Uluslararası Hukuk ve Maraş
Son günlerde gerek KKTC, gerekse de TC devlet ve hükümet yetkilileri “Maraş uluslararası hukuka uygun olarak açılacak” tekerlemesini dillerinden düşürmüyorlar.
Neden?
Çünkü yaptıkları girişimin aslında uluslararası hukukun dışında olduğunu kendileri de çok iyi biliyorlar.
BM Güvenlik Konseyi’nin 550 (1984) sayılı kararı “Maraş’ın herhangi bir bölümüne kendi sakini dışındaki insanların yerleştirilmesi çabalarını kabul edilmez olarak niteler ve bu bölgenin Birleşmiş Milletler yönetimine devredilmesi çağrısında bulunur” denmektedir. BM GK’de 1984 yılında alınan bu karar 13 olumlu, 1 olumsuz (Pakistan) ve 1 de çekimser (ABD), oy çokluğuyla alınmıştı.
Aradan tam 37 sene geçti ve geçtiğimiz günlerde BM GK Maraş konusunda yine Rum tarafının başvurusu ile yeni bir karar aldı.
BMGK'nın 15 üyesi, Erdoğan'ın 20 Temmuz'da yaptığı Kıbrıs'ta iki devlet ve "Maraş bölgesinin yüzde 3,5'u kadar bir bölgenin de açılacağı" açıklamasını kınadı. BMGK, kınama mesajında Kıbrıs'ta “iki toplumlu, iki bölgeli ve politik eşitliğe dayalı bir federasyon temelinde adil bir çözüm çağrısı” da yaptı. BMGK 1984 yılında aldığı 550 sayılı karara atıf yapılarak “konsey kararlarının uygulanması, Maraş'ın BM yönetimine verilmesi” çağrısı da yapılıyor.
Bu son karar BMGK’dan oy birliğiyle, yani 15 üyenin, 15 inin de olumlu oyu ile çıktı.
Türkiye bir kez daha uluslararası alanda yalnızları oynarken, KKTC de oyun dışında kalmaya mahkum ediliyor.
***
Gerek Ersin Tatar, gerekse de Ersan Saner Maraş konusunda ısrarla “Taşınmaz Mal Komisyonu” na atıfta bulunuyorlar. Elimizdeki tek meşru kurum olan Taşınmaz Mal Komisyonu bildiğiniz gibi 2004 referandum sonrası Talat’ın cumhurbaşkanı, CTP’nin de hükümetin büyük ortağı olduğu dönemde kurulmuştu. Kuruluş çalışmaları o dönemde cumhurbaşkanlığı bünyesinde oluşturulan hukuk komisyonu tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile iştişare edilerek tamamlanmış ve bu mahkeme tarafından tanınarak uluslararsı meşruluk kazanmıştı.
O dönemde UBP milletvekilleri mecliste hayır oyu vermişler, bu da yetmemiş yasayı iptal ettirmek için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuşlardı.
Şimdi dillerinden düşürmedikleri Taşınmaz Mal Komisyonu’na karşı o günlerde “topraklarımızı Ruma iade edecekler” diye yaygara koparmışlardı.
Bunu da hatırlamakta ve hatırlatmakta yarar var. Çünkü son günlerde UBP, hem Nisan 2004 referandum sonucuna, hem de Taşınmaz mal Komisyonu’na muhalefetten daha fazla sahip çıkıyor.
Ersin Tatar’ın 20 Temmuz’da yaptığı “kapalı Maraş’ın % 3.5’luk kısmı askeri bölge olmaktan çıkarıldı, burayı Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden sahiplerine iade edeceğiz” açıklaması daha çok yankı yaratacak.
Dışardan gelen eleştiriler, alınan kınama kararları ve çeşitli ülke yetkililerinden gelen şiddetli tepkiler bir yana, içerde de Evkaf yetkileri “Maraş Evkaf malıdır, kimin malını kime veriyorsunuz” der gibi açıklamalar yapıyor.
Evkaf müdürü İbrahim Benter katıldığı bir TV programında 1944 yılında İngilizlerin taşınmaz mal yasasını geçirdiğini, bu yasa kapsamında Kapalı Maraş toprakları da dahil olmak üzere toplam mal varlığı için Evkaf‘a 1944-1959 arası yılda 2230 £ kira ödediğini, Kıbrıs Cumhuriyeti‘nin de aynı kira uygulamasını devam ettirdiğini iddia etti. Benter, “Madem Kapalı Maraş vakıf malı değil, o zaman neden İngiliz İdaresi ve Kıbrıs Cumhuriyeti yıllarca kira ödedi?” diye sordu.
Bu arada bir hatırlatma daha yapmakta fayda var. Maraş’ın Evkaf malı olduğunun ortaya atıldığı günlerde yanılmıyorsam Mağusa Kaza Mahkemesinde alınmış bir karar var. Bu karara göre Maraş’ın önemli bir bölümü Abdullah Paşa Vakfı’na aittir.
O dönemde bu konularda neredeyse kazan kaldıran UBP şimdi Maraş’ın % 3.5’lik bölümünü Taşınmaz Mal Komisyonu aracılığıyla eski sakinlerine devrederek uluslararası hukuka uygun açılım yapacakmış.