1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Ülkeyi terkediş ve gelecek…
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Ülkeyi terkediş ve gelecek…

A+A-

“Gençler memleketi terkediyor” deyip umutsuzluğu ve gelecek endişesini tarif etmeye çalışırken artık aileler memleketi terkedip gidiyorlar.

Bu durumu ifade edebilecek kelimeleri bulmak ise çok zor.

Cumhurbaşkanı ve Başbakan olarak atananlar Londra’da festivale katılırken, Tatar ünlü eşofmanıyla Londra sokaklarında poz verirken gençlerimiz işsizlikten kırılıyor, aileler ayı çıkarmanın stresiyle yaşamaya çalışıyor, TL eridikçe eriyor, elektriğe, akaryakıta, marketteki her ürüne zam geldikçe geliyor ama Türkiye’deki enflasyon oranı açıklanmadan burada da enflasyon oranı açıklanamıyor.

Gelen ve hemen gelecek olan zamlarla bir kıymeti kalmayacak olsa da asgari ücret açıklanamıyor, birileri “enflasyonu bu oranda belirleyin” demeden!..

Nitekim dün önce Türkiye’de açıklandı enflasyon oranları, sonra da KKTC’de… Taçoy’un günler önce asgari ücrette tahmin ettiği! miktar, açıklanan bu oranlarla üç aşağı beş yukarı olacak gibi görünüyor…

***

“Egemen eşit KKTC” diyenler utanma duygularını kaybederken, egemen sözcüğünün ne anlama geldiğini ya bilememekte ya da bilseler dahi koltuk uğruna söyleyip buna inanıyor gibi davranmak durumunu içlerine sindirebiliyorlar…

***

Aydınlarımız, gazetecilerimiz Türkiye’ye giremiyor, geri gönderiliyorlar ama neden olduğundan bî-haber KKTC yönetimi “egemen KKTC” söylemiyle dünyaya rezil olduğundan da bî-haber olamaz diye düşünüyorum.

Ama onlar için farketmez çünkü dünya ile ilişkileri yok.

Onlar başka gezegende yaşıyorlar. Bizimkiler için Türkiye’den emirlerle gelip giden yöneticiler ve ekipler yeterli.

İş yokmuş, para yokmuş, refahlarını sağlamakla yükümlü oldukları insanları memleketi terkediyormuş hiç umurları değil çünkü biliyorlar ki seçim zamanı mecbur bıraktıkları seçmenler yine gidip oy verecekler bu düzene iş bulma karşılığı…

***

Bu durumdan beslenen yönetimlerin ve sistemlerin elbette ki sonu gelir ama o son gelene kadar o kadar çok şey yıkılır ve yok olur ki…

Etik gibi, ahlâk gibi, dostluk gibi, paylaşım gibi, dayanışma gibi…

Bu değerleri tekrar kazanmak kısa zamanda olabilecek şeyler değil. Bir evrim geçirmek gerekiyor...

Nasıl ki bu değerleri kaybeden toplumun bugüne kadar geçirdiği evrim gibi… Bu geriye giden evrimi, ileriye yönlendirmenin ve ilk etapta kaybettiğimiz değerleri tekrar elde etmenin yöntemlerini bulmak zorundayız.

***

Yaşanması gereken bu evrimi içinde olduğumuz sistemi değiştirerek başlatmak durumundayız. Yaşadığımız ara seçimler bu başlangıcın start noktası niye olmasın?

Bir işçik uğruna! sandığa gidip oy verenlere rağmen katılımın düşüklüğünü kazananın başarısını azaltmak için kullananların aksine bu seçim başarısını özelde Sami, genelde CTP ve toplum için ele almak ve büyük oranda ekonomik nedenlerle gömülüp kaldığımız içimizden dışarıya çıkabilecek şartları zorlamalıyız.

AKEL, Kıbrıslı Türkler için bazı öneriler açıklamış. CTP Genel Sekreteri Akansoy’un da ifade ettiği gibi önerilerin konuşulabilir olmasıyla birlikte “Çıkış yolu ne ayrılıkçı siyaset, ne de azınlık durumuna düşmektir. Çıkış yolu Federasyon’dur.”

***

Ekonomik sıkıntılarımızı bir kenara bırakamayız tabii ki… Ancak Federasyonu zorlamak için de zaman ve fırsat yaratmalı, bağlantı yollarını bulmalı, çalışmalı ve bu kısır döngüden çıkmalıyız.

Başta da dediğim ve herkesin bildiği gibi artık aileler gelecek endişesi ile ülkeyi terkederken topraklarımızın geleceğini kula köle olmuşlarla kurmak mümkün değil.   

Bu yazı toplam 1304 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar