“Umarım seçime dek referandum daha çok tartışılır”
Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birlikte yapılacak olan Anayasa Referandumu, hem salgının, hem de seçimlerin gölgesinde kaldı.
Fehime ALASYA
Cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte yargıç sayılarında düzenlemeye yönelik yapılacak olan Anayasa Referandumu, hem salgının, hem de seçimlerin gölgesinde kaldı.
Anayasa Referandumu ve yönelime ilişkin öngörüsünü paylaşan Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Şefik, “Seçim tarihine dek umarım yeterince konuşulur” dedi.
Covid-19 vaka temaslısı olarak 15 gündür evde izole olan Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Şefik, YENİDÜZEN’e konuştu.
Anayasa Referandumu’na ilişkin daha fazla duyuru yapılması gerektiğini işaret eden Şefik, “Umarım herkes vatandaşlık görevini yapmayı tercih eder ve oy kullanır. Yurttaş, ne istendiğini, nereye oy vermesi gerektiğini bilsin ve ona göre oy versin.” dedi.
Seçime katılımı da değerlendiren Şefik, ‘sağlık korkusuyla’ katılmayacak olanlara ek olarak, siyasi nedenlerle tepki göstermek isteyenlerin de olabileceğini dile getirerek, güvenlik koşullarına uyulduğu takdirde güvenilir bir ortam sağlanacağını anlattı.
2 haftalık izolenin ardından iş başı…
Odacısının Covid-19’a yakalanmasının ardından bazı çalışanlarla birlikte 2 haftadır izole olan Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Şefik, dün yapılan son PCR testinin de negatif çıkmasıyla bu sabah iş başı yapabileceğini belirtti.
“Tedbir amaçlı ben ve bazı personeller günlerdir izoleyiz, işlerimizi olabildiğince evden yürütmeye çalışıyoruz” diyen Narin Şefik, 15 günün ardından iş başı yapıyor.
Şefik, yeni adli yıldaki randevu sistemiyle işleyişten sıkıntılarına, salgın sürecinin yargının işleyişine olan etkisinden Cumhurbaşkanlığı seçimlerine, birçok konuya değindi…
“Randevulu sistemle çalışmak sorun yaratmadı”
YENİDÜZEN: Randevulu sistemle çalışmaya başladınız, yeni bir uygulama, bununla ilgili işleyiş nasıl?
NARİN ŞEFİK: “Bunu tüm birimlerde yapmadık. Bana da uygulanması gerekir diyen çalışanlarımız oldu ama bu rotasyonda kalabalık oluşmasını engellemek ve sosyal mesafe kurallarını korumaktı hedef. Bu nedenle odasında yalnız çalışan birinin rotasyona girmesine gerek yoktur. Bu kurallara esas alınarak yola çıkılmıştı. Bu yönde gelen talepleri de değerlendirip geri dönüş yaptık. Mahkemenin çalışmaları, iş yoğunluğu açısından sorun yaşandığı bilgisini almadım.”
“Covid-19 sürecinde işleyişte bayağı yavaşlama oldu”
YENİDÜZEN: Adli olaylar ve yargının işleyişi coronavirüs sürecinde nasıl etkilendi?
NARİN ŞEFİK: “İlk dönemde Mahkemeler kapanıp sadece Nöbetçi Yargıçlar çalıştı. İlk etapta gündemde olan ceza davalarıydı. Özellikle Cezaevinde olan hükümsüz tutukluların davalarının bir an önce görülüp Cezaevinin tenhalaşması, kabarık sayıların biraz eritilmesi hedeflendi. Zaman içinde aile yargıcının da gitmesini gerektiren olaylar oldu. Mayıs’ın 15’inden itibaren çalışmaya başlayan mahkemede ilk etapta korumalı bir çalışma rutini vardı. Mahkeme huzuruna avukatların gelecekleri ve sadece tarih alacakları veya tehir talep edecekleri, tarafların bir biriyle görüşmesi için tehir gibi durumlarda avukatların mahkemeye gelmemesinin daha uygun olacağını düşündük. Bu nedenle tehir taleplerin elektronik ortamda yapılmasını, bazı davaları re-sen ertelemelerine izin verdik. Bu nedenle o dönemde resen tehirler ağırlıklıydı. Bazı konular ise ertelenmişti. Devam edebilen duruşmalara sosyal mesafe korunabildiği sürece devam edildi ama bayağı yavaşlama oldu.
Yeni işleyişte ispatların alınması, davaların yapılmasına yine sosyal mesafe kuralları ile eskiye daha yakın bir tempoya dönülmesi istendi.
Eylül, Ekimden sonra grip olayları artınca yeniden iş azaltmaya veya ertelemeye ağırlık verebiliriz öngörüsüyle Ağustos Eylül aylarında birçok sorun, dava çözelim demiştik, o dönemde hızlandık ancak yeniden vakalarda artış olunca mecburen bu işleyiş hız kesti.
Bu nedenle tehirlere daha fazla hız verilmesi gerekir şeklinde karar çıktı. İspata hazır olanı gelsin ispat etsin dedik. Tehir isteyenlere de ‘Hayır illa ki gelmeniz gerek’ demedik, toleranslı olduk. Ama bunun kullanılmasına da müsaade etmedik.”
Seçimlere katılım ve güvenlik: “Herkes kurallara uyarsa sıkıntı yaşanmaz”
YENİDÜZEN: Seçimler; Salgın gölgesinde seçim nasıl geçecek, ne kadar katılım bekliyorsunuz?
NARİN ŞEFİK: “Vakaların artışı bu şekilde devam ederse, yani son günlerde yaşanan düşüş bu seyirde sürerse, koyduğumuz kurallar çerçevesinde seçimin yapılmasında bir sorun olmaz. Bana ben gelmeyeceğim diyenlere hangi koşullarda seçimin geçeceğini anlattım. Umarım bu kişiler ve bununla aynı pozisyonda olan kişiler ikna olur ve katılım gösterir. Gelecek olan kişilere eldiven verilecek, sandık kurulu sosyal mesafe çerçevesinde oturacak, girenler mesafeyi koruyacak, maske zaten zaruri bir durumdur, sırada sosyal mesafe uygulanması için başkan direktif verecek ve polis denetim yapacak, yer müsaitse yerlere işaretler çizilecek. Bu güvenlik koşullarında oy verecek olan seçmenler de uyum gösterirse tehlike olmayacak. Bu koşullarda herkes üzerine düşeni yapacak. Seçmen eldivenli şekilde gelecek, oy pusulasını alacak, ardından oy pusulasını sandığa atıp çıkan seçmen, eldivenini oradaki çöp kutusuna atacak. Sandık kurulumları 25 metrekareden küçük yerlere kurulmayacak ve camlar hep açık olacak. Seçmenler bu koşullarda kurallara uyarsa kimse tehlike altında olmaz. Herkes, kendini, sevdiğini ve toplumunu düşünmeli.”
“Umarım seçim tarihine dek daha çok tartışılır”
YENİDÜZEN: Yargıç sayılarında düzenlemeye yönelik seçimle birlikte Anayasa Referandumu yapılacak, sizce bu yeterince duyuruldu mu? Katılım nasıl olacak?
NARİN ŞEFİK: “Bazı kesimler seçimle birlikte Anayasa referandumunun yapılmasını onaylarken bazıları ise ayrı bir ortamda olması gerektiğini savunuyordu. Birden fazla konu olduğuz zaman da her konunun ayrı bir seçime endeksli referanduma gidilmesini daha mantıklı buluyorum. Ancak bazı camia tümüyle ilgili değişiklik yapılması gerektiğini düşünüyor.
Katılım, seçime katılımla aynı olacak. Umarım katılım yüksek olur. Seçime sağlık korkusuyla katılmayacak olanlara ek olarak siyasi nedenlerle tepki göstermek isteyenler de katılmayanlar da olabilir. Umarım herkes vatandaşlık görevini yapmayı tercih eder ve oy kullanır.
Yeterince izah edildi mi aşamasında; bunu birçok kez izah ettim ancak YSK Başkanı sıfatımla propaganda yaptığım ve Anayasayı ihlal ettiğim yönünde paylaşımlar gördüm. Seçim takvimi başladıktan sonra bu konuda konuşmayacağımı söyledim.
Bazı hukukçular bununla ilgili sosyal medyada paylaşımlar yapmaktadır. Bazı meslektaşlarım bu konuda küçük konferans ve konular düzenlemektedir. Umarım yeterince tartışılır. Yurttaş, ne istendiğini, nereye oy vermesi gerektiğini bilsin ve ona göre oy versin. Umarım seçim tarihine dek daha çok tartışılır. Olumsuz kampanyalar da paylaşılıyormuş, bu da ne istendiğine dair duyurunun yapılması adına bir adımdır. Bazı siyasiler bunu konuşup, fikir beyan ederken, bazıları buna hiç değinmedi. Bizim bu konuda ricacı veya talepkar olmamız doğru değildir. Bu nedenle umarım 11 Ekim’e kadar yeteri derecede tartışılır da halk neden evet veya hayır demesi istendiğini bilerek kendi takdirine göre yanıtını verir.”
“Yıllardır kangrenleşen sorunlar…”
YENİDÜZEN: Adli yıl başladığında birçok sorun dile getirmiştiniz? Çözüme ulaşan sıkıntılar oldu mu?
NARİN ŞEFİK: “Bina konularında hala başımız dertte, yıllardır olduğu gibi… Posta binasını talep ettikten sonra olumsuz bir yanıt ve yaklaşım almadım ancak henüz net bir netice de alamadım. Sanırım artık seçimden sonra olabilecek bir durumdur.
Lefkoşa binasındaki sorunumuz da daha devam ediyor, Girne’de bize tahsis edilen binayla ilgili dava hala sürüyor.
Lefke’de ise 2014 yılından beridir binanın tamiratı konusunda uğraşıyoruz. 2020 yılına geldik, 2021 yılında bunu çözebileceğiz cevabını aldım. Umarım 2021’de olsun bunlar yapılır ve biter. Bina bitsin biz hemen taşınırız. Biz Lefke’de mahkemeyi istemeyiz diye bir düşünce yoktur, tam aksi kapanmasına çok üzülüyoruz. Yıllar geçip gidiyor, revizeler, bloke çalışmaları hala sürüyor.”