1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Umut ararken…
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Umut ararken…

A+A-

“Umutlu yaz” diyorlar bana ve sitem ediyor kimi zaman:
“Bu kadar öfke, eleştiri, karamsarlık yeter…”

***

Geliniz umudu birlikte bulalım da yazalım!
Yoksulluğun mahallesine de yürüyelim birlikte…
Siyasi, sosyal, ekonomik bir çıkış yolu arayalım.

***

Yüzde otuz elektrik zammı nedir?
Soygun!
Yüz elli kuruşa mal edilen elektriği yüz kuruşa satıyorlarsa marifet o hesabı değiştirmektir.
Maliyeti düşürmektedir ustalık insanları soymak değil…

***

Şimdi kimisi “hayat pahalılığı” oranında artışını alacak…
Kimisi “elektrik kullanım bedeli”ni dahi “ödenek” halinde maaşına ekleyecek…
Ya yoksullar ne yapacak?
Ya mum gibi eriyen orta sınıf?

***

Güya “siyasi uyanıklık” yaparak zam oranını çok daha fazla anons edecekler ama yine yurttaşın sırtına yükleyecekler faturayı…
Onca partizanlığın…
Onca öngörüsüzlüğün…
Onca plansızlığın…
Doğru zamanda yapılmayan yatırımların ve alınmayan tedbirlerin faturasını yurttaşa çıkartacaklar…

***

“Kıbrıs sorununda çözüm umudu da yok, ne yapalım, bu mağarayı süsleyip püsleyip idare edelim” yaklaşımı da büyük bir yalandır.
Kıbrıs meselesini dünyanın kabul ettiği bir formülle çözmek kaçınılmazdır.
Elli senedir “ayrı gayrı” yönetiliyoruz.
Elli senedir “analı yavrulu” ekonomik programlar yazıyoruz.
Elli senedir “etle tırnak” olmakla övünüyoruz.
Elli senedir bayrak asıyor, marş bağırıyor, nutuk sallıyoruz.
Elli senedir talimatla, vesayetle, yaranmakla terliyoruz.

Sonuç ortadadır!

***

Hem “KKTC” düzeninde ve varsa aynen kalacak hem de çözüm olacak diye düşlemek devasa bir yalandır, yanılsamadır, hayaldir.
Öyle bu “statüko”yu aynen koruyalım ve “dünyaları” isteyelim tavrıyla olmuyor.
Ezberlerimizi değişeceğiz ve pozisyonumuzu…
Terleyecek, sancılanacak, bedel ödeyeceğiz çözüm için mutlaka…

***

Dünyanın en pahalı elektriğini kullanıyoruz.
En pahalığını internetini…
Yol vergisini çatlak asfalt için ödüyoruz.
Sağlık için özele yönlendiriyorlar.
Eğitim için “özel ders almazsanız olmaz” diyorlar.

“Su” diyorduk.
Geldi!
Evet, ihtiyacımızdı ve olağanüstü bir proje yapıldı.
Öyle de…


Hem yatırımı ödüyoruz, hem maliyeti, hem de mülkiyetini verdik üstelik…
Su da pahalı oldu.

***

Bu kadar öfke, eleştiri, karamsarlık yeter mi?
Yetmiyoruz.
Yetmiyor ve tükeniyoruz.

 

Bu yazı toplam 1950 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar