Ülkemizin öncü sanat merkezlerinden: Kıbrıs Sanat
“Sanat bize dünyanın kapılarını açtı. Biz de aynısı çocuklarımız için yapmak istiyoruz”
Ülkemizde çok sayıda yetenekli çocuk ve genç olduğunun altını çizen Kıbrıs Sanat kurucuları ve eğitmenleri, onlara dünyanın kapılarını açmayı hedefliyor.
Aygün Bahar ÖKMEN
Kıbrıs Sanat Müzik ve Bale Okulu eğitmenleri, yetenekli çocukları daha güzel yarınlara ulaştırmayı ve onlara dünyanın kapılarını açmayı hedefliyor. YENİDÜZEN’e konuşan Kıbrıs Sanat kurucuları ve eğitmenleri, ülkemizde sanat alanında yaşanan yozlaşma ve denetimsizlikten endişe duyuyor; yeterli donanıma sahip olmayan kişilerin yaptığı eğitimlerin çocuklara yarar yerine zarar getirdiğini söylüyor. Kıbrıs Sanat’ı ziyaret ettik; sanatı, ülkemizi, yetenekli çocuk ve gençlerimizi konuştuk…
Kıbrıs Sanat Müzik ve Bale Okulu Kurucularından Gözlem Özdeğirmenci:
“Sanat bize dünyanın kapılarını açtı. Biz de aynısı çocuklarımız için yapmak istiyoruz”
15 yıl önce Almanya’da yaşamını sürdüren tanınmış müzisyen Turgay Hilmi ile birlikte kurdukları Kıbrıs Sanat Müzik ve Bale Okulu hakkında bilgi veren Gözlem Özdeğirmenci, bu okulu kurdukları 2005 yılında Kıbrıs’ın sanat anlamında böylesi merkezlere ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Girne’de ilk adımı attıktan sonra pek çok ailenin çocuklarını sanata yönlendirdiklerini ifade eden Özdeğirmenci, Lefkoşa ve Lapta şubelerinin de gelen talep nedeni ile açıldığını belirtti.
Özdeğirmenci, verdikleri eğitimleri şu şekilde aktardı;
“Ana bölümlerimiz müzik ve bale. Müzikte keman, viyolonsel, piyano, bateri, trompet, trombon, korno enstrümanları eğitimi yanı sıra şan eğitimi veriyoruz. Çok sesli çocuk korosu ve çocuk senfoni orkestrası da bünyemizde mevcuttur. Bale alanında ise klasik bale ve modern bale eğitimleri veriyoruz.”
“Yetersiz eğitim almış kişiler çocuklara zarar veriyor”
Özdeğirmenci, amatör kişilerce verilen derslerin aslında çocuklara yarar yerine zarar verdiğini vurguladı, bu yöndeki endişelerini paylaştı. Diplomasız bir kişinin doktor olmayacağı gibi sanat eğitmeni de olamayacağının altını çizen Özdeğirmenci, Eğitim Bakanlığı’nın bu durumu denetleyemediğini ifade etti.
Özdeğirmenci, Kıbrıs Sanat olarak eğitmen yeterliliği ve donanımına büyük önem verdiklerini kaydetti.
“Tek bir sertifika ile eğitmenlik yapanlar var” diyen Özdeğimenci, bugünkü şartlarda diplomanın dahi araştırılması gerektiğini vurguladı, 15 yıldır sanat eğitiminde kalitesinin yükseltilmesi ve denetim için mücadele ettiklerini söyledi.
“Önceliğimiz çocukların sanatı sevmesi ve sevgiyle yapması”
Hem kendisinin, hem de Kıbrıs Sanat’ta eğitim veren tüm eğitmenlerin küçük yaşlardan itibaren ciddi eğitimlerden geçtiğini aktaran Özdeğirmenci, “Hocalarımız bizi çok katı şekilde eğitti. Elbette bu eğitim bize değer kattı. Şimdi biz çocuklarımıza deneyimlerimizi ve bilgilerimizi aktarırken, önceliğimiz çocukların sanatı sevmesi ve sevgiyle yapmasıdır” şeklinde konuştu. Eğitmenlerin yalnızca diploma sahibi olmasının da yeterli olmadığını kaydeden Özdeğirmenci, öğretmen olacak olan kişilerin öğretebilmeyi de bilmesi gerektiğini vurguladı.
“Suziki eğitim şekli ile keman eğitimi 3-4 yaşta da başlayabiliyor”
Kıbrıs Sanat’ın eğitimlerinden de olan Özdeğirmenci, aslında keman eğitiminin 9-10 yaşlarında başladığını ancak kendilerinin de uyguladığı Suziki yöntemi ile 3-4 yaş gruplarına eğitim verilebildiklerini aktardı.
Birebir eğitim yanında grup derslerinin olmasının avantajlarını aktaran Özdeğirmenci, grup derslerinin çocuklara rekabetten çok yardımlaşmayı aşıladığını ifade etti. Özdeğirmenci, grup derslerinde çocukların birbirine destek verdiğini, birinin yapamadığını bir başkasının ona öğrettiğini gözlemlediğini kaydetti.
Pandemi sürecinde online derslerin devam ettiğini ifade eden Özdeğirmenci, “Bu süreçte çocukların çok farklı yönlerinin geliştiğini gözlemledik. Burada defalarca söylediğim ve algılamakta zorlandıkları şeyleri evde tek başlarına kaldıklarında, kendilerini zorlayarak başardıklarını gördük” dedi.
Özdeğirmenci sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bu durumdan çok etkilendim çünkü daha önce de online derslerimiz vardı ama bu boyutta, bu yoğunlukta ve bu uzunlukta değildi. Sekiz ay kadar derslerimizi online yürüttük ve çocuklarda gördüğümüz gelişim bizleri çok mutlu etti. Farkındalıkları çok gelişti”
“Sanat bize dünyanın kapılarını açtı ve biz de aynısı çocuklarımız için yapmak istiyoruz”
Yurt dışı etkinliklerden de bahseden Özdeğirmenci, okul olarak yalnızca bir oda içerisinde ders vermediklerini, çocukları dünyaya da açtıklarını aktardı. Özdeğirmenci, buna çok özen gösterdiklerini ifade etti, “Çünkü sanat bize dünyanın kapılarını açtı ve biz de aynısı çocuklarımız için yapmak istiyoruz” dedi. Pandemi dönemi öncesinde her yıl yaklaşık 10 etkinlik yaptıklarını dile getiren Özdeğirmenci, bu etkinliklerin birkaç tanesinin uluslararası etkinlikler olduğunu ifade etti.
“Tokyo’da 4000 çocukla konser, Vatikan’da Papa’ya çok sesli çocuk korosu”
Özdeğirmenci, Tokyo’da, Vatikan’da, Amerika Birleşik Devletleri’nde, Malta’da, İsviçre’de buralardaki çocuklar ile kendi öğrencilerini bir araya getirdiklerini ve birlikte çalışmalar, konserler ve etkinliklere katıldıklarını aktardı. Yurt dışına giderken devlet desteği almadıklarını ifade eden Özdeğirmenci, ihtiyacı olan öğrenciler için belediyelerden ve bu gibi yerlerden küçük destekler bularak çocuklarını yurt dışına götürebildiklerini dile getirdi.
“Bale erkekle yapılan bir danstır ama aileler baleyi sadece kız çocuklarının yaptığını düşünüyor”
Kıbrıs Sanat Okulu Kurucusu olarak bale eğitimine de değinen Özdeğirmenci, ülkede balet olmadığına dikkat çekerek, ailelerin baleyi sadece kız çocuklarının yaptığını düşündüğünü ifade etti. Balenin erkekle yapılan bir dans olduğunun altını çizen Özdeğirmenci, bale derslerine katılan erkek çocukların büyük çoğunluğunun yabancı ailelerin çocukları olduğunu dile getirdi.
“Yetenekli gençlere bu ülkede bir gelecek görebilmem için yeni bir nesil yetişmesi gerekiyor”
Ülkedeki yetenekli gençlere nasıl bir gelecek gördüğünü aktaran Özdeğirmenci, “Yetenekli gençlere bu ülkede bir gelecek görebilmem için yeni bir nesil yetişmesi gerekiyor. Bu yeni neslin de sanatla yoğurulması gerekiyor ki bir gelecek görebilelim” dedi. Sanatla yoğurulan çocukların çok daha bilinçli, daha özgür ruhlu, engel tanımayan, daha sosyal, daha dışadönük olduklarını dile getiren Özdeğirmenci, “Yeni bir nesil oluştuğu takdirde Kıbrıs’ta sanat adına çok daha farklı bir gelecek olacaktır” şeklinde konuştu. Şu anda içerisinde bulunduğumuz şartlar altında yetenekli gençler için çok da parlak bir gelecek görünmediğini kaydetti.
“Aileler çocuğu yönlendirdikten sonra çocuğun çalışmalarını takip etmeli”
Ailelerin çocuklarını yalnızca bu eğitimlere yazdırmasının yeterli olmadığını vurgulayan Özdeğirmenci, ailenin çocuğu takip etmesi gerektiğini, çocuğunu izleyerek yanlış yaptığını gördüğü ufak noktalarda onu uyarması gerektiğini, çocuğun sanat yaşamı ile ilgilenmesi gerektiğini dile getirdi. Sadece derse getirmenin yeterli olmadığı belirten Özdeğirmenci, “Ailelerin çocuklarının sanatsal alanlarını beslemeleri gerekiyor” dedi. Devamlılığın önemine de değinen Özdeğirmenci, bir alanı seçerek ve severek o alanda devam eden bir öğrenciyi ‘şunu da öğrensin’ diyerek alanından alıp başka eğitime kaydırmanın hiçbir faydası olmayacağı gibi zararı olacağını belirtti. Bir şeye başlayınca onu sürdürebilmenin önemli olduğunu ifade eden Özdeğirmenci, sürekliliğin son derece önemli olduğunu kaydetti.
Kıbrıs Sanat Müzik ve Bale Okulu Kurucularından Turgay Hilmi:
“Ülkemin çocuklarına da tecrübelerimi aktarma mecburiyeti hissettim”
1979’dan beri müzik eğitmeni olan Turgay Hilmi, Kıbrıs Sanat’ın nasıl kurulduğunu anlatırken “Bütün dünyanın çocukları benim tecrübelerimden faydalandı. Yetiştirmiş olduğum öğrenciler dünyanın birçok orkestrasında, orkestra sanatçısı veya eğitmen olarak yer alıyor. Bu noktada ülkemin çocuklarına da tecrübelerimi aktarma mecburiyeti hissettim” şeklinde konuştu. Gözlem Özdeğirmenci ile Kıbrıs Sanat’ı açmayı tasarlarken bu denli büyük çapta bir iş yapacakları düşüncesi taşımadıklarını aktaran Hilmi, Kıbrıs Sanat’ı açtıktan sonra gelen taleple birlikte okulun büyüdüğünü ifade etti.
“Dünyanın sanat penceresini çocuklara açmak istiyoruz”
Hilmi, yanlarına tecrübeli ve konservatuvar mezunu eğitmenler alarak çocuklara kendilerinin geçtikleri yollardan geçebilmeleri için bir kapı araladıklarını ifade etti. Turgay Hilmi, dünyanın sanat penceresini çocuklara açmak istediklerini ifade etti. 84 yılından beri ülkemize özellikle Almanya’dan sanatçılar getirdiğini dile getiren Turgay Hilmi, Kıbrıs Sanat açıldıktan sonra yapmış olduğu büyük organizasyonlara okulun öğrencilerini de mümkün olduğunca dâhil etmeye çalıştığını ifade etti. Turgay Hilmi, bu yolla çocukların farklı tecrübeler kazanmalarını hedeflediklerini aktardı.
Bir ülkenin medeniyet seviyesinin, insanının ve hatta makamlarının sanata verdiği değerle ölçülebileceğini ifade eden Turgay Hilmi, yurt dışında başarılı olan sanatçılarımızın ülkede hiçbir imkân olmadığı için geri gelmediklerinin altını çizdi.
Bale Eğitmeni Ceren Sökmen:
“Balenin cinsiyeti yok”
Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı’ndan klasik bale eğitimi ile mezun olan ve Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde 7 sezon dans eden Kıbrıs Sanat Bale Eğitmeni Ceren Sökmen, 2010 yılından itibaren çalışmaya başladığı Kıbrıs Sanat’ı anlattı, çocukların baleye son derece ilgili olduğunu aktardı.
“Özellikle kız çocuklarının özenme ile başlayan bir bale hevesi var” diyen Sökmen, erkek çocuklar için de eğitim verdiklerini anımsattı.
Sökmen, çocuklara 3,5 yaşından itibaren eğitim vermeye başladıklarını, daha erken yaşlarda çocukların eklemlerinin çok yumuşak olduğu için olası sakatlığa sebebiyet vermek istemediklerini dile getirdi. Yetişkin bale gruplarının da olduğunu ifade eden Sökmen, “Bir yaş sınırımız yok. 40 yaşına kadar bale yapabilen öğrencilerimiz var” dedi.
“Konservatuvar müfredatı ile uyumlu, tam bir klasik bale eğitimi sunuyoruz”
Akademik eğitime çok önem verdiklerini dile getiren Sökmen, “Konservatuvarların müfredatı ile birebir uyumlu ilerliyoruz” şeklinde konuştu. “Akademik, teknik dersler veriyoruz ve tam bir klasik bale eğitimi sunuyoruz” dedi.
“Kapanma döneminde derslere online olarak devam ettik”
Pandemi döneminin Kıbrıs Sanat’a etkileri hakkında konuşan Sökmen, “Salonlarımız geniş, öğrenci sayımız 4-5 kişi ile sınırlı. Maske ve mesafe ile eğitime devam ediyoruz” dedi. Kapanma döneminde de online eğitim ile baleye devam ettiklerini ifade eden Sökmen, “Bale nankördür, bırakmaya gelmez” ifadelerine yer verdi.
“Ülkemizde çok yetenekli çocuklar var”
Ülkemizde sanat eğitimine değinen Sökmen, “Sanatın ülkemizde hak ettiği değeri görmediğini düşünüyorum. Durumumuz vahim değil ama daha fazla önem verilirse iyi yerlerde olabiliriz. Ümidimiz bu yönde” şeklinde konuştu. Sanata özellikle çocukların ve gençlerin yoğun ilgi gösterdiğini ifade eden Sökmen, “Çok yetenekli çocuklarımız var. Bu bizlerin şansıdır. Biz elimizden geldiğince onları işleyerek iyi yerlerde görmeyi umuyoruz” dedi.
“Doğru eğitmen ile çalışılmazsa ömür boyu sürecek sakatlıklara yol açılabilir”
Sökmen, yaşadıkları en büyük sıkıntının diploması olmayan, akademik eğitimden geçmemiş, herhangi bir başka mesleği icra etmekte olan insanların iki-üç aylık kurslara katılarak aldıkları yetersiz sertifikalar ile bale okulları açmak olduğunu dile getirdi. Kimi velilerin araştırma konusunda eksik kaldıklarını ifade eden Sökmen, bale gibi bir sanat dalında yaptırılacak en ufak yanlış hareketin ömür boyu sürebilecek sakatlıklara neden olabileceğinin altını çizdi. Bu noktada velilere büyük sorumluluk düştüğünü dile getiren Sökmen, “Mutlaka seçeceğiniz öğretmenin eğitimini sorgulayın” dedi.
Piyano Eğitmeni Yaprak Girgin:
“Çocuğun neye yeteneği varsa, neye sevgisi varsa onu öğrenmeli”
13 yıl önce Kıbrıs’a yerleşen ve piyano eğitmenliği yapan Yaprak Girgin, ülkemizde sanata her ülkede olmayan bir ilgi olduğunu ifade etti. Sanata yoğun bir ilgi olmasına rağmen, ailelerin, özellikle eğitim yönünde yeterince seçici ya da araştırmacı olmadığını dile getiren Girgin, “Bu işi piyasaya, ticarete dökmüş pek çok insan var. Aileler bunu maalesef bilemiyorlar. İlgi gerçekten çok güzel, her çocuk sanatın bir dalıyla muhakkak ilgilenmeli fakat bu profesyonel ellerde olmalı” şeklinde konuştu.
Kıbrıs Sanat’ın konservatuvar mezunu eğitmenlerle çalıştığını ifade eden Girgin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu çok önemlidir. Çocuk ister profesyonel olarak bu işi yapacak olsun, ister hobi olarak yapsın hiç fark etmez. Doğru eğitimi almalıdır. Farklı mesleklerden kişilerin sanat okulu adı altında okul açmasını doğru bulmuyorum. Bu anlamda kontrolden çıkılmıştır. Hem etkin denetim hem de doğru standartlar şarttır.”
Pandemi döneminde eğitim koşullarını da aktaran Girgin, “Bizim için bu dönem muhteşem geçti” şeklinde konuştu. Girgin, online eğitim ile insanüstü çalışmanın ne demek olduğunu öğrendiklerini aktardı. Bu süreçte çok çalıştıklarını ifade eden Girgin, “Bu işin temeli sevgidir” dedi. Çocuklarla çalışmanın en güzel şey olduğunu dile getiren Girgin, “Onlar için yapılamayacak hiçbir şey yok” ifadelerini kullandı.
Ailelerin bazı konularda bilinçli davranırken bazı konularda bilinçsiz davranabildiklerini ifade eden Girgin, ailelerin bazen kendi hayallerini çocukları üzerinden yaşatmak istediklerini ancak bunun ters teptiğini aktardı. Çocuğun neye yeteneği varsa, ne istiyorsa ona yönlenmesi gerektiğinin altını çizen Girgin, okuldaki deneme derslerinin amacının da bu olduğunu dile getirdi.