Umutlu Haberler
Kan ve barut kokusunun, adaletsizlik ve yalana bulandığı bir dünyada nefes almak her gün biraz daha zorlaşıyor. Haber sitelerinde, gazetelerde, radyo televizyonda hep bir şiddet, kin, ikiyüzlülük. Reality Showlar’dan gün be gün salonlarımıza akan mesaj; hayatın ve insanların ne kadar acımasız olduğu ‘gerçeği’. En çok bağıran, en büyük komplolara imza atan, en fazla ezenlere gidiyor en yüksek puanlar. Yarışma sunucuları, yarışanları yerden yere vuruyor, yetmiyor soruyu bilemediği için yeri kaydırıyor, dibine gönderiyor.
Dürüstlük yerini açıkgözlüğe, paylaşım rekabete bırakmış, bizi terk etmiş sanki. Anneler gününde bir annenin katili için anı turnuvası düzenleniyor. Elleri kanlı olanlar değil de kadınların ayın belli günlerinde ‘kirli’ olduklarını okuyoruz sözlüklerde.
Hayata dair kapkara gözlükler dağıtılmış sanki her birimize. Hep karanlık, her yer, her ülke, her sokak. Savaş yıkıntıları arasında gezinen, kül olmuş toprakları eşeleyen çocuklar gibiyiz. Umut arıyoruz, ekmek niyetine. Güzel haberlere tutunmaya ihtiyacımız var. Griye çalan dünyamıza renklerini katacak güzellikler dört bir yanda esasta, görmüyoruz, göremiyoruz, gösterilmiyoruz belki. Dişimiz, tırnağımızla kazmamız gerekiyor bazen bulmak için iyiliği, bazen yanı başımızda duruyor, bakmak yeterli.
Dayanışma diye bir örgüt kuruluyor ülkemde örneğin. Üretken, bilgili, sorumlu gençler bir araya geliyorlar çeşit çeşit renkleri, müzikleri ile. Güzele, doğruya, paylaşıma, adalete ses olmaya aday oluyorlar, ezilene umut. Ütopyamıza güneş, geleceğimize ışık veriyorlar.
Şehrim ihtişamlı bir Onur Yürüyüşü’ne hazırlanıyor bir yandan. 22 örgüt destek oluyor, gökkuşağı renklerine boyamaya geliyorlar sokakları, bağımsız aktivistlerle elele.
Kıbrıslı Rumlar Paskalya’yı kutlarken Lefkoşa Türk Belediyesi bir güzellik yapıyor, kuzeye geçtikleri noktalara ‘Mutlu Paskalyalar’ afişi asıyor. Tüm Kıbrıslı dostlarım birlikte alkışlıyorlar bu jesti. Benzerini Kıbrıslı Rum Belediye’den talep edenler ise Kıbrıslı Rumlar oluyorlar.
Bir düğün davetiyesi alıyorum, üç dilde. ‘Ne güzel toplumlararası bir evlilik daha’ diye düşünürken, çiftin ikisinin de Kıbrıslı Türk olduğunu fark ediyorum. Kıbrıslı Rum ve yabancı arkadaşları da okuyabilsin diye İngilizce ve Rumca eklenmiş davetiyeye.
3 çocuklu, başarılı bir işkadını, pırıl pırıl bir genç kadın Oya Koçak Barçın. Koltuğunun altına bir karpuz daha sığdırıyor. ABD’de Ekonomik Kalkınma Enstitüsü’nü bitiren az sayıda yabancı öğrenci arasına giriyor, tek Kıbrıslı olarak, kuzeyinden veya güneyinden. Gülümsetiyor, hayatta her şeyin mümkün olduğuna inananları.
Kıbrıs Türk kısa filmi ‘Olağan Denemeler’, uluslararası festivallere katılıyor, ödülden ödüle koşuyor. Oscar yolunda ilerliyor üstelik, gururumuz oluyor.
Bir avuç gönüllü, dışlanmış, ezilmiş Arabahmet çocuklarının yoluna ışık tutuyor, Özgür Okul ile. Türkçe, İngilizce, Matematik dersleri alıyor minikler, Küçük Prens’in sahnelenmesine hazırlanıyorlar bugünlerde.
Londra ilk müslüman Belediye Başkanı’nı seçiyor. Emekçi sınıftan gelen başarılı bir İnsan Hakları Avukatı Sadık Khan, milyoner rakibinin ırkçılık kokan çirkin kampanyasına yenilmiyor. Güneş balçıkla sıvanmıyor.
Paris’te başlayan Nuit Debout direnişi Fransa’da büyümeye, Avrupa’ya yayılmaya devam ediyor, sistemin değişebileceğini müjdeliyor. Fransızlar kendilerine sivil toplumdan yükselen bir çevre aktivistini umut olarak görmeye başlıyorlar, Cumhurbaşkanlığı’na aday olması için imza kampanyaları başlatıyorlar.
Belçika’da arızalanan bir nükleer santralin kapatılması için Avrupa genelinde başlatılan imza kampanyası Almanya Çevre Bakanlığı’nı harekete geçiriyor. Merkeze Alman denetçi bilirkişi gönderiliyor. Kampanyanın yeni hedefi santrali kapatmak 1,179,000 imzaya ulaşılmış durumda, an itibarı ile.
Daha yazacak çok güzel haberim var benim, yaşamıma renk katan, günüme umut. Yerim doluyor, editörüm yazı bekliyor, devamı sonraki haftalara kalıyor.