Didem MENTEŞ

Trafik Polis Müdürü Hüseyin Kadir Çete, ülkedeki mevcut yol ağının trafik hacmine göre yetersiz kaldığını vurgulayarak, yol ağlarının ülkedeki popülasyonun artışına göre araç sayılarıyla birlikte gelişebilmesi gerektiğini dile getirdi.

Yollardaki araç sayısına göre trafik polisinin yeterli olmadığına işaret eden Çete, zaman zaman başka birimlerden takviye alarak görevleri yürütmekte olduklarını ifade etti.

Özel araç sayı miktarının düşürülmesi gerektiğini belirten Çete, toplu taşımacılığın sistemli bir şekilde ülke şartlarına uygun, ergonomik ve konforlu araçlarla yapılır duruma getirilmesi gerektiğini söyledi.

Sokaklarda kontrol trafik devriyesi olduğunu ancak personel sayısının yeterli olmadığının altını çizen Çete, polis araç filosunun ise nispeten yenilenmeye çalışıldığını aktardı.

Meydana gelen trafik kazalarının nedenini sadece yollara bağlamanın doğru olmayacağını da ifade eden Çete, özellikle aşırı sürat ve dikkatsizlik gibi doğrudan sürücü kusurunun diğer kaza nedenlerine göre çok daha yüksek olduğunu aktardı.

Ülkemizdeki trafik eğitiminin yeterli olmadığını dile getiren Çete, ilkokuldan itibaren kademli şekilde eğitim müfredata konulması gerektiğini, farklı yaş kategorileri için de farklı eğitimlerin düzenlenmesi, sürücü adaylarına dersler verilebilmesi gibi, sorunlu olduğu tespit edilen sürücülere de ders alma zorunluluğu getirilmesi gerektiğini vurguladı.

Trafik Polis Müdürü Hüseyin Kadir Çete’nin YENİDÜZEN’de dün yayınlandığı röportajı bugün kaldığı yerden devam ediyor.

“Bugün (önceki gün) itibariyle sigortalı araç sayısının 195 bin 359 adet olduğu düşünülürse ülkenin asfalt yollarında her 8 metreye bir araç düşmektedir. Yani araç sayıları çok olduğu için bu yol ağını doldurmuş bulunmaktayız. Yol ağları ülkedeki popülasyonun artışına göre araç sayılarıyla birlikte gelişebilmeli”

“Araç sayıları ülkedeki yol ağını doldurdu”

Ülkedeki yol ağının trafik hacmine göre yetersiz kaldığını söyleyen Çete, ülkedeki yolların durumu ve önlemler konusunda önemli noktalara değindi.

Çete, “Karayolları Dairesi’nden aldığım bilgiye göre ülkemizde 2.500 kilo metrelik yol ağından 1.641 kilo metresi asfalt, yaklaşık 900 kilo metresi i toprak yol olduğu bilinmektedir. Bu yol ağı ülkemizin coğrafik yüzölçümü değerlendirildiğinde yeterli olduğu düşünülebilir. Bununla birlikte yeni tamamlanmış olan yollarımızın alt ve üstyapı seviyeleri de yeterli gibi görülebilir. Ancak bu gün itibariyle sigortalı araç sayısının 195 bin 359 adet olduğu düşünülürse ülkenin asfalt yollarında her 8 metreye bir araç düşmektedir. Yani araç sayıları çok olduğu için bu yol ağını doldurmuş bulunmaktayız. Araç sayısı popülasyonun artışına göre, şehirlerde yol ağlarıyla birlikte gelişebilmesi lazım. Günün sonunda bunun dengesini kurabilmeliyiz. Belirli yönlerdeki yol ağımız ise artan trafik hacmine göre yetersizlik göstermekte ve büyük ölçüde yıpranmış bulunmaktadır. Yol işaretleri ise çok kısa sürelerde erozyona uğrayıp bozulmakta ve dikkat çekici özelliklerini yitirmektedir. Yollar yapılırken ülkemize özgü doğa koşulları da dikkate alınmalı ve meslek olarak trafik mühendisliğini özendirilmelidir”

“Ülkemizde her yıl ortalama 11.000 aracın kayıtlandığı ve 7.000 yeni ehliyetli sürücünün trafiğe çıktığı ve hatta bugün yıl itibariyle 195 bin 359 araca sigorta çıkarıldığını düşünürsek, yol güvenliği ile ilgili alınan tedbirlerin yanında polis sayısının aynı oranda artmadığı bir durumla karşı karşıyayız”

“Denetimler”

Polis Genel Müdürlüğünün yol güvenliği bakımından misyonunun imar, tadilat, düzenleme yapmak değil denetim yapmak olduğunu söyleyen Çete, şöyle devam etti: Yapılan denetimlerde, trafik kazalarının nedensel faktörleri üzerindeki çalışmalar ve yolu kullananlardan gelen geri bildirimler doğrultusunda yollardaki alt ve üstyapı, levha, işaret ve sinyalizasyonları ile ilgili olarak sürekli sorumlu kurumlarla (Ulaştırma Bakanlığı, Karayolları, Belediyeler vb.) iletişim içerisinde bulunarak gereken tedbirlerin alınmasına ve aksaklıkların giderilmesine yönelik görüş,  uyarı ve telkinlerde bulunuyoruz.  Ancak trafik kazalarını sadece yollara bağlamak yanlış bir düşüncedir. Trafik kazaları neticesinde elde ettiğimiz istatistiki verilere baktığımız zaman; özellikle aşırı sürat ve dikkatsizlik gibi doğrudan sürücü kusuru olarak nitelendirebileceğimiz kaza nedenlerinin diğer nedenlere göre çok daha yüksek olduğu görülmektedir. Yani insan dikkati, ihtiyatlı olması sorumlu bir bilinç yaratabilmek üzere süratle tedbirler üretmeliyiz. Karayolu ile ilgilendiğimiz kadar bir o kadar da insan varlığının algısıyla uğraşmalıyız”

“Ülkemizde özel araç sayısını düşürmek gerekir. Bu da toplu taşımacılığı sistemli bir şekilde ve ülke şartlarına uygun, ergonomik ve konforlu araçlarla yapılmasını zorlamalıyız”

“Toplu taşımacılık şart”

Özel araç sayı miktarının düşürülmesi gerektiğini belirten Çete, toplu taşımacılığın sistemli bir şekilde ülke şartlarına uygun, ergonomik ve kontrollü araçlarla yapılır duruma getirilmesi halinde araç sayısının da azalacağına inandığını belirtti. Ülkedeki toplu taşıma araçlarının ergonomik ve konforlu olmadığını eski olduğunu gözlemlediğini aktaran Çete, daha genç yaşlarda araçların sağlanması gerektiğini belirtti. Çete, “eski toplu taşıma araçlarını yenilememiz halinde çağdaş hale getirilmesi durumunda halkı cezp edeciğini ve araç almayacağını düşünürüm. Bir de şehirlerarası raylı sistemlere geçilmesi halinde çok uzun yıllar kullanılır. Bildiğim kadarıyla idame masrafları da düşüktür. Bütün dünya ülkelerinde raylı sistemler çalışmaktadır, uzun vadelidir. Bir de bisiklet kullanımını özendirmek de çok önemlidir. Bisikletli yaşama kucak açmalıyız. Bu bize hem sağlıklı yaşam hem bütçemize katkı hem de şehirlerimizde hava kirliliği oluşturmayacak durumlar yaratacaktır. Bu yönde bilinç kazandırmamız lazım. Ama altını tekrardan çizeyim bisiklet kullanımı güvenli koşular altında olması önemlidir” dedi.

“Ülkedeki araç sayısına göre trafik polis sayısı yetersiz”

Hüseyin Çete, yollardaki araç sayısına göre trafik polisinin yeterli olmadığına işaret ederek, sırasında başka birimlerden de takviye alarak görevleri yürütmekte olduklarını ifade etti.

Çete, “ülkemizde her yıl ortalama 11.000 aracın kayıtlandığı ve 7.000 yeni ehliyetli sürücünün trafiğe çıktığı ve hatta bu gün yılı itibarı ile 195.359 araca sigorta çıkarıldığı bir potansiyeli düşündüğümüz zaman, yol güvenliği ile ilgili alınan tedbirlerin yanında polis sayısının aynı oranda artmadığı bir durumla karşı karşıyayız. Uzun zamandır kadro sayısı bakımından takviye yapılmamış bir polis örgütünde polis denetimlerinin yeterli düzeyde olmadığını farkındayız. Buna karşın elimizdeki imkanlar doğrultusunda, sırasında başka birimlerden de takviye alarak görevleri yürütmekteyiz. Özellikle son iki yılda kadromuza kattığımız yeni polis mensuplarımızın önemli bir oranını trafik şubelerinde görevlendirmek suretiyle azami ölçüde bu hizmeti yerine getirmeye çalışıyoruz.

Ancak ülkemizde özel araç sayısını düşürmek gerekir. Bu da toplu taşımacılığı sistemli bir şekilde ve ülke şartlarına uygun ergonomik ve konforlu araçlarla yapılmasını zorlamalıyız. Toplu taşımada raylı araçlar da gündeme gelmeli. Araçların seyredeceği alt ve üst yollar planlanmalı ve çok katlı otoparklar yapmalıyız. Nüfus artarken, araçlar çoğalırken şehirlerin aynı yapıda kalması düşünülemez. Gerekli alt yapıların yapılması ile birlikte bisiklet kullanımını özendirmeliyiz. Bisiklet kullanımı bize sağlıklı yaşam, bütçemize katkı, şehirlerimizi de hava kirliliğinden de koruyacaktır” şeklinde konuştu.  

“Trafik devriye birimlerimiz var ancak personel sayısı az”

Sokaklardaki kontrol trafik devriyesi olduğunu ancak personel sayısının yeterli olmadığını belirten Çete, araç filosunun ise nispeten yenilenmeye çalışıldığını aktardı.

Çete, “Asayiş açısından devriye birimlerimiz var. Diğer sair suçlarla mücadele de devriye polislerimiz var. Trafik suçlarını önlemek anlamda devriyelerimiz var.  İlçe Polis Müdürlüklerinde ‘Trafik Devriye’ birimlerimiz vardır. Ancak Trafik hizmetlerinde çalışan personel sadece devriye değil trafik kazalarının tahkikatı, eskort, kavşaklarda geçişleri sağlamak, trafik cezalarının tahsili, idari ve yazışma işleri ile birilikte 24/48 çalışma prensibine göre görev yaptığı düşünülürse sayısı oldukça yetersiz olduğu anlaşılabilir. Sayılar az olduğu için görevlerimizi istediğimiz şekilde yapmamıza engel olmaktadır. Sayılarımızın artması halinde görevimizi layıkıyla yerine getiririz. Araç filomuzu da nispeten yenilemeye gayet ediyoruz. TC Yardım Heyeti, GKK’nın yardımıyla ayakta durmaya çalışıyoruz. Birçok eski aracımıza var ama çok etkin değil” dedi.

 “Trafik kazalarını sadece yollara bağlamak yanlış bir düşüncedir. Trafik kazaları neticesinde elde ettiğimiz verilere göre özellikle aşırı sürat ve dikkatsizlik gibi doğrudan sürücü kusuru olarak nitelendirebileceğimiz kaza nedenleri yüksek oranda”

“Trafik eğitim müfredatına konulmalı”

Ülkemizdeki trafik eğitiminin yeterli olmadığını dile getiren Hüseyin Çete, Trafik Müdürlüğü olarak verdikleri eğitimden ve yapılması gerekenlerden söz etti.

“Eğitimin yeterli olmadığını her zaman söylüyoruz” diyen çete, trafik eğitiminin ilkokul çağından itibaren düzenli olarak verilmesi, ilk ve ortaokullarda eğitim müfredatına trafik dersinin konulması gerektiğini vurguladı. Çete, “uygulamalı ve nazari olmak üzere bu eğitimler haftada en az 2 ders saati verilmeli. Ancak bunu öğrenciler trafik polislerinden değil, trafik dersi öğretmenlerinden ders almalı. Bu konuda kadrolar ayarlanmalı” dedi.

Trafik eğitimi dendiğinde sadece okullardaki öğrencilere verilen derslerin akla gelmemesi gerektiğini aktaran çete, “bunun dışında farklı yaş kategorileri için de farklı eğitimler düzenlenmeli, sürücü adaylarına dersler verilebildiği gibi, sorunlu olduğu tespit edilen sürücülere de ders alma zorunluluğu getirilmeli. Her kurumun ve özel şirketin aracını teslim ettiği sürücülere aracın özelliğine göre kullanımla ilgili düzenli bir eğitim de verilmeli” diye konuştu.

“Sorunların bilgisizlikten değil bilinç eksikliği ve dikkatsizlikten olduğu unutulmamalı”

Çete, şöyle devam etti: “Ayrıca Polis olarak trafikteki temel görevimizin denetim rolü olmasına rağmen imkanlarımız doğrultusunda ülkedeki trafik eğitimine de katkı koyma adına bir misyonu üstlenmiş durumdayız. Bu doğrultuda 1 adet Gezici Trafik Eğitim Parkımız mevcuttur. Eğitim Bakanlığı ile koordineli olarak, karavan modeli bir aracımız ile her yıl ülke genelindeki 35-40 civarı ilkokulu ziyaret ederek aracımız içerisindeki modüler parkı açık alanda kurup ilkokul çocuklarına uygulamalı olarak park içerisinde bisiklet sürdürmek suretiyle trafik kuralları hususunda farkındalık eğitimi vermekteyiz. Bu sayede her yıl 3.000 civarı ilkokul öğrencisi çocuğumuza, bu eğitimi verirken, bunun yanında kendilerine aileleri üzerinde kuracakları birtakım telkin metotlarını da aktararak bu çocukların velilerine de dolaylı olarak ulaşmaktayız. Böylelikle hem uzun vadede çocuklarımızın trafik farkındalığına, hem de kısa vadede ailelerin trafik farkındalığına olumlu katkılarda bulunmuş oluyoruz.

 Ehliyet sahibi olmak yeterlidir, ancak sorunların bilgisizlikten değil bilinç eksikliği ve dikkatsizlikten olduğu unutulmamalıdır. Araç sürerken veya yolu kullanırken dikkatli olunmalı ve kurallara uymayı alışkanlık haline getirmemiz halinde sorunların çok büyük oranda azaldığını görebileceğiz”