapıyor!

Önünde sizin gibi kurbanlık kuzuları bulunca, adam dilediği ıslığı da çalıyor!


Su ve elektrikte bağımlı olmak!

Nijer’de darbe oldu…

Nijer’deki darbeyi desteklemeyen Nijerya, bu ülkenin elektriğinin yüzde 70’ini sağlıyordu…

Ve Nijerya, Nijer’e elektriği kesti!

Kim mağdur oldu?

Nijer halkı!

-*-*-

Nijer’de darbeciler haklıdır veya haksızdır meselesi değil aslında anlatmak istediğim…

Asil mesele, en baştan Nijer’i yönetenlerin, bu aptalca hataya düşmemiş olmaları gerektiğidir…

-*-*-

Efendim, Anavatan Türkiye asla suyumuzu kesmez!

Elbette bizim Türkiye’den başka kimsemiz yoktur ama “o su, an gelir kesilir”…

Ya arıza olur ki geçmişte oldu; ya da birileri, buradakilere kızar, “kesin bunlara suyu” der!

Veya bilemediniz, doğaya hiç karışamazsınız!

Şak diye su kendiliğinden kesilir!

-*-*-

Demek ki neymiş?

Taaa başından nüfusumuzu, tarımımızı ve haliyle suyumuzu çok iyi yönetmeliydik!

Anamız da olsa, kimseye bağımlı olmamak ve küçük de olsa, “ya kesilirse!” Korkusuna kapılmamak lazım…

-*-*-

Şimdilerde elektrikte de benzer durumdayız…

Elektrik üretimini yüze yüz Anavatan’a devretmekten böbürlenerek bahseden bir goncolozlar ekibimiz var!

-*-*-

Oysa, kendi elektriğimizi, hem de Nijer gibi yüzde 30’larda değil, yüzde 100 üretmenin başarısıyla gurur duymalıyız…

Biz üretelim; kabloyla bağlanacaksak da bağlanırız; belki ucuza alırız, belki mahsuplaşırız…

Ama “tavla teslim olmak” doğru değildir!

-*-*-

Şöyle de diyelim; Anavatan da olsa, suyu ve elektriği oraya teslim etmek, bağlamak, “eşit egemen devlet” iddiasının deli saçması olduğuyla da eşdeğerdir…


Kıbrıs Türk toplumunun onurlu mücadelesinde yer almış kahramanlar

Sakın ha; “heykelleri dikilsin” taraftarı değilim!

Kimlerin mi?

Kıbrıs Türk toplumunun onurlu mücadelesinde yer almış kahramanlardan söz ediyorum...

-*-*-

Her Kıbrıslı gibi, ailesi kahramanla dolu biriyim...

Dedelerimle de, babamla da, tüm ailemle de gurur duyarım...

Dedelerim, Alman faşizmine karşı da savaştı...

-*-*-

Ama özellikle şu anda hayatta olmayan iki dayım, yaşamları boyunca yaptıkları için karşılık beklememiş, gerçek vatanseverlerdi...

Erol Teralı ve Ahmet Teralı...

-*-*-

Bugün 8 Ağustos Koççina çatışmalarının 59’uncu yıldönümü...

O günlerde Ankara’da üniversite öğrencisi olan dayım Ahmet Teralı; ülkesi için ölmeye gelenler arasındaydı...

-*-*-

Allah uzun ömür versin, amcam Fadıl İncirli de aynı öğrenci birliği içerisindeydi...

Amcam, 1974’ün da kahramanları arasındadır...

-*-*-

Neden mi yazdım bunları?

Birincisi, bugün 8 Ağustos!

İkincisi, bir soru sormak için; Neden biz kahramanlarımızın heykellerini her yere dikmedik?

Rumların tüm EOKA kahramanlarının onlarca, yüzlerce heykeli vardır...

Bizim neden yok?

-*-*-

Söyleyeyim mi?

Çünkü, “biz gelmeseydik tümünüz ölecektiniz” diye propaganda yapmak, bazılarının hep işine gelmiştir...

-*-*-

İki paralık dilbandilere,kulluk etmeyi ve bu ahlaksız propagandaya şükran bile çekmeyi maharet sayan en başta KKTC Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakanı ve tüm bakanlar kurulu üyelerini kınarım!

-*-*-

Erenköy, Kıbrıs Türk toplumunun en ciddi direniş noktasıdır...

Şimdi birileri çıkacak ve diyecek ki, “... Türk uçakları gelmeseydi; Türkiyeli komutan olmasaydı...” falan...

Çok doğrudur bu da ama bu doğru, yapılan tüm yanlışları doğruya çevirmediği gibi, Kıbrıs Türk toplumunun onurlu direniş geçmişini yok saymak anlamına da gelemez...


homepageboywater.jpg

Bütün Dünya, iklim değişikliğinin su krizini çoğalttığını konuşuyor, yazıyor....

Dünya’da yaklaşık 2,2 milyar insanın güvenli içme suyuna erişimi yok; 4,2 milyar insan güvenli temizlik koşullarına sahip değil ve 3 milyar insan temel el yıkama tesisatından yoksun. Susuzluğa bağlı olarak hijyenik olmayan koşullar nedeniyle başta çocuklar olmak üzere her yıl 2 milyon insan hayatını kaybediyor. Su krizi, Akdeniz havzasını da vurmuş durumda... Bazı kaynaklara göre, Türkiye’de Meriç, Ergene, Gediz, Büyük Menderes, Konya ve Asi Nehri havzalarında yüzey ve yeraltı suyu kullanımı, su kaynaklarının kendini yenileyebilme kapasitesini aşmış durumda. Türkiye’nin bulunduğu Akdeniz havzasında iklim değişikliğinin etkisi kuraklık olarak kendini gösteriyor ve bu devam edecek... Tedbir alalım mı yoksa yemeye içmeye, rüşvetle akaryakıt getirmeye falan devam mı edelim? Yaşasın eşit egemenler...

Bu yazı toplam 2102 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar