“Ülkedeki vektörel hastalıkların ayrıntılı şekilde değerlendirilmesi gerekiyor”
Uzmanlar, ülkedeki vektörel hastalıkların ayrıntılı şekilde değerlendirilmesi, bu alanda multidisipliner çalışmalar yürütülmesi, sağlık otoriteleriyle iş birliği yapılarak enfeksiyon ve vektör kontrol programlarının yürürlüğe konması gerektiğini belirtti.
Uzmanlar, ülkedeki vektörel hastalıkların ayrıntılı şekilde değerlendirilmesi, bu alanda multidisipliner çalışmalar yürütülmesi, sağlık otoriteleriyle iş birliği yapılarak enfeksiyon ve vektör kontrol programlarının yürürlüğe konması gerektiğini belirtti.
TMC-KKTC Mikrobiyoloji Platformu, Asya Kaplan Sivrisineği (Aedes Albopictus) hakkında basın açıklaması yaparak, Kıbrıs’taki iklim koşullarının çeşitli vektörel hastalıklar için elverişli bir ortam hazırladığını belirtti.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde “Asya Kaplan Sivrisineği” olarak da bilinen Aedes albopictus isimli sinek türünün tespit edilmesi halk sağlığı açısından dikkatle incelenmesi gereken bir husustur. Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi’nin (ECDC) raporuna göre söz konusu sinek türü bugüne kadar dünyanın çeşitli bölgelerinin yanı sıra Avrupa’da da saptanmıştır. Bu sinek öncelikle Güney Doğu Asya’nın tropikal ormanlarında tespit edilmiş olup, daha sonra dünya genelinde bir dağılım göstermiştir.
ECDC’nin raporuna göre, Portekiz, Adriyatik Kıyısının doğusu, Türkiye’nin doğu kesimleri ve Rusya’nın Hazar Denizi kıyısı Aedes Albopictus’un Avrupa’da yerleşebileceği en muhtemel bölgeler olarak düşünülmektedir. Araştırmalara göre bu türün Akdeniz bölgesinde doğu ve batı yönünde, Yunanistan’ın kıyı kesimleri ile Türkiye ve Balkan ülkelerine doğru yayılmaya devam edeceği belirtilmektedir. İklim değişimleri de göz önünde bulundurulduğunda, zaman içerisinde Avrupa’daki birçok bölgenin Aedes albopictus için daha elverişli bir hale geleceği varsayılmaktadır.
Aedes albopictus populasyonlarının miktarı başta sıcaklık olmak üzere birtakım faktörlere bağlı mevsimsel değişiklik gösterebilmektedir. Yüksek sıcaklıklarda larva gelişimi daha hızlı olduğu için yetişkin sinek popülasyonlarının sayısı da artmaktadır. Araştırmalar İtalya’da Mayıs-Eylül döneminde artan yetişkin dişi sinek sayılarının Temmuz ayında en yüksek seviyeye ulaştığını; Yunanistan’da yaz ve sonbahar döneminde populasyonda artış kaydedildiğini, en yüksek sayıların Ekim ayında saptandığını göstermektedir.
Aedes albopictus türü dişi sinekler çoğunlukla gün boyunca ve dış ortamlarda insanları ısırmalarına rağmen, birtakım araştırmalar bu türün iç ortamlarda da insanları ısırabileceğini göstermektedir. Aedes albopictus çeşitli mikroorganizmalar için vektör olabildiği için bunları insanlara bulaştırabilmektedir. Bu sinek özellikle Deng, Zika ve Chikungunya virüsleri insanlara bulaştırabileceği gibi, Batı Nil virüsü dahil çeşitli etkenler için de vektörlük yapabilmektedir.
Kıbrıs’taki iklim koşulları çeşitli vektörel hastalıklar için elverişli bir ortam hazırlamaktadır. Yapılan birtakım araştırmalarda serolojik testler sonucunda insanlarda Leishmania, Rickettsia ve Batı Nil virüsüne karşı antikor yanıtları saptanmış olup, bu durum vektör kaynaklı hastalıkların ülke genelinde dikkatle incelenmesi gerektiğini ortaya koymuştur.
Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti (TMC)-KKTC Mikrobiyoloji Platformu ve Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Araştırma Enstitüsü’ne bağlı faaliyet gösteren Tropikal ve Vektörel Hastalıklar Araştırma Grubu üyeleri ülkemizdeki vektörel hastalıkların ayrıntılı şekilde değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizerek, multidisipliner çalışmalar yürütülmesi, ayrıca sağlık otoriteleri ile iş birliği yapılarak enfeksiyon ve vektör kontrol programlarının yürürlüğe konulması gerektiğini belirtti.”