1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3.  “Unutmak her zaman bizi tekrara sürükledi: Kolombiya çok fazla unuttu ve savaş hep geri geldi…”
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

 “Unutmak her zaman bizi tekrara sürükledi: Kolombiya çok fazla unuttu ve savaş hep geri geldi…”

A+A-

Kolombiya Ulusal Tarihsel Hafıza Merkezi’nden Nancy Prada, Kolombiya’da “hafıza” konusundaki çalışmalarını anlattı…

Emine UÇAK

Demokratik Gelişim Enstitüsü’nun (DPI) davetlisi olarak İstanbul’a giden Kolombiya Ulusal Tarihsel Hafıza Merkezi’nden Nancy Prada ile bir kamu kuruluşu olan merkezin çalışmalarını, Kolombiya’nın barış sürecinde kadınların deneyimlerini ve çatışma çözümünde bellek oluşturmanın önemini konuştuk.

Hafızanın barıştan yana olduğunu belirten Prada, “Kadınlar, hafıza sürecinin gelişmesinde çok efor sarf ettiler, geçmişi unutmak için değil, ölülerinin, kendilerinin anılarını onore etmek için ve neler olduğunu anlayarak bunların tekrar yaşanmamasını gözetmek için.” dedi.

***  Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Felsefe, kültürel çalışmalar ve toplumsal cinsiyet alanında çalışan biriyim. Daha önce Kolombiya Ulusal Üniversitesi’ndeki Toplumsal Cinsiyet Okulu da dahil çeşitli yerlerde dersler verdim. Asıl çalışmam biyopolitika, cinsiyetler ve tarihsel hafıza çizgilerinin içinde kalıyor. Daha önce UN Women (Birleşmiş Milletler Kadınları), Institute for Educational Research and Pedagogical Development in Colombia (Kolombiya Eğitim Araştırmaları ve Pedagojik Gelişim Enstitüsü) ve  Network of Sex Workers of Latin America and the Caribbean (Latin Amerika ve Karayip Sex İşçileri Ağı) gibi birkaç kuruluşta uzman toplumsal cinsiyet danışmanlığı yaptım. 2012’den beri Kolombiya Ulusal Tarihsel Hafıza Merkezi’nin toplumsal cinsiyet ekibinin koordinatörü olarak çalışıyorum. Bunun dışında “Annihilate the Difference (Farklılığı Ortadan Kaldır)” (2015) , “The War Inscribed in the Body (Bedene Yazılmış Savaş )” (2015) gibi ulusal raporların koordinasyonunda görev yaptım.

***  Kolombiya’daki çatışmalı süreci kısa özetlemeniz mümkün mü?

İçinde yer aldığım Hafıza Merkezi, savaşın başlangıç tarihini 1958 yılı olarak belirliyor. Daha sonra halkın çıkarlarını göz ardı eden geleneksel partiler arasındaki anlaşmaya cevaben, FARC olarak bilinen Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri dahil köyden gelen bazı gerilla grupları doğdu. 80’li yıllarda bu gerillalar güçlendikçe, özel sermayenin hizmetinde paramiliter gruplar ortaya çıktı. Güvenlik güçleri, gerillalar ve paramiliterlerin karşı karşıya gelmesine ek olarak, bazı silahlı aktörlerin üzerinden kar elde ettiği uyuşturucu ticareti başladı. 2005’te paramiliterlerle, Terhis Anlaşması imzalandı, fakat topraklardaki diğer güçler iktidara karşı tekrar silahlandı. Bu noktada Kolombiya’da terhis sonrası paramiliter gruplar olarak bildiğimiz gruplar ortaya çıktı. Kolombiya savaşında yer alan en az dört silahlı aktörden bahsettim: gerillalar, paramiliterler, güvenlik güçleri ve terhis sonrası paramiliter gruplar. Bu kayıpların henüz tam olarak açıklanmadığı uzun ve karmaşık bir savaş. Bugüne kadar yaklaşık üç yüz bin cinayet, altmış bin kayıp, yirmi beş bin cinsel şiddet mağduru ve yerinden edilmiş yedi milyondan fazla kişi olduğu biliniyor. Rakamsal veriler çok büyük.

***  Bu yıkımın en ağır faturasını kadınlar yaşadı diyebilir miyiz?

Kolombiya’daki savaş, kadınların üzerinde orantısız bir etkiye sahipti. Kadınların ve erkeklerin mağduriyeti silahlı çatışma çerçevesinde büyük farklılık gösteriyor. Tüm silahlı aktörler (farklı yöntem ve yoğunlukta olsa da) kadına ve diğer feminen bedenlere karşı cinsel şiddet uyguladılar; dokunma, zorla soyma, tecavüz, seks köleliği ve diğerleri. Bu spesifik şiddet türlerinin yanı sıra kadınlar türler arasında ayrım yapmayanlardan da çekti: hedef gözeterek öldürme, zorla ortadan kaybetme, tehditler, yerinden etme ve diğerleri. Erkeklerin de acı çektiği bu olayların, toplumda oynadığımız eşit olmayan roller nedeniyle kadınlar üzerinde orantısız bir etkisi oldu. Örneğin, çocuklarıyla beraber şehirlere taşına köylü kadınların karşı karşıya kaldığı durum,  yalnız bir erkeğinkiyle aynı değil ya da aynı sosyal sermayeye sahip değiller.

***  Çalıştığınız Ulusal Tarihsel Hafıza Merkezi hangi amaçla kuruldu, ne gibi çalışmalar yapılıyor?

Merkez,  2011’de Mağdurlar Yasası çerçevesinde kurulan bir kamu kuruluşudur. Amacı genel toplumun yanı sıra Kolombiya’daki silahlı çatışma mağdurları için kapsamlı tazminat ve hakikat hakkına katkı sağlamak. Merkez bunu mağdurların verdikleri ifadeler yoluyla, çatışma kapsamında yapılan ciddi insan hakları ihlallerini tekrar inşa ederek; doğruyu, adaleti, tazminatı ve sürdürülebilir, kalıcı bir barışı arayarak yapıyor. Şiddet olaylarının yaşandığı bölgelerde yaşayanlarla diyalog kurarak ve onları çatışmaların en çok vurduğu bölgelerdeki mağdurlara ayrıcalık tanıyan atölyelere, konuşmalara, röportajlara, araştırmalara, sergilere ve fotoğrafik, görsel-işitsel incelemelere entegre ederek kolektif bir bellek inşasını sağlıyoruz.

Ayrıca tarihi aydınlatmaya katkıda bulunmak ve olayların tekrarlanmaması güvencesini sağlamak için mağdurların bakış açısını vurgulayarak, Kolombiya silahlı çatışmasının çoğul hatıralarının eklemlenmesi, derlenmesi, dahil edilmesi ve görünürlüğünün artması üzerine çalışan bir platformuz. NCHM tarafından toplanan bütün bilgiler, Kolombiya’nın politik ve sosyal tarih bilgisini zenginleştiren; eğitimsel, akademik ve kültürel inisiyatifleri içeren çeşitli müze etkinlikleri aracılığıyla eğitim kurumlarına, uluslararası işbirliği ortaklarına, kamu kuruluşlarına ve genel vatandaşların yanı sıra çatışma mağdurlarına açıktır.

***  Merkez bünyesindeki toplumsal cinsiyet bölümü nasıl şekillendi?

 2012’de Kolombiya hükümeti ve FARC gerillaları arasında Küba, Havana’da bir müzakere masası kuruldu. İlk çıkan resim toplumsal cinsiyet bağlamında felaketti, hiç kadın yoktu. Kadın toplumsal hareketi buna karşı sesini çıkarttı ve kadınların masadaki yokluğunu duyurarak devlet başkanından kadınların müzakereci olarak atanması için talepte bulundu. Kısa süre sonra kadınların ısrarları sayesinde Haziran 2014’te “Toplumsal Cinsiyet Alt Komisyonu” kuruldu. Komisyon, Havana mağdur kadınlar heyetini ağırladı ve onların taleplerini dinledi. Müzakere, 2016’da çatışmanın sona ermesi için imzalanan nihai anlaşmaya kadar dört yıl sürdü.  Anlaşma altı maddeden oluşuyor ve bunların hepsi Toplumsal Cinsiyet Alt Komisyonu’nun başarısıyla kadınların farklı meselelerini içeriyor.

***  Kadın belleğinin önemi nedir ve bunu nasıl kayıt altına alıyorsunuz?

Meslektaşlarımla beraber hafızanın barışın yanında olduğunu ve hafıza üzerine yapılan çalışmalara kadınların özellikle önem verdiğini düşünüyoruz. Kadınlar, hafıza sürecinin gelişmesinde çok efor sarf ettiler, geçmişi unutmak için değil, ölülerinin, kendilerinin anılarını onore etmek için ve neler olduğunu anlayarak bunların tekrar yaşanmamasını gözetmek için.

Bunu üç bölümde anlatmak mümkün. Birincisi, bir yanda çoğu durumda katliamlardan ve hedef göstererek öldürme eylemlerinden kurtulanlar kadınlar oldu. Ölümden çocuklarını yanlarına alarak kaçabildiler. Eşlerinin öldürülmesinden ya da kaybolmasından sonra zorla yer değiştirdiler. Birçok durumda cinsel şiddetin de dahil olduğu başka şiddet türlerinden çektikleri acıdan sonra bunu yapabildiler. Neler yaşadıklarını anlatan hikayelerin yazılması belleğin oluşmasında çok önemli.

Diğer yanda hafızada toplumsal cinsiyetten izler var. Çoğu vakada kadınlar ve erkekler aynı durumu farklı şekilde hatırlarlar. Bu farklılığın doğal değil kültürel bir nedeni vardır: belirli hatırlama yolları temelde nasıl sosyalleştikleriyle alakalıdır. O nedenle kadınlar silahlı çatışma bağlamında deneyimlerini hatırladıklarında, bunu kendi kültürel sistemlerinde bulundukları yere uygun olarak yaparlar. Birçoğu hakim toplumsal cinsiyet düzenine uygun şekilde ev işlerinde, topraklarda, kız ve erkek çocukların büyütülmesinde yorulmadan çalışmış ve bu nedenle hayatın bu alanlarıyla güçlü bağları vardır.  Kendi soylarından gelenlerin kaderiyle, kayıp akrabalarının ya da ölülerinin bedenlerinin iadesini isterken geçtikleri acılı yollarla, sadece onların bildiği ev içi kölelik gibi şiddet türleriyle ya da şiddetin ailelerinde ve toplumlarında bıraktığı izlerle ve kırıklarla yüklü hatıraları örüyorlar. Kadınların bellekleri bize bunları anlatıyor, erkeklerinki değil. Çünkü toplumsal cinsiyet, kültürün yüklediği rolleri ayırır, bu noktada kadınların hafızası farklı öğrenme biçimini ve ilişkileri teşvik eden, herkesin konuşabileceği bir yerdir. Üçüncü önemli husus ise kadınların ve diğer alt grupların belleklerinin, baskın iktidar yapılarının üstünlüğü ve savaş mantığı arasındaki bağlantıyı kurmayı başarmasıdır. Bununla birlikte kadınların hafızası, silahlı çatışmanın anlaşılmasına temel katkılar sağlar. Ve olayların tekerrür etmemesinin garantisi, bizim neler olup bittiğini çok iyi anlamış olmamızdan geçer.

Örneğin kadınların hafızası, onlar için şiddetin bir sürekliliği olduğunu, yani savaşın onlara karşı olan şiddeti yaratmadığı ama ağırlaştırdığını anlamamızı sağlar.

***  Hafıza oluşturulmasın, bellek kaydının barış süreçleri için önemi nedir?

Hafıza barıştan yanadır. Neden yana olduğunu  madde madde saymak isterim.

***    Unutmak her zaman bizi tekrara sürükledi: Kolombiya çok fazla unuttu ve savaş hep geri geldi.

***    Çünkü tarihsel bellek, hegemonik bir hikaye değildir. Bu, eleştirel bir alıştırma; diyaloğa ve gerilime maruz kalan çeşitli hatıraların birikimidir.

***    Çünkü hafıza, mutlak düşmanlıklar arasındaki çatışmadan, düşmanlar arasında yapılan münazaraya geçmemize izin verir.

***    Çünkü şimdilerini avutmak için anılarından feragat eden toplumlar, dargınlık veya intikamdan nadiren kaçarlar.

***    Çünkü görevlerinden biri sorunları çözmek için donatılmış olmasa bile sorunlara işaret etmektir. Politikalar, kalkınma modelleri ve sosyal düzen bunun için var.

***    Çünkü hafıza mağdurların ölülerini bulmaları için, neler olduğunu öğrenmeleri için ve üzerlerindeki lekeleri çıkarmaları için bir ihtiyaç ve haktır.

***    Çünkü hafıza bir nedensellik ve etki yaratır, anlamları yorumlar ve yaşanmışlıkların içine bakar, sadece izole olmuş olayları değil süreçleri fark eder.

***    Çünkü mağdurların anıları zehirli ya da intikamcı değildir. Çoğu mağdur her ne pahasına olursa olsun adalet istemez, doğruyu ve yaşadıklarının tekrar yaşanmamasını ister.

***    Çünkü hafıza ve bunun ifadesi, şiddete karşı barışçıl bir direniştir. Bir sesin, durumun, bitmemiş bir sorunun veya çözümün varlığını tanımaktır.

***    Çünkü hafıza çoğunlukla bir demokratik açılım pratiği ve barışın inşa edilmesinde, şimdinin dönüşmesini ve geleceğin kurulması yönünde çalışan bir araçtır.

Bu uygulama hafızanın, geçmişin durağan resimlerinin bir koleksiyonu olmadığını, onun yerine insanların geçmişi açıklayan ve gelecekle şimdiki zamana şekil veren parçaları oluşturabilecekleri bir alan olduğunu anladığımız sürece işe yarayacak.

(HAFIZA MERKEZİ – Emine UÇAK – 25.5.2018)

 

 

 


 

Kıbrıs Cumhuriyeti’nden Kayıplar Komitesi’ne 135 bin Euro bağış…

 

Kıbrıs Cumhuriyeti yönetimi, Kayıplar Komitesi’ne 135 bin Euro bağış yaptı.

Kayıplar Komitesi’nden yapılan açıklamada, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 2005’ten bu yana komiteye, bu bağış da dahil, toplam 2 milyon 935 bin 700 Euro bağış yaptığı kaydedilerek, teşekkür edildi. Kayıplar Komitesi, bu durumda ülke olarak Kayıplar Komitesi’ne en büyük bağışçının Kıbrıs Cumhuriyeti olduğuna dikkati çekti.  Açıklamada, bugüne kadar iki toplumdan 890 kayıp şahsın kimliklerinin tespit edilerek, defnedilmek üzere ailelerine teslim edildiği kaydedildi.

 

Bu yazı toplam 1393 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar