“Üniversitelerin sayısı değil, kalitesi gelişmişlik göstergesidir”
Eğitim uzmanları YENİDÜZEN’e konuştu, üniversitelerin sayı ya da ekonomiden ziyade ‘akademik merkezler’ olarak görülmesi gerektiğini vurguladı.
Dila ŞİMŞEK
Ülkede “üniversite bolluğu” yaşanırken eğitim uzmanları YENİDÜZEN’e konuştu, üniversitelerin ‘sayı ve ekonomiden’ ziyade ‘akademik merkezler’ olarak görülmesi gerektiğini vurguladı.
Eğitim bilimcileri, üniversite sayısının ‘artık burada durması gerektiğini’ vurgularken, önemli olanın sayının artması değil, üniversitelerin akademik kalitesi olduğunu söyledi.
Eğitim Bilimci Salih Sarpten, “100 bini aşkın üniversite öğrencisine rağmen 2 bin 5 yüz civarında öğretim üyesiyle yükseköğretimde nitelik sorunu var” diyerek akademisyen sorununa dikkat çekti.
Üniversite sayısının ‘nitelik’ demek olmadığını belirten Eğitim Bilimci Kemal Akkan Batman “Pek çok gelişmiş ülkede çok fazla sayıda üniversite yoktur. Üniversitelerin çok olması gelişmişlik göstergesi değildir. Üniversitelerin kaliteleri daha iyi bir göstergedir” şeklinde konuştu.
Yüksek Öğrenim ve Dışilişkiler Dairesi’nin verilerine göre, ülkede 22 aktif yükseköğrenim kurumu bulunuyor. Bu kurumlar, 16'sı yerel merkezli, 4'ü yurtdışı merkezli toplam 20 eğitim veren üniversiteden ve 2'si meslek okulundan oluşuyor.
2018-2019 eğitim yılında, toplam 102 Bin 701 yükseköğretim öğrencisi vardı. 2019-2020 Eğitim Yılında bu sayı, az bir artışla 103 Bin 748’e yükseldi.
2018-2019 akademik yılında KKTC uyruklu 12 Bin 508, TC uyruklu 54 Bin 875, Yabancı uyruklu ise 35 Bin 318 öğrenci bulunuyordu.
İçinde bulunduğumuz 2019-2020 akademik yılında ise KKTC uyruklu 12 Bin 243, TC uyruklu 50 Bin 286, Yabancı uyruklu 41 Bin 219 öğrenci bulunuyor.
Ülkede KKTC ve TC uyruklu öğrencilerin sayısının azaldığı, yabancı uyruklu öğrenci sayısının ise epey arttığı gözlemleniyor.
2018: 5 üniversite YÖK onayı beklerken, 9 üniversite ön onay aşamasındaydı ve 10’u ruhsat başvurusunda bulunmuştu
Dünya Bankası ve Avrupa Komisyonu’nun Kıbrıs’ın kuzeyi için hazırladığı Yükseköğretim Raporunda; 2018’de üniversite sayısı 14’e yükselirken, aynı yıl 5 üniversitenin de YÖK onayı beklediğine vurgu yapıldı. 9 üniversitenin ön onay aşamasında olduğu, 10 üniversitenin de ruhsat başvurusunda bulunduğu belirtilen raporda “yakın zamanda üniversite sayısının 40’ı bulabileceğinin öngörüldüğü” ifade edilmişti.
Rapora göre 2003’de 30.000 olan öğrenci sayısı, 2018’de 103.000 öğrenciye yükseldi.
Öğrencilerin %55’inin TC uyruklu, %31’inin ise diğer ülkelerin vatandaşı olduğu belirlenirken, %14’ünün Kıbrıslı Türklerden oluştuğu açıklanmıştı.
İncirli: “Yükseköğretim ‘akarına’ bırakıldı”
CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli, Meclis’te konuşma yaparak yükseköğrenimin ülkenin lokomotiflerinden kabul edildiğini ancak icraata gelince turizmin de yükseköğrenimin de “akarına” bırakıldığını söylemişti. Eğitim bütçesi tartışılırken yaptığı konuşma ile dikkat çeken İncirli, üniversitelerin ekonomiye katkısının yadsınamayacağını ancak, kurumların içine düşme riski taşıdığı sıkıntılar bulunduğunu ifade etmişti. Kurumların sürdürülebilir ve kaliteli olmaları içi tüm paydaşların dahil olduğu adımlar atılması gerektiğini kaydetmişti.
Eğitim Bilimci Salih Sarpten:
“Daha çok üniversite değil, daha çok bilim”
Eğitim Bilimci Salih Sarpten, üniversite ya da öğrenci sayısı üzerinden ülke yükseköğretimini değerlendirmenin anlamlı olmadığını söyledi. “Üniversiteleri sadece gelir getiren kurumlar olarak nitelendirilip; ne kadar çok üniversite ya da ne kadar çok öğrenci, o kadar iyi bir yükseköğretim kademesi yaklaşımıyla hareket ediliyor” şeklinde konuşan Sarpten, bu yaklaşımı, ülkemizdeki yükseköğretimin sürdürülebilir olmasındaki en büyük engel olarak gösterdi.
Aynı anlayışın yükseköğretimin getirdiği sorunlarla başa çıkamadığını ifade eden Sarpten, “Pek çok sorunla karşılaşan öğrenciler de perişandır. Öğrenciler gözünde bu durum tüm Kuzey Kıbrıs üniversiteleri aynıdır ve aynı şekilde kötüdürler algısı yarattı. Dünya sıralamasında ilk 1000’e, genç üniversiteler arasında ilk 200’e giren DAÜ ile apartman üniversitelerinin aynı kefede değerlendirilmesi sonucunu ortaya çıkardı” diye açıkladı.
Aktif üniversiteler içinde köklü geleneği olan 4-5 üniversite dışındaki birçok üniversitenin kurumsallaşma, özerklik ve denetim sorunu olduğunu savunan Sarpten, araştırma ve geliştirme çalışmalarının yetersizliğine de dikkat çekti.
Öğrenci kabul koşullarını dikkate almayan bir anlayış olduğunu söyleyen Sarpten, şunları söyledi:
“100 bini aşkın üniversite öğrencisine rağmen 2 bin 5 yüz civarında öğretim üyesiyle yükseköğretimizde nitelik sorunu var. Üniversitelerimizi daha çok öğrenci, daha çok bina, daha çok para getiren kurumlar olma görüntüsünden çıkartıp, bilim kurumları haline dönüştürebilmeliyiz… Kısacası kaliteli bir yükseköğretim alanı yaratmak için; bilimsel temeller üzerine kurulmuş herkes tarafından bilinen, açık, şeffaf ve amacı anlaşılır bir yükseköğretim politikasına ihtiyacımız var.”
Eğitim Bilimci Kemal Akkan Batman:
'Üniversite sayısı burada durmalı'
Eğitim Bilimci Kemal Akkan Batman, üniversitelerin pek çok açıdan ülke için önemli olduğunu söyledi. “Kanımca en temeldeki önemi ülkenin varlığına yönelik yaratılan farkındalıktır” diyen Batman, uluslararası düzeyde öğrenci ve öğretim görevlisinin ülkeye geldiğini söyledi.
Batman, “Hiç ifade etmek istemediğimiz bir katkı da hizmet sektörü bağlamındadır. Üniversiteler ekonomik olarak da ülkenin gelirinin artmasında katkısı yadsınamaz” dedi.
Bir ülkede üniversite sayısının nüfusa oranının çok önemli bir gösterge olduğunu belirten Batman, nüfus oranında üniversite miktarının ortalama olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Batman, bunu şu şekilde açıkladı:
“Pek çok gelişmiş ülkede çok fazla sayıda üniversite yoktur. Üniversitelerin çok olması gelişmişlik göstergesi değildir. Üniversitelerin kaliteleri daha iyi bir göstergedir. Örneğin ilk 500 üniversite sıralamasında yer almak daha önemlidir. Genel olarak gelişmekte olan ülkelerde çok sayıda üniversite olması ‘işsizlik oranını’ düşük göstermek içindir. Öğrencilerin liseden sonra üniversiteye gitmeleri, devamında yüksek lisans ve doktora yapmaları ülkenin işsizlik oranını aşağılara çeker. Herkes üniversitede okuduğu için yüksek lisans ve doktora yapan gençler ‘işsiz’ olarak gösterilmez. Bu da ülkenin işsizlik oranının düşük olmasını sağlar. Bu nedenle gelişmekte olan ülkeler durmadan üniversite açarlar, öğrenciler oralarda oyalanır ülke de işsiz geç oranımız çok düşüktür diye övünür.”
Ülke nüfusunun bilinmemesine rağmen gözlemlere göre üniversite rakamlarının çok yüksek olduğunu dile getiren Batman, üniversite sayılarının artık burada durması gerektiğini vurguladı.
Batman, ülkedeki ekonomik problemlere yenileri sürekli olarak eklendiğini, üniversitelerin bunlara karşı bir önlem ya da çözüm getiremediğini söyledi.
Üniversitelerin, nicelikten çok nitelikli olması gerektiğine işaret eden Batman, bu bağlamda da yerli genç akademisyenlerin desteklenmesinin önemine dikkat çekti.
Batman sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Üniversitelerde ülkenin coğrafik, siyasi, ekonomik ve toplumsal analizinin yapılıp, artı değer sağlayacak alanlar tespit edilerek bu alanlarda bölümler açılması gerekli. Aksi takdirde süregelen politikalar gibi üniversiteler sadece öğretime odaklanmış olarak kalacak. Bu da ülkenin kalkınmasında hiçbir artı değer sağlamayacaktır. Sözün özü üniversiteler ülkenin kalkınmasında önemli bir güç haline dönüştürülecek bir üniversite stratejik planı hazırlanması şarttır.”
Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın, Yüksek Öğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi verilerine göre:
- Ülkede 22 aktif yükseköğrenim kurumu bulunuyor.
- 2018-2019 Eğitim Yılında, toplam 102 Bin 701 yükseköğretim öğrencisi vardı.
- 2019-2020 Eğitim Yılında bu sayı, 103 Bin 748’e yükseldi.
- 2018-2019 akademik yılında KKTC uyruklu 12 Bin 508, TC uyruklu 54 Bin 875, Yabancı uyruklu ise 35 Bin 318 öğrenci bulunuyordu.
- 2019-2020 akademik yılında ise KKTC uyruklu 12 Bin 243, TC uyruklu 50 Bin 286, Yabancı uyruklu 41 Bin 219 öğrenci bulunuyor.