1. YAZARLAR

  2. Neşe Yaşın

  3. UMUTLA BAŞLAMAK
Neşe Yaşın

Neşe Yaşın

UMUTLA BAŞLAMAK

A+A-


Bu yazıyı yılın üçüncü günü karlar içindeki Barrington’dan yazıyorum. Eski bir arkadaşı ziyaret için New York’ta bindiğim Peter Pan adlı otobüs taşıdı beni buralara… Dünyanın bilmediğim bir yerinde böyle sessiz ve dingin beyazlıklar içinde olmak heyecan verici… Bir yandan da yağmaya devam eden kar, arkadaşımın benim için yaptığı muhteşem gezi planını aksatacak gibi… Çok sevdiğim şair Emily Dickinson’un müze evini ziyaret ise her koşulda gerçekleşemeyecek. Müze, iki ay boyunca kapalı tutuluyor. Bendeki şansa bakın ki o da bu günlere denk gelmiş.

Çok uzak yerlerden uzak şeyler anlattığımın farkındayım. Uzaklar, onlardan uzaklaşınca daha güzel yazılıyor aslında… Gezi yazıları yazmayı pek sevmem bu yüzden. Zaman geçince bellekte süzülmüş halleri kalıyor uzak ülkelere seyahatlerin… Bir mekânın verdiği duygu, tuhaf bir ayrıntı, bir şehrin salgıladığı ruh hali bir biçimde kelimelere dökülür hale geliyor. 

Az önce okudum; 3 Ocak  “Dünya Boşanma Günü” olarak biliniyormuş. İstatistiklere göre en yüksek boşanma başvurusu bu tarihte yapılıyormuş. Çok ilginç geldi bu bana. Yılbaşı böyle bir muhasebe zamanı sanki… Yeni bir hayat için karar verme zamanı. Bir başlangıç duygusunun getirdiği reform eğilimi… Bir hesaplaşma, yüzleşme hali…

Yolculuklar, dünyanın ne kadar farklı seçeneklerle dolu olduğunu, yaşanacak bin bir türlü hayat bulunduğunu anımsatıyor insana…  Zaman algısı da değişiyor sanki… Mekânlar zamanın akışını etkiliyor. Günler, tarihler başka bir anlam kazanıyor. Rutinden uzaklaşan gün, daha uzun ve yoğun yaşanabiliyor.

1 Ocak, Hazar ve Feriye ile kahvaltı günümüzdür. Her yılın ilk günü İstanbul’da geleneksel hale gelen bu kahvaltıyı bu yıl onların taşınması vesilesiyle Brooklyn’de bir kafede gerçekleştirdik. Ardından da New York’taki geleneksel şiir maratonuna katıldık. New York’ta iki paralel şiir maratonu gerçekleşiyor 1 Ocak günü… Birisi 40 yıldır süren çeşitli sponsorlarca desteklenen, giriş ücreti olan, aralarında ünlü isimlerin de bulunduğu onlarca Amerikan şairin gün boyunca şiir okuduğu daha resmi görünümlü bir maraton…  Diğeri ise 20 yıldır buna alternatif olarak düzenlenen bir başka maraton. Açık mikrofon var ve önceden ilan edilmemiş isimler de şiir okuyabiliyor. Hangisine gidelim diye biraz düşündükten sonra alternatif olanda karar kıldık. Oldukça hoş bir ortamdı doğrusu. Güzel bir sahne tasarımı ve şiire yakışır samimi bir ortam… Sahne alan bir şair uzun uzun okuyup mikrofonu meşgul etmeye devam ederse, önce ön sıralarda oturan birisi özel olarak tasarlanmış bir bayrağı sallamaya başlıyor; şair hala bitirmiyorsa bir parazit sesi çıkıyor, buna rağmen susmamakta ısrar ederse iri bir adam gelip onu sahneden indiriyor. Bir kez tanık olduk buna ve epey eğlendik.  Yeni yıla şiir dinleyip şiir okuyarak başlamak harikaydı.

Yeni yılın hep duygusal bir ağırlığı vardır benim için… Hayatımın bazı önemli anları, geçmiş yeni yıl kutlamaları bir bir geçer gözümün önünden… Şimdi uzaklarda kalan ilişkileri, dostlukları,  içimi sızlatan bazı anları düşünürüm. ‘Bu yıl da geçti işte ve yine istediklerime ulaşamadım’ ın burukluğunu yaşarım. Sevinç duyulacak durumları da anımsarım kuşkusuz. Güzel anılar da biriktirmişimdir yıl içinde…

Evimden, ülkeden çok uzaktayım şu an... Her yan karlarla kaplı… Bir Noel kartının içinde gibiyim.  Böylesi bir soğuğu en son dört yıl önce Oslo’da yaşamıştım sanırım.

Okyanus kıyısındaki bir tatil şehrinin uykulu sokaklarında dolaştık bugün… Karın bembeyaz rüyasında… Çocukluğumdan beri sevmişimdir kar masallarını… Karın büyülü örtüsünün bir şehre verdiği birleşme duygusunu… Ev içlerinin sıcaklığına sığınma halinin romantizmini… İnsanı kendi içine çağıran o gidememezlik ve yalnızlaşma halini…  Beyazın insanın içine saldığı arınma hissini…

Dışarda kar yağsa ve ben evde hep yazsam diye bir fantezim olmuştur hep… Sonsuz beyazlıklar, ulaşamama halleri yazıya çok uygun diye herhalde.

Buralardan yeni yılını kutluyorum sevgili okur… İçimde güzel şeyler olacağına dair kıpırtılar var... İstersek değiştirebiliriz hayatlarımızı… Nedense böyle hissediyorum bugün… Beyazlıklar içinden iyi dileklerim ve sevgilerim sizlerle olsun.

Bu yazı toplam 2803 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar